Belediyelerin en zor işleri altyapı çalışmalarıdır. Maliyeti yüksek, imalatı zor ve bitirilmesi uzun zaman alır. Özellikle de Trabzon gibi sekiz bin yıllık kadim bir tarihi olan şehirde bu çalışmaları yapıyorsanız işiniz daha da zor demektir. Kendinizden önce yapılan altyapı çalışmalarının çağdaş şehir planlamacılığı anlamında uygun standartları oluşturulamadığı için, mecburen siz de yaptığınız çalışmaları bir standarda göre değil, mevcut duruma göre yapar gidersiniz. Bu çalışmalar günün ihtiyacına cevap verecek yenileşmeyi yapar ancak, yıllar sonrasının gelişme ve ihtiyaçlarına göre programlanmadığı için, belli bir zaman sonra aynı iddialarla sökülür, yenilenir ve sanki yakın bir gelecek zamanda tekrar sökülüp yenilenmesi için hizmet diye anlatılır, allanır, pullanır!

Trabzon Belediyesi’nin Meydan ve çevresinde yaptığı “görsel ve çağdaş estetik, kısmen de mimari” düzenlemelerini hepimiz takdir ettik. Bu takdirin önemi, bu çalışmaların kalıcı olması güzelliğineydi. Tabela kirliliği, yazı ve tanıtım kirliliği, kablo ve akar kirliliği, çatı düzenlemesi kirliliği diye hatırladığımız ve hafızalarımızda hala izleri olan o çirkin görüntüler, güzel ve planlı çalışmalar ile düzeltildi ve olması gereken çağdaş ve mimari standarda ulaştırıldı. Bu güzel çalışmaları hepimiz takdir ettik. Ayrıca binaların birbirini itmeyen uyumlu renklerle boyanması, kurum isimlerinin yazı karakterlerinin ve renklerinin standardize edilmesi modern şehir anlayışının güzel bir örneği oldu. 

Ancak aynı güzel ve kalıcı çalışmaları, Uzun Sokak ve Maraş Caddesi’nde yapılan yeraltı ana su borularının çalışmalarında gözlemleyemedik. Hepimizin gözleri önünde kazılan sokaklarda, onlarca kablo, boru, internet şebekeleri, PTT kabloları kontrolsüz şekilde ve düzgün bir kanal açılmasını bile engelleyecek yoğunlukta görülmekteydi. İşin ilginci bir sürü zorluk ile açılan büyük su borusu kanalları, borular yerleştirildikten sonra, diğer birçok, küçük-büyük boru ve kablolar ile birlikte üzerlerine kum dökülerek kapatılıyor ve işlem tamamlanmış oluyordu! Daha önceki yıllarda yapılan çalışmaların aynısının tekrar edildiğini gördüğümüz bu çalışmaları; Meydan ve çevresinde yapılan çalışmalar gibi takdir edemiyoruz. Çünkü kısa bir süre sonra üzerleri kum ile kapatılan bu hatların daha sonra parke taşları döşenecek ve güzel bir görüntü ile kamuoyunun hizmetine sunulacaktır. Ne var ki, bu onlarca yanlara ulaşan su boruları, kablolar, elektrik hatlarında bir arıza olması durumunda, giriş rögarı olmayan hatların tamiratı için maalesef o güzelim sokak yeniden kazılıp arıza aranacak ve arıza yapıldıktan sonra hiçbir şekilde de o çalışma alanı eski orijinal haline getirilmeden, pat-küt taşören işçilerce yapılıp üzeri kapatılacaktır. Ondan sonra bizler yıllarca o çirkinliği görmeye mecbur kalarak şehrimizde yaşamaya devam edeceğiz.

Bunun gibi şehrin hemen bütün semtlerinde internet sağlayıcıların kazıyıp delik deşik haline getirdikleri asfalt yollar “yama” asfaltlarla gelişigüzel kapatılarak yollarımızın hiçbir estetik özelliği gözetilmemektedir. Özellikle her türlü altyapı çalışmasının sokaklardaki çıkış rögarlarının etrafındaki betonlar kısa bir süre sonra çatlayıp kırılıyor ve çok kötü görüntüler yıllarca o alanlarda insanların gözü önünde olmaya devam ediyor. Hâlbuki kalkınmış ve altyapı standardizasyonu oluşturmuş ülkeleri gezenler görmüşlerdir ki, o ülkelerde bu tür ayrıntılara çok önem verilir. Bu bizde niçin uygulanmaz? Çok mu zor? diye insan sormadan edemiyor! Belediyelerimizin mimar ve şehir planlamacıları kalkınmış ülkelere hiç mi gitmemişler? Eğer öyleyse bu teknik elemanların mutlaka o tür ülkeleri bir program dahilinde gezip incelemeleri sağlanmalıdır. Okuldan mezun olup, hiçbir sosyal ve kültürel birikimi olmadan belediyede işe başlayan insanlarımızdan daha fazlasını beklemiyoruz ama aynı şeyi belediyemiz için söyleyemeyiz!

Sokakları hizmet için delik deşik etmek kadar, bir daha yıkmamak üzere yapmak da önemlidir. Bu haklı beklentilerimizi Sayın belediye yetkililerinin dikkate alacağını umuyorum.