Bu hafta, geçen günlerde gittiğim “Elif Ana” setinden notlarımı sizlerle paylaşmak isterim…

Bilen bilir tiyatro ve sinema aşığıyım. Bu ikisine de doymadan göçersem bu diyardan inanın çok üzülürüm.

Muhlis Asan abi aradı; “Kahramanmaraş Elbistan’da iş var, Kazım Öz çekiyor çık gel.” dedi.

Muhlis ağabey, Kazım Hoca’yı söyleyince hemen geleyim dedim. Sadece yönetmen olarak değil kişilik ve duruş olarak da sevdiğim bir isimdir. Trabzon’da çektiği ve yakın zamanda vizyona girecek olan “Bir kar Tanesinin Ömrü” setinin son gününde tanışmıştım kendisiyle.

Yani daha önceden sinemasını bildiğim bir isimdi. Yüz yüze görüşmek “Bir Kar Tanesinin Ömrü” setine denk gelmişti. Kürt sinemasının mühim yönetmenlerindedir.

Bir gece düştüm yollara.

Hop Malatya Havaalanı pat Elbistan Park Otel. Gece yattım, sabah kahvaltıya iniyorum bir de ne göreyim! Aman aman kahvaltı salonunda Orhan Aydın. Büyük usta, oyuncu dünyasının kör sokaklarında devrim meşalesi ile gezen adam. Baba dostu.

Hemen kuruldum yanına, heyecan bu ya yoruyor beni. Usta “ben ben” dedim o kadar diye bildim ya inanın her oyuncuya nasip olmaz.

Orhan amca (Bana düşer amca demek diye düşünüyorum) çay içiyor, ben onu izliyorum hayranlıkla. Küt karşımda Turgay Tanülkü. Turgay baba. “Bu nedir arkadaş.” dedim.

Muhlis abi aradı; Kazım Hoca, Orhan Aydın derken, “Acaba Alis harikalar diyarın da mı dedim?”

Kadroyu diyeyim size, “Orhan Aydın, Turgay Tanülkü, Sermiyan Midyat, Ali Sürmeli, İlyas Salman, Necmettin Çobanoğlu, Füsun Demirel, Cezmi Baskın, Aliye Uzunatağan.” say say bitmez.

Sinemanın büyük isimleri. Gel şimdi Şükrü’yü Alis yapma.

Yönetmen Kazım Öz ve Semir Aslanyürek.

Sonrası da var durun daha.

Fırat abiyle de tanışmak Nurhak dağlarının eteğine denk geldi. Görüntü Yönetmeni Yusuf Aslanyürek de buraya denk geldi. Yusuf abiden de küçük tüyolar almadım değil. Onla benim aramda. Uzun yıllardır bilirsiniz hem televizyona, hem sinemaya iş çekerim. İlk sanat filmim bu proje, o da Maraş’ın dağlarına denk geldi.

Hop set başı, sabah Sermiyan abiyle çok erken düştük yola. Hasan isimli bir kardeş aracı sürüyor, gün açmak üzere. Yaşar Kemal’in betimlemesi gibi gün açıyor ama bir türlü floresan açmıyor kendini, ışık saçmıyor. Herhalde memleketin genelindeki karanlık ışıktan olacak, gün ışığı çok geç düşüyor aslında ilk doğacağı Nurhak eteklerine.

Son beş işim dağlarda geçtiği için ben pek zorlanmıyorum. Her şey hazır ve çekiyoruz senaryoda bize düşen payı.

***

Bak size iki ayrı isimden bahsetmek isterim.

Bir Şirvan Yılmaz Kırtel ve Fatih Zaman… Şirvan Hanım güzel insandır, sinemanın tüm kademelerinde yer almış her basamağında çalışmış bir isim. Fatih Zaman Karadeniz’in bence en büyük cast direktörü. Sinema projesi de var. Onu başka bir yazıda yazacağım. Bu iki isimle Elbistan güzeldi.

***

Peki, Elif Ana filmi neyi anlatıyor? Elif Ana kimdir? Bunlardan da bahsetmek gerek.

ELİF ANA KİMDİR

Elif Ana 1903 yılında Kahramanmaraş iline bağlı Pazarcık ilçesinin Pulyanlı (yeni adı Akdemir) köyünde dünyaya gelir. Çocuk yaşlarda annesini kaybeder. Babası sonra analığı olan Güle Çiftliğe ile evlenir. Elif Ana analığı tarafından büyütülür.

Elif Ananın daha çocuk yaşlarda ruh dünyasında manevi duygular gelişir.

Yıllar geçtikçe mecnunlaşır. Bu arada amca çocukları olan Ali babayla ( Arav Baba ) bir evlilik yapar.

Elif Ananın hayatı bundan sonra tamamen mecnunlaşır. Hak ve hakikat yolunda yürümeye başlar.

Hak ve hakikat yolu; Aleviliğin evrensel değerleri olan (insanlık, sevgi, barış, eşitlik, paylaşım, yardım, hoşgörü, merhamet, misafirperverlik gibi) değerleri bütün benliğiyle özümsemiş ve yaşantısının her alanına yansıtmış bir ulu erenimizdir.

Elif Ana bu nedenle bölgemizde alevi değerlerinin ve ritüellerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında, ayrıca komşular arası, kişiler arası, köyler arası sosyal ilişkilerin gelişmesinde çok önemli bir hizmet sunmuştur.

Kısaca Elif Ana bölgemizde toplumsal ilişkilerin ve birlikteliğin harcı olmuştur.

Şimdi Elif Ananın hak yolundaki değerlerine ve yaşantısına bakalım:

1-ALEVİLİK

Elif Ana Aleviliğin evrensel değerlerine ve ritüellerine hep bağlı kalmıştır. Her gelen misafirler için demi sohbetler, sazlı deyişler ve cemde aşk ile semahlar dönülmüştür.

2-SEVGİ

Elif Ana hiçbir zaman dilinden sevgi sözcüklerini eksik etmemiştir. Canlı cansız her varlığı bir canlı gibi görmüş herkesi bir sevmiştir.

3-BARIŞ

Elif Ana hep huzurdan, kardeşlikten ve barıştan yanaydı. Hiç bir zaman kişiler, komşular, köyler ve hatta bütün insanlar arasında bir kırgınlık ve kavga olmasını istemezdi. Kırgın insanları barıştırmadan rahat etmezdi.

4-EŞİTLİK

Elif Ana bütün canları eşit görürdü. Kimsenin makamına, şanına, şöhretine, malına bakmadan herkese aynı davranırdı. Lokma dağıtırken gözleri görmediği için el yordamıyla eşit dağıtmaya özen gösterirdi.

5-PAYLAŞIM

Elif Ana mütevazı bir hayatı olmasına rağmen elinde bir lokmayı bile bölüşen bir yüce şahsiyetti. Misafirler ne getirdiyse misafirlere ve köyde durumu iyi olmayanlara dağıtırdı.

6-MERHAMET

Elif Ana çok merhametliydi. En ufak bir kavga, tartışma, hasta, felâket, ölüm karşısında için için üzülürdü. Meleyen bir koyun sesi duysa, “Hele bu hayvan neden meliyor.” derdi.

7-HİZMET

Elif Ana misafirlere ve insanlara hizmet aşkıyla yanardı. Günün her saatinde akın akın gruplar halinde gelen misafirlere kusursuz bir. şekilde hizmet edilirdi. Bu hizmet kervanında ilk yıllarda Elif Ananın büyük oğlu Ökkeş ve eşi Zöhre’nin, sonra da uzun yıllar yine Elif Ananın oğlu olan rahmetli Mehmet ve eşi Afe’nin çok önemli hizmetleri olmuştur. Hak herkesin hizmetini kabul etsin.

8-MÜTEVAZILIK

Elif Ana ve Arav Baba ömürleri boyunca sade mütevazı bir hayat sürmüşler. Dünya malına hiç tamah etmemişler. İçinde bulunduğu toplumu unutmamış, kibirlilik içine hiç görmemişler. Halktan sıradan biri gibi yaşamışlar.

9-ADALET

Elif Ana hayatı boyunca hep adil davranmış, hakikat yolunda adil olan neyse ona göre adil davranmış

10-HOŞGÖRÜ

Elif Ana bütün insanlara, bütün fikirlere hoşgörülü yaklaşırdı. Aykırı bir durum da olsa herkesin derdini dinler yine karşıyı incitmeden düşüncelerini söylerdi.

İşte canlar, Elif Ana bir alevi olarak nefsini bırakmış, tarikat, marifet ve hakikat kapılarından geçerek hak hakikat yolunda hakka yürümüş bir ulu erendir. (Yazının Elif Ana Bölümü alıntıdır…)

***

Her hafta bir sinema ve tiyatro size yazıyordum. Bu sefer çekimleri devam eden bir iş kaleme almak istedim. Heyecanla beklemeye devam.