AK Parti Trabzon Milletvekili ve aday adayı Av. Ayşe Sula Köseoğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Köseoğlu, Trabzon için birlik beraberlik çağrısında bulundu. Şehrin menfaatleri için ekip ruhu ile çalışılması gerektiğini vurgulayan Köseoğlu, “Trabzon, eğer kendi içinde birliği sağlayabilirse şehrimizin şaha kalkışı yeniden devam ettirilecektir. Bundan hiçbir endişemiz yok. Ben kendi adıma söylüyorum. Biz hiçbir zaman ‘Ben’ siyaseti yapmadık. Hep ‘Biz’ siyaseti yaptık” dedi.

İşte Köseoğlu’nun açıklamaları:
ÖNEMLİ PROJELERİN ADIMINI ATTIK

Türkiye son üç yıllık süreçte üç tane çok önemli seçim yaşadı. Bu üç seçimin dışında bir de darbe girişimine maruz kaldı. Dolayısıyla üç yıl içerisinde dört süreci hem Türkiye’yi hem de Trabzon’u etkileyen bir süreci birlikte yaşadık. Bu arada hem Sayın Cumhurbaşkanımızın hem de Başbakanımızın Trabzon’a ciddi manada destekleri oldu. Biz de bu desteğe istinaden hem vekillerimiz hem de Sayın Bakanımızın gayretleri ile Trabzon için pek çok hayati derecede önemli projenin adımını attık.

DEV PROJE İHALEYE ÇIKIYOR
Bugün Erzincan-Trabzon Demiryolunun proje ve etüt ihalesinin yapılacak. Bu belki de Trabzon adına yüzyılın en büyük yatırımlardan bir tanesidir. Ki Erzincan’da denize açılmak anlamında bu projeyi büyük bir coşku ve heyecanla bekliyor. Başbakanımızın da Erzincanlı olması dev projenin çok daha hızlı bir şekilde hayata geçecek olması bizler için ayrı bir önem arz ediyor.

ENDÜSTRİ BÖLGESİ HIZLICA İLERLİYOR
Trabzon’a söz verdiğimiz projeleri yapıyoruz. İkinci Üniversiteyi söz verdik, yapıyoruz. İnşallah proje detaylandırılarak yeni fakültelerin de eklenmesi sureti ile önemli bir adım atacağız. Hem Yeşil Endüstri Bölgesi hem de Şehir Hastanesi projelerinin de hızlı bir şekilde ilerliyor olması bizleri sevindiriyor. Zamanımız olsaydı, erken seçim değil de 2019 seçimi söz konusu olsaydı; 2018’in bu projelerin filizlenmesi anlamında çok daha önemli bir yıl olacağını görecektik. 2017 yılı tohum yılıydı; 2018 yılı filizlenme yılıydı. 2019 yılında birçok projenin önemli bir noktaya geldiğini görme şansına sahip olacaktık. Trabzon’a verdiğimiz sözleri yerine getirmek için çok önemli bir gayreti ortaya koyduk.

TRABZON BAŞBAKIMIZIN HEP AKLINDA
Geçen günlerde Ankara’daki Trabzon Günlerinin açılışına Sayın Başbakanımız gelemedi. Mecliste kendisi ile sohbet etme imkanı bulduk. Kendisine “Sayın Başbakanım, gelseydiniz çok mutlu olurduk” dedim. Başbakanımız da  “Ya Ayşe, seni görünce Trabzon’u görüyorum. Seni her gün görüyorum, aklımdan Trabzon çıkmıyor” diyerek espri yaptı. Sürekli Trabzon ile ilgilendiklerini ifade ediyor.

TRABZON GÜCÜNÜN FARKINDA DEĞİL
Bütün Trabzon milletvekilleri olarak biz hangi bakanın yanına gitmişsek ilettiğimiz konuyla ilgili güzel geri dönüşümler aldık. Daha önce Ulaştırma Bakanının, Teknoloji Bakanının yanına gittik. Farklı sorunlarla ilgili hangi bakanımızın yanına gittiysek çok net bir şekilde olumlu karşılık aldık. Trabzon şunu bilmeli ki Trabzon’un buradan görülen gücün çok daha ötesinde bir gücü var. Bu gücü biz de bakanlıklar nezdinde çok rahat bir şekilde kullanabilecek düzeydeyiz. Trabzon’un bu gücü bundan sonraki alacağı yatırımlar anlamında da çok kıymetlidir.

ENERJİMİZİ KENDİ İÇİMİZDE KULLANALIM
Bizim birbirimize olan samimiyetimizi, desteğimizi esirgemediğimiz müddetçe enerjimizi kendi içimizde tüketmediğimiz müddetçe Trabzon, yeni bir Trabzon daha kazanabilir. Çünkü nüfusu, nüfusunun çok daha ötesine geçmiş bir şehirden bahsediyoruz. Bugün AK Parti ve Türkiye siyasetinde çok etkin bir şekilde Trabzonluların olduğunu görüyoruz. Birçok il başkanının ve il yönetimin gittiğim birçok ilde görüyorum. Amerika’ya gidiyorum, MÜSİAD Başkanının Trabzonlu olduğunu görüyorum. Aynı şekilde Fas’a gidiyorum orada da etkin arkadaşların Trabzonlu olduğunu görüyorum. Şunu fark ediyoruz ki biz kendi enerjimizi kendi şehrimizin gelişmesi için kullanmalıyız.

GÖNÜL KÖPRÜLERİ KURUYORUM
Trabzon, Türkiye’nin çimentosudur. Ben bunu Van’daki ve Hakkari’deki çalışmalarımızda çok net bir şekilde görüyorum. Çünkü şöyle bakıyorlar, ‘Bir kadın ve Karadenizli. Buraya ne için geliyor.’ Ben de ne için geldiğimi onlara açıklıyorum. Ben gönül köprüleri kurmak için geliyorum. Ben buradaki insanların da Türkiye’nin her tarafındaki insanlar gibi kendilerini güvende hissedebilmeleri için katkı vermek için geliyorum. Özellikle Karadenizli bir milletvekilinin orada olması bir kadın olarak da olması yaptığımız işlere bire on katkı veriyor.

LİSTEDEN ENDİŞE ETMİYORUM
İçişleri Bakanımızın da bir Karadenizli olarak cesur bir duruş sergilemesinin de orada çok ciddi bir karşılığı var. Bizim kendi değerlerimize kendimizin sahip çıkması bizim hızımı çok daha katlayacak bir ivme etkisi yapacaktır. Seçimden veya listeden endişe etmiyorum. Çünkü kim olursa olsun Trabzon, eğer kendi içinde birliği sağlayabilirse şehrimizin şaha kalkışı yeniden devam ettirilecektir. Bundan hiçbir endişemiz yok. Ben kendi adıma söylüyorum. Biz hiçbir zaman ‘Ben’ siyaseti yapmadık. Hep ‘Biz’ siyaseti yaptık.

KADINI KADINA KIRDIRAN ANLAYIŞ VAR
Karadeniz’in farklı illerinde de kadın olması gerektiğini söyledik. Siyasete de katkı verecek olan daha çok kadın elinin olması gerektiğini söylüyoruz. Ancak kadını kadına kırdıran bir anlayış oluyor çoğunlukla. Buna hiçbir zaman müsaade etmedim. Bir kadın değil; iki kadın, üç kadın olsun, kadının yerine kadın değil; kadının yanına kadın olsun diye bir gayreti ortaya koydum. Bunu tüm çalışmalarımda çok net bir şekilde ifade ettim.

KADINA DESTEK İÇİN ÇALIŞTIK
Mecliste kadınlara hep destek olsun anlayışı ile çalıştık. Mesela Meclis İdare Amirinin kadın olması bizim isteğimizledir. Özellikle bizim gayretimizle kadın idare amiri mecliste oldu. Toplumun her anlamda kadın gücüne ihtiyacı var. Kadın gibi kadının siyasette olması gerektiğini düşünüyorum, erkekleşen kadınların değil.

AKŞENER ERKEKLEŞEN DURUŞ SERGİLİYOR
İYİ Parti’nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayının erkekleşen bir duruş sergilediğini görüyorum. CHP’nin İstanbul il başkanına bakıyorum; çok agresif, militarist, çok erkeksi bir duruş sergiliyor. Oysa toplumun kadın zerafetine, merhametine, samimiyetine, kuşatıcılığına ihtiyacı var. O yüzden kadın gibi kadınların siyasette olmasına ihtiyaç var.

İŞİN ÖZÜ SEVGİ
Doğu’daki çalışmalarımda kadın gibi çocuklara, gençlere, kadınlara sarıldığınızda, sarmaladığınızda çok ciddi bir karşılık alındığını görüyorum. Bu devletin oraya yaptığı hizmet kadar önemli. Oradaki terörü engellemek kadar önemli. Eğer oradaki sevgi oluşumunu orada kuramazsak bizim yaptığımız hizmetlerin veya oradaki terörü sona erdirmemizin tek başına o kardeşlik hukukunu sağlayamayacağımızı çok net görüyorum. İşin özü sevgiyi toplumun her alanında yayacak çalışmaları ortaya koymaktır.

HİZMETİ EKİP RUHU İLE YAPALIM
Trabzon’un kendi enerjisini kendi içinde kıran bir anlayışa hep beraber bir karşı duruş sergilemiz lazım. Hepimiz Trabzon’dayız. Ben bu şehri gerçekten çok seviyorum. Bu şehirde huzur istiyorum. Bu şehirde hizmet olsun istiyorum ve bunu beraberce yapalım. Ekip ruhu ile yapalım. ‘Sen, ben’ demeden birbirimize sahip çıkarak hiçbir ayrılık ortaya koymayan bir anlayışla hareket etmemiz gerekir. Trabzon’un gücü kendi içinden gelir, dışarıdan değil. Trabzonlu olmak, cesur olmak, irada ortaya koymak ama erdemli siyaset yapmak. İşin özü budur. Bize yol aldıracak olanın bunların olduğunu düşünüyorum.

O İNSANDAN O ŞEHRE HAYIR GELMEZ…
Hangi siyasetçi olursa olsun hırsı aklının önüne geçmemeli. Hiçbir zaman beni, bizin önüne koymamalı. Vefası, vicdanı, insafı olan insanlar siyasette olmalı. Eğer vefan yoksa, geçmişe dönüp arkadan ne bıraktın diye bakmıyorsan o insandan o şehre hayır gelmez. Eğer vicdanın yoksa yaptığının toplumda karşılığının olup olmadığını ölçebilecek bir durumda değilsen, eğer aynaya baktığın yüzden mutlu olmayacaksan siyasette o insanların olmaması gerekir. İnsafı, adalet duygusu olmayan insanların siyasette olmaması gerekir.

TOPLUMSAL SORUMLULUK VEBALİMİZDİR
Çünkü biz toplumsal sorumluluğu üzerimizde vebal olarak taşıyoruz. Kendimize bir artı değil, kentimize, insanımıza bir artı katmak için buradayız. ‘Hem onu hem bunu yapayım’ dediğinizde o samimiyetiniz ortadan kalkmış oluyor. Yani millete hizmet iradeniz ortadan kalkmış oluyor. O yüzden hep şunu dua ediyorum. Bu samimiyet olduğu müddetçe bana siyaset yapmayı Allah nasip etsin.  O samimiyetin olmayacağı bir ortamda da siyaseten var olmamayı tercih ederim. Çünkü hepimizin bir hayatı var. Bu hayatı bitirdiğimizde nasıl iyi bir vekildi, nasıl iyi bir avukattı diye değil; iyi insan olup olmadığını vicdanlı, insaflı, hakkaniyetli bir insan olup olmadığını hesabını vereceğiz. O şekilde yüzümüz, alnımız ak siyasette bulunmayı Allah nasip etsin.

Editör: Haber Merkezi