Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmsından satır başları şöyle:
Bu Genel Kurul vesilesi ile tüm katılımcılara yolunuz açık olsun diyorum. Dünyanın ciddi değişimler yaşadığı bir süreçte yeni yapısıyla DEİK'in iş dünyamızın lokomotif kuruluşu haline geldiğini görüyoruz. 2016 Ocak'tan beri DEİK'in düzenlediği 5 bin farklı etkinliği olumlu bir gidişat olarak  değerlendiriyoruz. Elbette burada üye sayısı kadar üyelerimizin niteliği ve vasfı da önemlidir. DEİK asıl değişimi kendi bünyesinde gerçekleştirmiştir. Son dönemdeki adımları Türkiye'nin tüm farklılıklarını içinde barındıran yapıya kavuşturmuştur.
 
Ülkemiz adına da kazanım gördüğüm başarının korunması ve geliştirmesi gerekiyor. Önümüzdeki sene de devam edeceğine inanıyorum. 2019 için belirlenen işimiz gücümüzü dünyaya taşımak. Bu bizim parolamız. 2019 bu noktada çok farklı olacak. Türkiye'nin gücünü tüm dünyaya taşımanızı bekliyorum. İş dünyamıza yol çizecek fikri egzersizler de yürütmelidir. Her zaman sizlerin yanında olmayı sürdüreceğim. Gerek 2011 yılı, gerek o günden bugüne gelen süreç 11 yılı aşkın Başbakanlığım döneminde gerekse Cumhurbaşkanlığı sürecimde özel önem verdim. Ziyaret ettiğimiz her yere DEİK'i de davet ederek iş adamlarımız arasında köprüler kurduk.

PEK ÇOK ÜLKEYE VİZESİZ SEYAHATİN YOLUNU AÇTIK
Bundan sonraki süreçte burada bu çatı altında aslında KOBİ'leri de almak suretiyle tabii... 8 bin 582 ihracatçımıza yeşil pasaport ile önünü açtık. Pek çok ülkeye vizesiz seyahatin yolunu açtık. Eximbank'ın sermayesini 3 milyar liradan 10 milyar liraya çıkardık. İhracatçılarımıza 2 milyar sadece geçen sene destek verdik. Son 16 yılda 201 milyar doların üzerinde doğrudan yatırımın üzerine ulaştık. İş adamlarına yurt dışında heyecan ve girişimci ruhunu aşılayalım istiyoruz. Devlet ve hükümet başkanlarını da ülkemizde ağırlıyoruz. İran Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani ile Çankaya Köşkü'nde iş adamlarımızı bir araya getirdik. Bunlar ilk... Yapıyoruz yapmaya devam edeceğiz.
 
Bugün Türkiye 15-20 yıl öncesine kadar esamesinin okunmadığı ülkelerde şimdi iş adamlarıyla, STK'larıyla, ürünleriyle var. Kültürümüzle ülkemizi tüm dünyada görünür hale getirdik. Bugün Türk girişimciler ticaret yapıyor, yüz binlerce insana istihdam sağlıyor. Mühendislerimiz çok geniş bir coğrafyada imza atıyor. Senagal'in başkenti Dakar'da Türk müteahhitlerin yaptığı havalimanı karşılıyor.

Yollarını, havalimanı, spor salonunu Türk yapıyor. Lübnan, Endonezya, Gana... Endonezya'daki tsunamide kardeşlerimiz öldü. Tüm Endonezya halkına Türk halkı olarak baş sağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Şu anda Pakistan'a MİLGEM projesini ihraç ettik. Teslimatı yapılacak. 1 milyar doların üzerinde bir proje. Güney Afrika'da insanlar Türklerin yaptığı ev eşyalarını yaptığı, dolapları kullandığını görüyoruz. 
 
Pakistan'dan Kuveyt'e birçok güvenlik araçlarını Türkler yapıyor. Made in Turkey damgalı ürünle karşılaşıyor, Türk başarı hikayesi dinliyoruz. Türk şirketlerimiz iş adamlarımız bayrağımızı gururla dalgalandırıyor. Görüştüğümüz her devlet adamı Türk yatırımcıların başarısından bahsediyor. Yabancı şirketlerin sürünmecedeki projelerini Türk firmaları üstleniyor ve hızlı bir şekilde teslim ediyor. Ben sizlere gönülden teşekkür ediyorum. Bu başarı hepimizin ortak başarısıdır. 
 
Bu seviyeler sadece ihracat, yatırım, ekonomide değil, siyaset ve uluslararası ilişkilerde de kaydettiği ilerlemenin sonucudur. Türkiye yeni destanlar yazmaya devam edecektir. 2019'u farklı görüyorum. Bu başarılar Türkiye'nin kendine güvendiğinin kendine inandığının potansiyelini harekete geçirdiğinin işaretidir. Hiçbir zafer altın tepside sunulmaz. 
 
Ülkemizi büyütürken birçok saldırı yüzleştik. İktidarımız ilk dönemlerinde,  devletin içine çöreklenmiş, devleti tapulu malı görenlerin kesimlerin direnciyle karşılaştık. Demokrasinin kılıcı gibi duran, darbe yapmaktan çekinmeyen bu kısım rahatsızlıklarını çok farklı gösterdi. Pek çok projemiz engellenmeye çalışıldı. Bizi yavaşlattı. Sokak hareketleri başlatıldı. IMF'e borcumuzu sıfırladığımız, faizlerin düşük olduğu dönemde izan dışı hareket başlattılar. 

"BUNLAR SANATÇI MÜSVEDDESİ" 
Gezi Parkı'ndaki 12 ağacın taşınması bahane edilerek sokak üzerinden ekonomimiz hedef alındı. Burayı Fransa, Hollanda zannettiler yanıldılar. Sen belki Bakırköy Belediyesi'ne sığınırsın ama biz milletimizle omuz omuza durur terör eylemini darbe eylemini pes ettiririz. Esnafımızın dükkanlarını yağmaladılar, polisimize kurşun sıktılar, belediye otobüslerini yakıp yıktılar. Sen ana muhalefetin başında olsan ne yazar. İstanbul'da başbakanlık ofisini bombalamaya gelenleri savunan iş makinalarıyla yollarımızı bozanlar, bunlarla beraber olanlar bu milleti sevenler olabilir mi? Güney Doğu'da o hendekleri açanlar neyse, ana muhalefetin başı da odur. Hiçbir farkı yoktur. Hem ana muhalefet hem de uluslararası bazı kuruluşlar tarafından kışkırtıldı.Beni ipe götüreceklermiş, bunu sanatçı müsfeddeleri yapacakmış, senin her yerin sanatçı olsa ne yazar. Beni ipe götürecekmiş, senin haddine mi? Biz şahadete inanmış insanlarımız: Biz bunların bedelini ödemeye hazırız. Bunlar sanatçı müsfeddesi. Bunun bedelini ödeyecekler. Kalkacaksın bu ülkenin Cumhurbaşkanını ipte saldandıracaksın. Şimdi yargıya git. Paris'teki gösterilere laf etmeyenler, polisimizi orantısız güçle suçluyorlardı. Milletimizle, STK'larımızla el ele verdik püskürttük. 17-25 Aralık'ta da gördük, sonra 15 Temmuz o gece milli irade zaferine imza attık. 
 
Milletimize 2. İstiklal zaferi yaşatan şehitlerimizi rahmetle anıyorum. 24 Haziran'ın seçim zaferimizin hemen akabinde döviz kurundaki saldırıların diğerlerinden farkı yoktur. Tıpkı Gezi Parkı, çukur eylemleri, 15 Temmuz'dan farkı yoktur. Ana muhalefet bu süreçte kötü bir sınav verdi. Zat o dönemde milletimizin ve iş adamlarımızın moralini bozmaya çalıştı. SSK'yı batıran bu adam bir de bize ders vermeye kalktı. Senin döneminde ne halde olduğunu biliriz. Siz ölüleri bile rehine aldınız. Böyle bir SSK genel müdürlüğü yaptın, suçu o dönemin Başbakanına attı. Yalanlarına iftiralarına devam ediyor. 

Editör: Haber Merkezi