31 Mart Mahalli İdareler Seçimi geride kaldı ve Cumhur İttifakı büyük farkla Trabzon’da ipi göğüsledi.

Bu sonucun ardından da ‘sözüm ona muhalifler’ tarafından şehirde adeta fırtına kopartılmaya başlandı. Neymiş efendim, Millet İttifakı’nın mağlubiyetinin tek sorumlusu CHP İl yönetimiymiş.

Neymiş efendim, Büyükşehir için ittifakın adayı İYİ Parti’nin çıkarttığı isim olmuş da CHP ikinci planda kalmış.

***

Ve devam ediyor eleştiriler; CHP İl Başkanı Güzide Önsel Uzun, hem aday olacak ismin netleşmesi sürecinde, hem de seçim çalışmalarında il yönetimi ile birlikte azami derecede çaba göstermemiş.

***

İyi de, Trabzon için ittifak kararını alan genel merkezdi ve iller arası pazarlık başkentte gerçekleşti. Ülkede CHP ile İYİ Parti liderlerinin mutabakat sağladığı bir anlaşma ortamı oluştu ve iller üzerinde de burada görüşme yapıldı.

Ankara, İstanbul, İzmir gibi illeri almak için tabi ki CHP bazı şehirleri feda edecekti, Trabzon’da o illerden biri oldu.

Bu pazarlıkta Trabzon il yönetiminin nasıl bir suçu olabilir?

***

CHP’nin Trabzon yönetimini sorgulayanlar; oluşan tabloya karşı getirdikleri yorumlarla artık alışılagelmiş bir hatanın mimarları olmuşlardır.

Mesele suçlu arama meselesi değildir.

Bu tabloda konuşulması gereken bir şey varsa o da tablonun gelecekte ne şekilde Trabzon’un lehine çevrileceğidir.

***

Gelelim adayların belirlenmesine. İYİ Parti, Büyükşehir için Atakan Aksoy’u ittifak kararından önce açıkladığından CHP yönetiminin bu isim üzerinde hamle şansı zaten kalmamıştı.

Ortahisar için ise birçok isim gündeme geldi en makulü olarak da Salih Akyüz seçildi, ismi açıklandığında da parti tabanı geniş destek verdi. Şimdi ise sandık açıldı, kızılca kıyamet kopuyor.

***

CHP Trabzon’da neden başarısız oldu diye tabi ki tartışılabilir, tartışılmalıdır da.

Fakat bu tartışma yapılacaksa sadece il başkanı üzerinden değil bütün teşkilat üzerinden yapılmalıdır.

***

Mesela, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu birçok ilde ortak mitinge katılırken neden Trabzon’da böyle bir girişimde bulunmadı diye irdelenebilir?

Mesela, Volkan Canalioğlu neden Trabzon’da değil de İstanbul’da seçim çalışması gerçekleştirdi diye sorulabilir.

Mesela, Haluk Pekşen neden sadece iki-üç gün kadar sokaklarda göründü, daha fazla ter dökmedi konusu masaya yatırılabilir.

Mesela, CHP’li eski vekil, eski belediye başkanı, eksi belediye meclis üyesi ve parti yöneticilerinin neden ittifak adaylarını sahada bir başlarına bıraktığının cevabı aranabilir.

***

Ancak, fatura sadece il yönetimine ve il başkanına kesilemez. Hele hele de seçim sürecinde ameliyat masasından kalkıp sahada ittifak propagandalarına katılan bir il başkanına hiç kesilemez.

***

31 Mart öncesi ortada gözükmeyen, aynı zamanda parti başarısız olsun da kılıçları çekelim diye bekleyen sözde muhaliflere bilmem anlatabildim mi?