Daha dizi başlamadan çıkan haberler,  yayınlanan fragmanları merak uyandırdı. İlk bölüm, birçok kesim tarafından sabırsızca beklenmeye başlandı ve ‘Sen Anlat Karadeniz’in ilk bölümü yayınlandı. Kimileri övdü, kimileri ise eleştirdi. Kadına şiddetin gözler önüne serilmesi bazı kesimleri rahatsız edince şikâyetler RTÜK’e kadar dayandı.

Dizide anlatılan olayların çok başka taraflara çekildiği düşüncesindeyim. Ne yazık ki kadına şiddet dün olduğu gibi günümüzde de yaşanmakta. Acı ama gerçek. Kapalı kapılar arkasında yaşanılan aile içeresindeki şiddete çok güzel bir örnekti Vedat’ın Nefes’e yaptığı. Çünkü şiddeti tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu. Toplum olarak o kadar duyarsızlaştık ki şiddet sahnelerini abartılı bulanlar mı ararsınız, Karadeniz insanı küçük düşürülüyor diyenler mi? Unutmamamız gereken şu ki, bu bir TV dizisi. Hayal ürünü ve senaryodan ibaret. Bu tür dizilerdeki sahneler abartılabilir, çokta gerçek hayatla bağdaştırılmamalıdır.

Diziye tepki vermek, yerden yere vurmak isteyenler madem bu kadar hassassınız tepkinizi gerçek hayatta yaşanan şiddet olaylarına verin ki samimiyetinize inanalım. Bu nasıl bir senaryoysa verilen tepkiler de senaryo gibi kalıyor.

Tüm bu eleştirilere karşı ‘Sen Anlat Karadeniz’ en büyük rakibi olarak görülen Diriliş Ertuğrul’u tahtından etmeyi başardı. Bu durumun geçici olduğunu söyleyenler ise yanıldı. Dizi 5 haftadır zirvedeki yerini koruyor.

Dizinin karakterlerini ele alırsak;
Vedat'ın besin kaynağı şiddet!

Vedat'ın şiddet üzerine kurulu bir düzeni var. Ne Nefes'le yapabiliyor ne de Nefes’siz. Ne kadar dövse bağırsa da, öldürmeyi göze alamıyor. Adamın balayı anlayışı bile şiddet içeriyor. Dayak yiyor, kurşun yiyor ama şiddetten vazgeçmiyor.

Kafası bozuk kanı değil
Nefes çok zorluklar yaşamış olsa da, karşısına Tahir çıktığı için çok şanslı. Çünkü Tahir eşittir merhamet. Çünkü Vedat'a karşı gelebilecek güce ve yüreğe sahip. Ve en önemlisi de onun sadece kafası bozuk, kanı değil…

Hani Nefes ağabeyini sevgilisi olarak tanıtmak zorunda kaldı ve gerçeği anlatınca tartıştılar yaa. Ne dedi Tahir, 'Ben sana göz koyduğum için yapmadım bunları. Benim kitabımda sana sığınanı korursun. Bunun o mazluma ne hissettiğin ile de alakası yoktur.'

Bu sahneyi izlerken 'Helal olsun sana deli oğlan' demeden edemedim.

Eli işte gözü Mıstafa’da
Şu Eyşan'a değinmeden geçemeyeceğim. Geçmişte yaşadıklarına bakarsak, Nefes'ten farkı yok diyebiliriz. Vedat'a kahramanım diyor ancak yaptıkları karşısında sesini çıkarmıyor. Vedat, Nefes'e o kadar zorbalığı yaparken hiç sesini çıkardığını görmedim. Mıstafa'ya da bir göz koyma durumları var gibi...

Bir de Asiye var, aldı mı 14’lüyü gözü bir şeyi görmez. Onun için varsa yoksa Mıstafa. Bir de kaynanası 'Saniye' var. Ahh düşman başına… Didişmeden duramıyorlar ve haliyle de ortaya eğlenceli görüntüler çıkıyor.

O anten çekmez
En tuhafıma giden sahne, yangazların Trabzonspor maçı için yaptıkları. Yıl olmuş 2018. Lig maçını tencere, süzgeç ve çataldan yaptığınız antenle izlemeye çalışmakta neyin nesi? Tamam, hayal ürünüdür dedik ama bu kadar sıradan ve gerçekten de uzak olunmamalıydı.

Alkışlar sizlere gelsin
Nefes'in yani İrem Helvacıoğlu'nun oyunculuğu muazzam. Gördüğü şiddeti, ağlaması, bağırması insanın içine içine işliyor. Rolünün hakkını fazlasıyla veriyor.

Vedat da, her ne kadar kötü bir karakterde olsa bile performansı alkışlanacak türden...

Asiye karakterini canlandıran Öykü Gürman da bu rol için adeta biçilmiş kaftan. Bir de öyle bir sesi var ki, insanın dinlerken içi gidiyor.

Diziyi bütünüyle ele alacak olursak senaryo nasıl devam edecek diye çok merak ediyorum. Umarım uzun soluklu bir dizi olur. Bakalım Nefes için canını ortaya koyan Tahir’in mücadelesi sonuç verecek mi?

Hadi kalın sağlıcakla…