SONNOKTA SENA YILMAZ - İnşaat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Muzaffer Aydın gazetemize açıklamalarda bulundu. Aydın açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yakın zamanda İzmir’de meydana gelen depremde vatandaşlarımızı kaybettik. Öncelikle onlara Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Deprem bir doğa olayı ve bizlerin deprem ile yaşamayı öğrenmesi gerekiyor. Bugün dünyada bizim yaşadığımızdan daha yüksek, şiddetli depremler yaşanmakta fakat Türkiye’de ki gibi kayıplar yaşanmamakta. Yapılarda da zararlar çok az olmakta. Deprem doğa olayı olduğundan dolayı dünya genelinde depremin zararlarını daha aza indirmek için teknik olarak birçok çalışma yapılarak bunlar minimuma indirilmiştir.”

İNSANLIĞA GÖREVİMİZDİR
“Ülkemizde de çıkarılan yönetmelik ve yasalar depremden daha az zarar görmemiz içindir. Bu yasalar doğrultusunda teknik insanlar projeler üretmekte ve ürettikleri bu projeleri de insanların hizmetine sunmaktadır. Şunu söylemek lazım, insanların kendilerini en rahat, en huzurlu, en güvende hissedecekleri yer yaşadıkları evlerdir. Dolayısıyla insanların yaşadıkları evleri biz mühendisler, mimarlar sağlık bir şekilde yapmak zorundayız. Bu da bizim insanlığa karşı bir görevimizdir. Türkiye’nin hemen hemen yüzde 90 civarı depremden etkilenen bölgelerdir. Trabzon da olası depremlerden etkilenecek bölgelerden biridir. Şehrimizde her ne kadar 2000 yılında değişen yönetmelikten sonra daha sağlıklı binalar üretilse de en son 2018’de çıkarılan Deprem Yönetmeliği’nde bunun ve daha önce yapılan binaların bir takım eksiklikleri olduğunun farkına vardık.”

ZEMİN BİRİNCİ KRİTER
“En son ki yönetmelik ile binalar üretilirken, projelerimiz yapılırken zemin etkisinin depremde yıkıma çok etkili olduğunu öğrendik. 2018 yılında yürürlüğe giren Deprem Yönetmeliği’nde artık zemin birinci kriter. Şöyle ki zeminler sınıflandırıldı ve F sınıfı zeminlerde daha uzman inşaat mühendislerinin, aynı zamanda yer bilimcilerin mutlaka beraber çalışarak proje üretmesi gerekiyor. Yani zemine uygun projeler yapılması gerekiyor. Bu tür zeminler şehrimizde var mı, mutlaka var. İzmir’de örneğini yaşadığımız, yıkılan binaların bulunduğu zemin bizlere F sınıfı dediğimiz zeminlerde özellikle çalışmalar yapmamız gerekiyor. İzmir’de de bu tür zeminler var, yıkılan binalar 8- 9 katlı ama aynı bölgede 40- 50 katlı binalarda bir hasar olmadığını görüyoruz. Bunlarla gurur duyuyoruz çünkü bunları yapan bizim meslektaşımız. Ancak aynı şekilde 8- 10 katlı binalar yıkıldı, bunları tasarlayanlar da bizim meslektaşlarımız bundan da üzüntü duyuyoruz.”

DURUM VAHİM!
“Trabzonumuzda oluşabilecek depremlerde bundan sonra neler yapılabilir diye baktığımızda Trabzon eski bir şehir ve özellikle 2000 yılından önce yapılan binaların durumu gerçekten vahim. Özellikle bizler 2000 yılından önce yapılan bütün binaların kontrol edilmesini istiyoruz. Bu kontrollerde binaların mevcut durumları, sağlık durumları ortaya koyulmalı ve bunlara göre tedbir alınmalı. Aslında 2000 yılından önce yapılan binaların da kontrol edilmesi lazım. Yani şehirdeki bütün binaların kontrol edilip yapı stokunun, sağlamlığının ortaya konulması gerekiyor. Bunu yapmakla iş bitmiyor. Çünkü bugün İzmir Türkiye’de yapı stokunun en iyi şekilde tespit edilen illerinden biriydi fakat tespitler sonunda gereği yapılamadığı için bu ölümler meydana geldi. Binaların depreme dayanıklı olup olmadığı, riskli olup olmadığı tespit edildikten sonra bu riskli yapıların durumu mutlaka Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bildirilmeli ve bu binalar yıkılmalıdır. Kentsel dönüşüm diyoruz, işte bu binalar kentsel dönüşüm yoluyla yeniden yapılmalıdır.”

MUTLAKA HASAR OLUR
“Yüksek binalar yapılabilir bununla alakalı sıkıntı yok. Bizim yönetmeliğimiz teknik bilgimiz, kullanılan malzemelerde buna yeterli. Fakat bir yer imara açılırken önce zemin ile ilgili bilgilerin elde edilmesi gerekiyor. Mevcut zemine göre üst yapının boyutuna karar verilmesi gerekiyor. Depremde en çok etkilenecek zeminler dolgu zeminler, kum zeminler, deniz seviyesinin yüksek olduğu zeminler ve alüvyon zeminler. Bu zeminlerde bina yaparken, bunlar özellikli zeminlerdir, buna göre proje çalışması lazım. İzmir depremine baktığımızda bu kötü zeminlerde deprem etkisinin 4 kat arttığı görülmektedir. Aynı şekilde bizim bölgemizde de şayet bu kum zeminlerde, yer altı su seviyesinin yüksek olduğu zeminlerde, alüvyon zeminlerde yapılmış olan binalar depremde en çok etkilenecek olan binalardır. Tabi ki depreme zemine etkisi dikkate alınarak projelendirme yapılırsa yine bu binalarımızda hasar olmaz ama yapılmazsa mutlaka hasar olur.”

YÜZDE 90'I DAYANIKSIZ
“Binalar maalesef takip edilemiyor. Çünkü bugün bizim şehrimizde de görüyoruz ruhsat alınmadan bir takım tadilatlar yapılmakta, bunların önüne mutlaka geçmemiz gerekmektedir. Belediye kendisinden izin alınmadan boya badana dışında bütün tadilatları izne bağlamalıdır. Yoksa bunun önüne geçemeyiz. Bundan bir, bir buçuk yıl önce bir af çıktı ve binalara yapı kayıt belgesi verildi. Bunların sayısına 1 milyon deniyor, bu yapı kayıt belgesi alan binaların tamamı teknik hizmet almamış binalardır. İddia ediyorum, bunların yüzde 90’ı depreme dayanıksızdır.”

TAHKiMAT YAPILMASI GEREKiYOR
“Esasında Gülcemal Projesi ilk konuşulduğunda burası nitelikli dolgu olacaktı ve denize uygun yapılarak uygun zemin elde edilecekti. Fakat düşünülen yapılamadı. Bildiğimiz inşaat hafriyatları ile burada dolgu yapılmakta. Dolgu tekniğine uygun bir yöntem değildir bu. Bundan birkaç yıl önce biz İnşaat Odası olarak da basın açıklaması yaparak bunun doğru olmadığını söyledik. Denizlerde yapılacak dolgularda önce tahkimat yapılması gerekiyor. Tahkimat yapıldıktan sonra uygun malzeme ile dolgu yapılması gerekir fakat Trabzon’da bu tam tersi yapılmakta. Önce dolgu yapılmakta sonra tahkimatı yapılıyor. Bütün olumsuzluklara rağmen inşallah da yapacaklar diye düşünüyorum Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Murat Zorluoğlu en son yapılan meclis toplantısında ki konuşmasında bu dolgu alanının tahkimatının yapılması konusunda Ulaştırma Bakanı ile görüştüklerini ve bunu kısa sürede yapılacağını söyledi. Bu da bir kazanımdır.”

PARA VE ZAMAN HEBA OLUYOR
“Trabzon insanı birlikte çalışmaya alışık değil. Biz genellikle ferdi çalışmayı seven bir toplumuz. Birçok konuda birlikte çalışmak zorundayız. Tek başına bu işler halledilmiyor, onun için deprem konusunda nasıl diyorum ki yer bilimciler ile inşaat mühendisleri birlikte çalışmak zorundayız şehirdeki bir takım işlere karar verirken de yine bir takım kurum ve kuruluşlarla beraber çalışıp ortak akıl üretmemiz gereklidir. Yaşanan sonuçları görüyoruz, para ile zaman heba oluyor.”

DiLEĞiM HiZMETE KAVUŞULMASI
“Trabzon’da yaşayan biri ve bir meslek örgütünün başkanı olarak şunu söylemek istiyorum ki şehrimizde çok güzel çalışmalar oluyor ve bunları her zaman destekliyoruz. Murat (Zorluoğlu) Başkanımızın yakın zamanda açıkladığı Beşirli’deki koku ile alakalı mesele yıllardır devam eden bir sorun. Daha önce derelere akan atık sularımız toplanıp kanalizasyonlara yönlendirildiği için bu kokular yaşanıyor. Bu projeler bittiğinde Beşirli’nin de Trabzon’un da iyi bir sahile kavuşacağını düşünüyorum. Şuan da durum gerçekten çok kötü, dilerim en kısa zamanda hallederler. Hazırlanan projeler bu konuda çok iyi, bunlara kaynak lazım. Başkanımız bu ayki Meclis’te bu projeler için borçlanma yetkisini de aldı. Dilerim kısa sürede bu kaynakları alırlar ve projeleri tamamlarlar. Bunun yanında Trabzon’da yapılan başka projelerde var tabii ki. Uzun soluklu projeler ama dileğim hepsinin kısa sürede problemsiz şekilde tamamlanması, Trabzon’un bu hizmetlere kavuşmasıdır. Bu hizmetler tamamlandığında biz de Büyükşehir olduğumuzu hissederiz umarım.”

Editör: Haber Merkezi