Eğitim Sen Trabzon Şube Başkanı Engin Nur gazetemize açıklamalarda bulundu. Eğitim sisteminin sorunlarından, derslik sıkıntısına kadar bir çok konuda açıklama yapan Başkan Nur, yerel yönetimlerin eğitime destek vermesi gerektiğini de belirtti.

İşte Nur’un açıklamaları…
Pandemi sürecinin eğitim camiasına yansımaları nelerdir?

“Pandemi sürecinin en çok etkilediği alan eğitim alanıdır. 18 milyon öğrenci, 1 milyon 100 bin öğretmen, 100 bine yakın yardımcı hizmetli, eğitim personeli, servis elemanı ve kantin işletmecisi ve milyonlarca veliyi kattığımızda devasa bir halk kitlesinin faaliyeti olan en güçlü, en dinamik hizmet alanıdır. 2020 yılı Mart ayı itibariyle başlamış olan pandemi sürecinin ülkemizde eğitim öğretim alanında yarattığı sorunlar bugün itibariyle tam anlamıyla çözümlenememiştir. Öncelikle ara verilen eğitim öğretim sürecinin yeniden başlatılan uzaktan eğitim aşamasında birçok zorluklarla karşılaşılmış, öğrencilerimizin önemli bir bölümünün erişim olanaklarından yoksun olması; uzaktan eğitimden istendik düzeyde yararlanmalarına engel teşkil etmiştir. Uzaktan eğitim alanında erişim engeli olan öğrencilerimiz ile erişim olanağı yeterli olan öğrencilerimiz arasında fırsat eşitsizliği yaşanmaktadır. Bu sorunun Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından bütün öğrencilerimize uzaktan erişim araçları yani ücretsiz internet imkanı ve tablet gibi ihtiyaçlar karşılanmalı. Böylelikle de bütün öğrencilerimizin erişim hizmetlerinden yararlanmaları sağlanmalıdır.”

Başkan Nur, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Selahattin Özcan’a konuştu

DESTEKLİYORUZ AMA…
Okulların açılmasını nasıl yorumluyorsunuz?

“Okullarımızda yüz yüze eğitimin başlamasını sendika olarak destekliyoruz. Fakat Bilim Kurulu’nun belirlediği tedbirlerin eksiksiz alınması koşuluyla. Bugün itibarıyla okullarımızın kısmen yüz yüze eğitime açılmasıyla ortaya çıkan en büyük sorun, yeterli düzeyde temizlik görevlisi yani yardımcı hizmetli personelin olmayışı ve yine yeterli düzeyde hijyen ve temizlik malzemesinin tam olarak karşılanmamasıdır. Ayrıca okullarımıza Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yeterince kaynak aktarılmamaktadır. Pandemi sürecinde okul kantinlerinin kapalı olması nedeniyle, okul yönetimlerine aktarılan kantin kira gelirlerinin da ortadan kalkmasıyla okul yönetimleri zor durumda kalmıştır. İlimizde merkezden uzak mahalle ve köylerimizdeki öğrencilerimizin velileri genellikle dar gelirli olması, buna karşın zengin ailelerin oturduğu mahallelerdeki okullarda velilerimizin okul yönetimine sağladığı bağışlar nedeniyle kısmen rahatlık yaratmıştır. Bu durum taşradaki okullarımızın, eğitim emekçilerinin, öğrenci ve velilerimizi zor durumda bırakmıştır. Okullar ve toplum kesimleri arasında eğitimde fırsat eşitliği ortadan kalkmıştır. Bu durumun ortadan kaldırılması için acil olarak Milli Eğitim Bakanlığı okullarımıza öğrenci sayılarını esas alarak kaynak aktarmalıdır. Yeteri sayıda kadrolu personel istidamı sağlanmalıdır. Okullarımızın ihtiyacı kadar hijyen temizlik malzemesi sağlanmalıdır.”

ÖĞRETMEN İHTİYACI KARŞILANMADI!
“Okullarımızdaki öğretmen ihtiyacı henüz karşılanmamıştır. 130 bin öğretmene ihtiyacı olduğunu açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı, Maliye Bakanlığı’nın bütçede kaynak bulunmadığı gerekçesiyle ancak 20 bin öğretmen atanması için kadro ayırdığını belirterek açıkta kalan 110 bin öğretmen ihtiyacı için geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da ataması yapılmayan öğretmenler arasından ücretli olarak karşılanması yoluna gidilecektir. Sendika olarak bu durumu asla kabul etmiyoruz. Bu ülkenin bütçesinde yeterli kaynak vardır. Hükümetin kaynakları kamusal hizmetlere mi yoksa yandaş sermaye gruplarına mı aktarmasında tercih sorunu vardır.”

AKIL VE BİLİMDEN UZAKLAŞILDI!
Eğitim sistemi çok tartışılıyor, sistemden memnun musunuz?
“Eğitim sistemi çok sorunlu ve bu sistemden memnun değiliz. Bugünkü eğitim sisteminin bu hale gelmesinin uzun yıllara dayalı bir tarihi var. Cumhuriyetin kurulmasıyla başlatılmış olan çağdaş bilimsel laik eğitim süreci özellik 2. Dünya Savaşı sonrası iki kutuplu soğuk savaşa kurban edilmiştir. Türkiye’nin dahil olduğu Nato ve sonrasında ABD’nin yeşil kuşak projesi ve Türkiye’ye bu projede verilen Sovyetler Birliği önündeki tampon- karakol ülke görevi eğitim siste - mimizin bilimsel laik çağdaş olma hedeflerinden uzaklaştırılıp daha çok ABD’nin istediği Türk- İslam sentezi ideolojik bir karaktere dönüştürülmüştür. Bu kapsamda Köy Enstitüleri kapatılmıştır. 60 ve 70’li yıllarda devam ettirilmeye çalışılan bu eğitim modeli 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında daha da kökleşmiştir. Bugün eğitim sistemi çok sorunlu noktada ise bunun geçmişten bugüne kadar iş başına gelen sağ siyasal iktidarların eğitimi akıl ve bilimin rehberliğinden uzaklaştırıp dinsel ağırlıklı eğitim modeline yönlendirmeleri sonucudur.”

MÜCADELEMiZ ISRARLA SÜRÜYOR
“Türkiye’nin eğitim sistemi devletin kamusal bir görevi olmaktan çıkarılmış ve piyasaya açılmıştır. Eğitim hizmetleri paralı hale gelmektedir. Zengin aileler çocuklarını paralı kolejlerde okuturken yoksul aile çocukları devlet okullarında zorluklar içerisinde eğitim görmektedirler. Eğitim sistemi çağın ihtiyaçlarını karşılayabilen, bilimsel demokratik laik kamusal eşit ve parasız bir hizmet olarak yeniden düzenlenmeli, dini cemaatlere ve piyasanın vahşi koşullarına terk edilmemelidir. Sendika olarak bunun mücadelesini ısrarla sürdürmekteyiz.”

KATKI YETERLİ DEĞİL
Trabzon’da belediyelerden eğitim konusunda taleplerinize cevap alabiliyor musunuz?
“Yerel yönetimlerin bir görevi de eğitim faaliyetlerini desteklemektir. Yurttaşların eğitim hizmetlerine daha kolay ulaşmasını sağlamaktır. Bu kapsamda Trabzon yerelinde Ortahisar Belediyemiz ve Büyükşehir Belediyemiz Trabzon Valiliği ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile işbirliği yaparak özellikle hijyen ve temizlik konusunda, derslik ihtiyacı konusunda kendi binalarından derslik sağlayarak katkıda bulunmaları gerekir. Şu ana kadar belediyelerimizin katkıları yeterli düzeyde değildir.”

DERSLİK İHTİYAÇ!
Son günlerde şehirde okul yetersizliği konusunda sesler yükseltilmeye başlandı. Bu konuya bakışınız nedir?

“Pandemi süreci okullarımızda önemli ölçüde derslik ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Pandemi süreciyle birlikte yüz yüze eğitime geçildiği aşamada bilim kurulunun önerisiyle her sınıfta 15 öğrencinin bulunabileceği noktasında yeni derslikler ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Geçtiğimiz yılın sonunda 4+4+4 sisteminin 8. yılı ve ilk mezunların bu yıl lise 1. sınıflara başlıyor olması nedeniyle lise 1. sınıflarda büyük öğrenci yığılması yaşanmakta ve yeni derslik ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Bu sorununda çözümü için acilen yeni okul binalarının yapılması, kapalı köy okullarının yeniden eğitim öğretime açılması, belediyelerin ve diğer kamu kuruluşların binalarından derslik temin edilmesi yoluyla yararlanılması gerekmektedir.”

BÜTÇE ARTMALI
“İlimizde ve ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamalarına yönelik ortaya çıkan bir algıda İmam Hatip okullarının (orta-lise) MEB tarafı kaynaklarından daha çok yararlandığı düğer akademik okullar ve meslek liselerine yeterince kaynak ayrılmadığı noktasındadır. Bu algınında ortadan kaldırılması için MEB ayrım yapmadan bütün okullarımıza eşit uzaklıkta durup ihtiyaçları doğrultusunda yeterli kaynağı acilen aktarması gerekmektedir. Bu kapsamda önümüzdeki TBMM’de görüşülen bütçe sürecinde, MEB bütçesi önemli bir oranda arttırılmalıdır. Zaten pandemi süreci bu zorunluluğu ortaya çıkarmıştır. Eğitim Sen olarak okullarımızın, eğitim emekçilerinin, öğrencilerimizin ve velilerimizin eğitim ve sağlık haklarını savunmaya devam edeceğimizi, bunun yanında ülkemizde eğitimin dinselleştirilmesi ve özelleştirilmesi karşı bilimsel, laik, kamusal eğitim mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtmek istiyorum.”

Editör: Haber Merkezi