Bir zamanlar İstanbul Boğazı’nda gezi teknesi olarak kullanılan 15 metrelik tekne, bir süre önce Trabzon’un Düzköy ilçesine getirilerek 661 rakımlı bir tepeye yerleştirildi. Kafe olarak kullanılması planlanan tekne görenleri şaşırtıyor.

"Karadenizli yine yaptı yapacağını" dedirten görüntü bu sefer Trabzon’dan ortaya çıktı. Düzköy ilçesinde bir restoran işleten Turan Zafer, ilçeye bir hareketlilik gelmesi için tekneden kafe yapmaya karar verdi. Tekne için arayışa geçen Turan Zafer, bir zamanlar İstanbul Boğazı’nda gezi teknesi olarak kullanılan ve bir süre önce Giresun’un Tirebolu ilçesine satılan tekneyi almaya karar verdi. 15 metre uzunluğunda, 4.60 metre genişliğindeki tekneyi denizden Akçaabat ilçesine getiren Zafer tekneyi vinç yardımıyla tıra yükledi. Tek şeritli, rampalı ve virajlı yollardan geçilerek ilçedeki 661 rakımlı Yenimahalle’ye getirilen tekne, daha önceden yapılmış beton yapının üzerine yerleştirildi. ‘Saback rüzgarı’ adı verilen tekne ilçeye hakim bir noktaya konumlandırılırken, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden biri olan Haçkalı Baba Yaylası’na giden yol güzergahındaki tekne görenlerin ilgisini çekiyor.

"Karadeniz insanı önce hayal eder sonra da azmeder"
Yerden yüksekliği ile dikkat çeken tekne için "Karadeniz insanı önce hayal eder sonra da azmeder" yorumunu yapan Turan Zafer, “Zahmetsiz hiçbir şey güzel olmaz. Hayal ettik Rabbim kısmet etti, gerçekleştirdik. ’Buraya çıkmaz’ diyen de oldu, ’güzel olur’ diyen de oldu. Tirebolu’dan aldım. Yaklaşık 1 yıldır böyle bir tekne arıyordum. Tirebolu’dan Akçaabat Limanı’na denizden getirdik daha sonra da yükleyip buraya getirdik. Bu tekne eskiden Boğaz’da çalışıyordu. Yaklaşık 30 yıllık bir tekne. Yukarı çıkarken biraz zahmetli geldi, sonuçta sahil değil. Karadeniz insanı önce hayal eder, sonra da azmeder. ’Uğraştık nasıl götürürüz’ diye bütün üst geçitleri ölçtük. Çok şükür kazasız belasız buraya yerleştirdik. Teknemiz kafe olacak” dedi.

"Biraz zahmetli oldu ama sonunda başardık"
Maliyetin 200 bin TL’ye ulaştığını belirten Turan Zafer’in oğlu Emirhan Zafer ise “Projemizde kafe bölümü yapmamız gerekiyordu. Biz de bu vadiye nasıl bir hareket getiririz, Karadeniz’de bir ilki yapmak adına tekne araştırıyorduk. Karadeniz’de tekneler bir hayli pahalı. Bu teknemizi Giresun ili Tirebolu ilçesinde bir ağabeyimizden bulduk. Tekneyi balık ekmek satmak için kullanıyordu. Kendisiyle görüştük anlaştık aldık. Tirebolu’dan Akçaabat Limanına getirdik, oradan da tır yardımıyla buraya kadar getirdik. Teknenin daha öncesini araştırdım ilk olarak İstanbul’da tur teknesi olarak kullanılıyordu. Nasip Düzköy’ün tepesineymiş. Dolayısıyla teknemiz İstanbul Boğazından Düzköy’ün yaylasına gelmiş oldu. Maliyeti biraz fazla oldu diyebiliriz. Yerine oturması hepsi yaklaşık 200 bin TL’ye mal oldu. Tır sürücüsü bize 'Sizin yaptığınız tam bir delilik, beni de kendinize uydurdunuz’ dedi. ’Bu yollara mümkün değil böyle bir tekne çıkartamazsınız’ dedi. Biraz zahmetli oldu ama sonunda başarabildik. Çevremizden bize olmaz yapamazsınız; oraya tekne mi olur diye söylenenler oldu. Karadeniz insanının inadı vardır ya biz de inatçı olduk. Alt zemin tasarımını, yerleştirmesini tamamen kendimiz yaptık. İlk planımız yatay koymaktı sonradan daha pahalı cezbedici bir şey olsun dedik ve dik bir şekilde koyduk” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi