Yaşadığımız sürece birçok gereksinimlere ihtiyaç duyarız, hemen her gün artan istek ve duyarlılık ile yaşamımızı sürdürürüz.

Doğanın bu vazgeçilmezler zincirinde oluşan birçok halka olduğu gerçeğiyle, toplumsallaşma da öne çıkıyor ve sürüp gidiyor. Evet, her farkındalığın kendi içinde saklı bir dünyası var, bu dünya her meslek gurubunda farklı işlev oluşturuyor, öyle de olması gerekiyor.

Bu özel ve özetin en hassas mesleği gazeteciliktir bence. İnsanın bulunabileceği, yaşamın olduğu her alanda ve yerde, toplum bilinçlenmesinde, yeri geldiğinde bir öğretmen de olan basın mensupları, seçtikleri bu müstesna yuvada şekil bulurlar. Bu yuva ve meslek öyle bir oluşum içindedir ki tek hedefe kilitlenen yaşam ile ömrün geçtiğini fark bile edemezler.

Onurun en yüce yerinde bulunan gazeteciler, kendi iç dünyalarında oluşturdukları oto kontrol sistemiyle, daha güzele gururla koşmaktadır. Her alandaki toplumsal duyarlılığı en üst seviyedeki gazeteciler, kamu hizmeti mantığıyla görevlerini ifa ederken, aynı hissiyatla kamu adına hizmet veren tüm oluşumları da yakından takip ederek, yine kamu adına toplumla paylaşmaktadırlar.

Bu onurlu mesleğin, hususiyetini sağlamak adına girdikleri mücadelenin, toplum adına hak kazanım günü 24 Temmuz’un, bu özverili mesleğin aktivitesinde ışık oluşturması bakımından, Basın Bayramı olarak kutlanmaktadır.

Basından sansürün kaldırılış günü de olan bu günde, mesleğini icra ederken hayatını kaybeden, ebediyete intikal eden tüm meslektaşlarımıza rahmet, bu ulvi görevi ifa eden arkadaşlarıma sağlık diliyorum.