SONNOKTA RÖPORTAJ - Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı ve Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk, gazetemizi ziyaret etti.

Fındık ihracatı, fındık fiyatları, piyasalardaki beklentiler, istilacı türler ve fındıkta rekabet koşullarıyla alakalı değerlendirmelerde bulunan Arslantürk, Türkiye dışında üretim yapan ülkelerde üretim miktarının giderek arttığını ve bu konuda dünya lideri olan Türkiye’nin, dünya fındığını üretme oranının yaklaşık yüzde 70’lerden yüzde 50’ye kadar düşebileceğini kaydetti.

İşte Sebahattin Arslantürk’ün açıklamaları:
İHRACAT DÜŞECEK

“Fındık ihracatında geçen sezon tüm zamanların rekoru kırıldı. 343 bin ton bir ihracat yapıldı. Daha önce rekor 301 bin tondu. Bu rekorun oluşmasının altında Türkiye dışındaki üretim yapan ülkelerin rekoltelerinin ciddi oranda düşmesi yatıyor. 31 Eylül 2020’de başlayan ve 31 Ağustos 2021’de sona erecek olan yeni ihracat sezonunda geçen hafta itibari ile 118 bin ton iç fındık satışına ulaşıldı. Geçen sezon ile mukayese ettiğimizde yüzde 37 civarında bir azalma söz konusu. Böyle gider ise sezon sonu ihracatın 250-260 bin ton civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. Bunda birkaç neden yatıyor. Birincisi bizim dışımızdaki ülkelerin üretim miktarının artması. İkincisi pandemiden dolayı da tüketimde olumsuz etkilenme, yani düşüş var. Özellikle havaalanındaki freeshopların kapanması da dış satımı etkiledi. Üçüncü neden de fındık dışında ki diğer sert kabuklu meyvelerin fiyatlarının dolar bazında çok ciddi oranda düşmesi. O da bu mixnut dediğimiz karışık paketleri olumsuz yönde etkiledi. Bu sebeplerden ötürü de fındık tüketimi azaldı. Bu da ihracattaki gerilemeyi beraberinde getirdi.”


Başkan Arslantürk, Yazı İşleri Müdürümüz Selahattin Özcan’a konuştu

AMERİKA ÜRETİMDE 10 YILDA LİDER OLUR
“İhracatın gerilemesinin yansımaları neler olur? Bunu geniş kapsamlı olarak irdelemek lazım. Son 3 yıldır TMO’nun vermiş olduğu fiyat üreticiyi son derece memnun etti. Ama böyle bir fiyat tüketiciyi memnun etmiyor. Tüketime göre üretmek doğru değil. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor. Çünkü Türkiye dışındaki ülkeler, son yıllarda üretimde ciddi artışlar yapıyorlar. Son yıllardaki araştırmaları ve yeni dikimleri ile Amerika, 10 yıl içerisinde en çok fındığı üreten ülke olacak. Bu garanti. Onun dışında Balkanlarda plantasyonlar artıyor. Doğumuzda Azerbaycan da, Gürcistan da üretim artışı var. Görünen o ki, bizim dışımızdaki ülkelerin üretim miktarları her geçen yıl artacak. Şu anda dünya üretimindeki payın yaklaşık yüzde 65’i bizde. Ama gerekeni yapmaz isek önümüzdeki yıllarda bu oran yüzde 50’nin altına rahatlıkla inebilir.”

UZUN VADELİ PLANLAMA ŞART
“Fındık konusunda bakanlıklar, ya da sivil toplum kuruluşlarınca uygulanmak üzere orta ve uzun vadeli bir plan oluşturulması gerekir. Biz yıllardan beri bakanlığa verdiğimiz raporlarda konuyu hassasiyet ile dile getirdik. Bu ürün bir sanayi ürünü. Sanayici neye bakar? Üretimdeki istikrara bakar. Türkiye’de ki üretim istikrarına baktığımızda ‘var yılı yok yılı’ diye bir durum var. Ve bu duruma göre fiyatlama Türkiye’de söz konusu. Ama badem örneğine bakıyoruz. Badem üretiminde 2030 yılına kadar yapılmış bir planlama söz konusu. Bizde yarın ne olacağı belli değil. Don olacak mı olmayacak mı? Kuraklık mı geliyor? Ne olacak? Maalesef bizde Dünya gerçekleri göz önünde bulundurulmuyor ve fındık konusuna tamamen “Allah verdi, vermedi” diye bakılıyor.”

MÜCADELE İÇİN GEÇ KALINDI
“Son yıllarda fındıkta istilacı dediğimiz türler çoğaldı. Bunlara son örnek de drakula denilen bir böcek türü. Adı Akdeniz turunçgil böceği. Tamamen yok edici bir böcek ve fındık bahçesinde hiçbir şey bırakmıyor. Onunla ilgili Maçka bölgesinde 7 mahallede 2500 dekarlık bir alanda söküm başladı. Sökülen fındıklar yakılıyor. Bu işlem bu ay sonu bitecek. Söz konusu alanda yaklaşık 6 yıl boyunca fındık üretimi yapılamayacak. Bu da bin 500 tonu aşkın fındığın piyasaya girmemesi anlamına geliyor. Esasen bu konudaki mücadelede geç kalındı. Gerekli müdahale böcek tespit edildiğinde yapılabilseydi bu kadar alan etkilenmezdi. Vatandaş da ciddi ölçüde mağdur olacak. Ancak devlet destekleri vatandaşları rahatlatacak. Sonradan bizim vereceğimiz fidanlarla verim hızla arttırılıp, kaybın önüne geçilmesi mümkün olacak. Yani kısa vadede sıkıntı var ama orta ve uzun süreçte bu durum vatandaşın lehine sonuçlanacak.”

ENDİŞEMİZ VAR
“İstilacı türlerle alakalı yıllardır Trabzon- Ankara arasında mekik dokuyoruz. Bu türlere karşı verilecek savaşlarda da bazı mecburiyetlerimiz var. Kimyasal mücadele ederken faydalı böceklere de zarar veriyoruz o yüzden biyolojik mücadele yapılması gerektiğini vurguluyoruz. Biz şunu da tam bilmiyoruz. Bu böceğin Esiroğlu dışında etkili olduğu yerler var mı? Endişemiz de bu. Bunun önüne geçemememiz demek sökümlere devam edeceğimiz anlamına gelir. Tek çare sökmek ve fındığı orada yakarak bu böceğin yumurtalarını da yok etmek.”

SÖKÜMLER DEVAM EDEBiLiR
“Asıl büyük tehlikelerden biri de Kahverengi kokarca. Anavatanı Çin olan bu zararlıyı biyolojik yolla yok edebilen samuray arı denen bir yararlı böcek var. Bununla ilgili Çin’de, Amerika’da, İtalya’da ciddi çalışmalar yapıldı. Samuray arısı zararlı böceğin olduğu alanlara salındı. Son derece olumlu sonuçlar alındı. Yüzde 95’e kadar başarıya ulaşıldı. Biz de Karadeniz Fındık ve Mamulleri Birliği’nin önderliğinde, borsa olarak da yıllardır söylüyoruz. Bir an önce önlemini alalım diye. Ama maalesef devlet bürokrasisinin çarkı öylesine ağırkı. 4 yıldır samuray arıyı buraya getirmek için uğraşıyoruz. 6 ay önce, yıllarca süren mücadele neticesinde samuray arının ülkeye getirilmesi konusundaki engelleri aştık, izni çıkardık . Ama bu kez de biyolog bulamıyoruz. Onların ataması hala yapılmadı.”

LiSANSLI DEPOCULUK ÇOK ÖNEMLi
“Fındıkta artık modern ticarete de geçmemiz gerekiyor. Bundan yollarından biri de lisanslı depoculuk. Bu yolla hem alım satımı derinlik kazanarak artacak, hem de ve istikrarlı fiyatı oluşacaktır. Bu konuya çok önem veriyoruz. Giresun Ticaret Borsası’nda uygulanmaya başladı ve oldukça güzel gidiyor. Bizde bir an önce bu modern ticaret modeline geçmeyi planlıyoruz.”

AMACIMIZ BİR ŞEYLER KATMAK
“Borsa olarak çok yönlü bir etkinlik alanını hayata geçirmek için çaba gösteriyoruz. Sadece müze değil, geniş etkinliklerin yapılabileceği, içinde fidan yetiştirme bölümü, yöresel ürünlerinde alınıp satılabildiği, köylünün ürettiği ürünlerini pazarlayabildiği büyük bir proje olacak. Bizim öncelikli hayallerimizden birisi bu proje. Bir diğeri de 3 T projesi. Trabzon’da tarım, ticaret ve turizmi derinlikleriyle masaya yatırdığımız bir çalışma. Pandemide aksadı ama devam edecek. Pandemi bittiği gibi hemen devam edeceğiz. Bu çalışmayı T’lere Trabzonspor ve Teknoloji’yi de ekleyip, 5T ile daha detaylı hale getireceğiz. Çünkü il uygulamalarımızdan çok güzel sonuçlar aldık. Katılanlar memnun kaldı. Amacımız şehrimiz için gereken her şeye katkı sağlamak. Biz buralar da gerek üyemize, gerek şehrimize, gerek bölgemize bir şeyler katmanın derdindeyiz. Her daim, her gün üzerine artı bir üzerine koymasının çabası içindeyiz.”

İŞBİRLİĞİNDE YOL ALMAMIZ GEREKiYOR
“Yerel yönetimlerle ilişkilerimiz iyi. Gerek Büyükşehir ve gerekse ilçe belediyeleri, valilik, üniversitelerimiz ile yakın ilişkiler içindeyiz. Çünkü bir paylaştıkça, orta akıl ile ürettikçe gerçek kazanımın sağlanabileceğine inanıyoruz. Onun için de hiçbir ayrıma girmeden, uygulanan işle ilgili herkesim ile işbirliğine açığız. Bu ilişkileri her geçen gün daha da artırmak birbirimizi daha iyi anlamak adına biraz daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor.”

HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYACAK
“Borsa olarak önemli işlem hacmimizi teşkil ettiği, ülkemize net dövizi en çok kazandırdığı için artı bir önem verdiğimiz fındığımızın, mevcut değerini birkaç kat daha arttırmalıyız. Dışarıya da üretimde sürdürülebilirliğimizi göstermemiz gerekiyor. Onu gösterdiğimiz takdirde fındığı tüketen sanayici sayısı göreceksiniz artacaktır. Pazarlamada da problem kalmayacaktır. Tek sorun çalışmada planlı, projeli hedefi olan bir üretim modeline geçebilmektir. Devlete ve sivil toplum örgütlerine düşen ciddi sorumluluklar var. Herkes artık taşın altında elini koyacak. Ziraat odalarımızın işleri güçleri sadece ‘fındık yandı, dondu, kül oldu, fiyatta fiyat’ olmayacak. Son yıllarda yöneldikleri üretim ile ilgili faaliyetlerini daha da arttırmalı gerekecek. Bilinçli üretici ile üretimi bir düzene sokarak istikrarlı bir şekilde arttırmalıyız. Maalesef Dünya’nın en verimsiz üretimini yapan ülkesiyiz. Devlet de aynı şekilde asgari 10 yıllık fiyat politikasını açıklaması lazım. Çünkü herkes bu fındığı alıyor. Alacak olan Avrupalı veya diğer ülke sanayicileri ‘ben bu hammaddeyi şu fiyattan alacağım’ diye çok önceden bilmelidir. Zira bilir ise ona göre planlama ve üretim yapacaktır.

TÜRKiYE DENiNCE TRABZON AKLA GELMELi
“Trabzon yıllarda ticaret şehri olmuş. Tarım şehri değil. Aslında çayımız var fındığımız var ama bölgemize baktığımızda üreticisi en az olan il durumundayız. Tütünümüz vardı, yok edip gittiler. Hayvancılığı bitirdiler. Bizim tarımsal faaliyetlerin daha iyi planlandığı ama bunun yanında uzun vadeli turizm yatırımlarını da kapsayacak bir organizasyon yapısına ihtiyacımız var. Trabzon dediğiniz zaman, bu bir markadır. İtalya dediğiniz zaman Milano, Venedik. Amerika dediğiniz zaman Miami, New York, San Francisco. Bunlar akla gelmiyor mu? Aynı şey olmalı. Türkiye dendiği zaman hemen akla Trabzon gelmeli. Bunun için de Trabzon’un 20-30 yıllık planını yaparak, onu üzerinden hareket etmemiz gerekiyor.”

Editör: Haber Merkezi