Siz siz olun, hangi amaçla olursa olsun, bir gün yolunuz Mısır Piramitleri’ne düşerse büyük ve yüksek deveye binmeyin. Üstelik bu deve sahibi sizi Mısır Piramitleri’nin etrafında başlangıçta cüz’i bir paraya tur atmaya davet ediyorsa. Fiat’ın cazipliğine kapılır, deve ile piramitlerin etrafını gezip bir nostalji yapayım derseniz bakın başınıza neler gelecek!

Bir seyahat gurubu ile 2009 yılında Trabzon’dan yola çıkarak Mısır’a hareket ettik. Amacımız; gizemli yaşanmışlıkların ve eski medeniyetlerin yaşandığı Mısırı ve özellikle Mısır denilince akla ilk gelen esrarengiz piramitleri ve belki de dünyadaki benzerleri içerisinde en görülmeye değer olan Kahire Arkeoloji Müzesi’ni gezip incelemekti. Piramitlerin sırlarının bu gün bile çok az bir kısmının öğrenilebilmiş olması, onlara duyulan ilgiyi her geçen gün daha da arttırmaktadır. Sadece Keops piramidinim yapılışında her biri 12 ton ağırlığında iki buçuk milyon adet taş blok kullanılmıştır. Piramitlere en yakın taş ocağının yüz kilometre mesafede olduğunu düşünürsek ve bu gün günkü teknoloji ile günde on blok yerleştirilmesi halinde yapımının 664 yıl süreceği hesaplanmaktadır.

Oysa burada bulunan; Keops, Kefren ve Mikerinos piramitlerinin yapımları, 25 ile 35 yıl arasında tamamlanmıştır. Bu piramidin taban yüzeyi anıtın yarısının iki katına bölündüğünde pi=3,14 sayısı elde edilir. Bu piramit dört ana yöne göre düzenlenerek inşa edilmiştir. Piramit kimin adına yapılmışsa, onun mumyasının bulunduğu odaya yılda iki kez güneş girmektedir. Doğduğu gün ve tahta çıktığı gün. Gize vadisindeki bu üç piramit aralarında bir Pisagor üçgeni olacak şekilde düzenlenmişlerdir. Bu üçgenin kenarlarının birbirine göre oranı 3:4:5’dir. Bu akıl almaz yapıların nasıl yapıldığını düşünmek inanın insanın beyin damarlarını zorlamaktadır. Hatta gezi dönüşünde arkadaşlarımızın; ne gördün ne anladın sorularına; ben oraya 1CB beyin ile gittim, 10 CB beyinle döndüm cevabını verdiğimi hatırlıyorum. Yani gerçekten insan bu yapıları görünce, nasıl, niçin, ne ile hangi teknoloji ile sorularını sora sora kendi beynini zorlamaktadır. İşin bizi ilgilendiren ilginç bir tarafı da vardır.

Gerek Memlukler ve gerekse Osmanlılar döneminde hâkim olduğumuz bu bölgede, aslında geçmişin sırlarının saklı olduğu bu piramitlerde hiçbir inceleme ve araştırma yapmadığımız gibi, Gize Vadisi’nin girişindeki Sfenkse top atışlarıyla askerlerimizi talim yaptırdığımızda söylenir.

Şimdi gelelim yaşadığımız olaya. Sabah erken kaldığımız otelden ayrılarak piramitlerin bulunduğu bölgeye geldik. Amacımız güneşin etkisinin az olduğu bir zamanda piramitleri gezmekti. Orada develerle turistleri gezdirme sektörü oluşmuş. Yanımıza, arkasında kocaman bir deve bulunan iri-yarı bir Mısırlı yaklaştı. Bizi piramitlerin en büyüğü olan Keops’un etrafını deve sırtında gezdirebileceğini söyledi. Fiyat’ını sorunca 5 dolar gibi çok uygun bir fiyat söyledi. Anlaştık ve hemen çöken deveye binerek ben fotoğraf çeke çeke gezinin keyfini sürmeye başladım. Belli bir süre sonra turu tamamlayarak başladığımız yere döndük. Deveden inip parasını ödeyip bir an önce notlarımı yazmak istiyordum. Adamın deveye komut vererek onu çöktürmesini bekliyordum. Çünkü deveden böyle inilir olduğunu hepimiz biliriz. Sahibi talimat vermediği için deve bir türlü çökmüyor bende, o yükseklikten altına atlayamıyordum. Adama indir deyince, hemen önce parayı istedi. Tamam diyerek pazarlık ettiğimiz beş dolarını hemen ona attım. Adam bu yetmez dedi, niçin dedim öyle anlaşmıştık, hayır olmaz dedi! Ne kadar dedim yirmi dolar dedi.

Şaşırmıştım! Biraz etrafıma bakındım, az ilerimizde görevli askerler vardı, inip en azından onlara şikâyet eder paramı geri alırım diye yirmi dolarını verdim ve deve hemen çöktürüldü. O hızla askerlerin yanında kendimi buldum. Onlara yanımda bulunan diğer bir arkadaşımızın da yardımıyla derdimizi anlattık, paramızı geri istediğimizi bildirdik. Askerler her hallerinden lakaytlık akan bir görüntü ile gülerek omuzumuzu sıvazladılar ve bir şey yapamayacaklarını söylediler. Israr edince, tüfek tutuşları değişti! Biz de mecburen oradan kafamızı sallaya sallaya ayrıldık. Otele dönünce olayı inceledik, meğer bu durum oradaki askerlerle birlikte planlanıyor, alınan paralarda ortak yapılıyormuş. Ne diyelim, devletlerin kurumsal güçleri olmazsa, kanun uygulayıcıları kanunu ihlal ederse olacağı budur diyerek tecrübelerimizi arttırmış olduk!

Siz siz olun, bir gün yolunuz düşer Mısır Piramitleri’nin etrafını deve ile gezeyim derseniz, başlangıçtaki fiyatın uygunluğuna aldanıp yüksek sırtlı develere binmeyin ki, inişiniz kolay olsun!