SONNOKTA RÖPORTAJ - İYİ Parti Of İlçe teşkilatı gazetemize konuştu. Of İlçe Başkanı Avni Karamustafaoğlu: “Mahalle teşkilatlarının kurulması baya süre aldı. Kendimizi anlatmaktansa, milletin sorununa çare bulmaya kadar işi ilerlettik. Vatandaşımızın Hükümet Konağı’nda, okullarda ve hastanelerdeki sorunlarında artık AK Parti’nin kapısına gitmediklerine eminim. Artık vatandaşımız bize geliyor. Bizi de zorlayan durumlar var tabii ki mesela, İstanbul’da Ankara’da İzmir’de belediyeleri sizin, çocuğumu yeğenimi işe koyayım diyen vatandaşlarımız oluyor. Vatandaşa bu işin zorluğunu anlatamıyoruz. iktidar olmadığımız için bu işler o kadar kolay olmuyor. Of’ta gerçekten çok büyük bir ivme kazandık ve oy potansiyelimizi ikinci parti olacak seviyelere yükselttik.

İYİ Parti Of İlçe Yönetimi, Sorumlu Yazı İşleri Müdürümüz Selahattin Özcan’a konuştu

Bugün sandık kurulsa yerelde veya genelde çok daha büyük başarı elde edeceğiz. Siyasette bununla yetinelim diye bir şey olmaz o yüzden çalışmalarımız da devam ediyor. Vatandaş ziyaretlerinde özellikle karşılaştığımız en büyük sıkıntı işsizlik. Bugün ilçemizden bakanlarımız var, TOKİ Başkanımız da ilçemizden ama istihdam alanı yaratma konusunda hiçbir hizmetlerini görmedik.”

VAATLER YERİNE GELMİYOR
“Hükümet binaları son derece lüks şekilde yapılmış, her tarafta çok güzel yollar yapılıyor ama yolun ucunda istihdam alanı yok. Böyle olunca da bu yolların faydasını göremiyoruz. İlçemizde şuanda bir yatırım söz konusu değil. Rahmetli Turgut Özal dönemi haricinde Of’ta istihdam anlamında hiçbir çalışma olmamıştır. Sosyal tesisler, park bahçeler yapıldı ama cebinde para olup o tesislere gidecek vatandaş yaratılmadı. Yüzme havuzuna gidecek çocuğun babasının istihdam alanı yok ki, o çocuk gidip orada yüzsün. İlçemiz çarşısında yıkım düşünülüyor. Buranın maliyeti nedir, kimse düşünmüyor. Burayı yıkıp masraf yapacaksınız ama ekonomik vaziyet ortada. İktidar kabul etmese de vatandaşın durumunu herkes açıkça görüyor. Harcanacak paranın ne kadar olduğu belli değil. Buradan esnaf çıkarılacak, bu esnafın durumu kötü, bunları iyi düşünmek gerek.”

TAMAMI BORÇLU
“Hemen hemen esnafımızın tamamının kredi borcu var. Konu ile ilgili yeni bir toplantı yaptılar ve projenin değiştiğini öğrendik. 20 tane iş yeri yapılacakmış denildi, o niyetle geldiler ama ne olduysa bir gecede 80 dükkâna çıktı. Bir simülasyon yapıldı, 80 dükkânlı projeyi öğrenmiş olduk. Oradaki vatandaşın yerini alıyorsun, 300 bin TL veriyorsun, bir dükkânı 1 milyon TL’den başlayan rakamlar ile satıyorsun. Hadi bunu dedikodu kabul edelim, istihdam nüfus yaratmamışsın vatandaştan taksitli bunu ödemesini istiyorsun. Bu esnaf vergi, kira, elektrik faturası verecek, evini geçindirecek, çocuğunu okutacak artan parasıyla sana kredi mi ödeyecek? Kaç senede ödeyeceği belli değil. Oflu bu işi kar ile kapatamaz, buraya yeni bir şeyler yapılacaksa Oflu bunu kar ile kapatmalı. 20-30 sene sonra bizim için dua edeceksiniz diyorlar, 20-30 sene bu esnaf ne yiyecek? 1 yıl sonrasını hesap edemiyorsunuz. Vergi dairesi taksitlendirme yaptırdı, daha birinci taksiti ödeyemedi kimse. Esnafın dükkanı aylarca kapalı kaldı, hiçbir vaadin yerine getirildiği yok.”

ORADA DA HAKSIZLIK YAPILIYOR
“Çaykara Yolu üzeri ve Sahil Y olu üzeri nde dış cep he mantolama işi yapılıyor, bunlar devlet tarafından karşılanıyor, masraflı çalışma. Burada da büyük haksızlık var. Benim binamın orada cephesi olmadığı için benim binam yapılmıyor, benim verdiğim vergi ile oradakilerin cephesi yapılıyor.”

GEÇiMiMiZ ÇAYA BAĞLI
“Of’ta bizim geçimimiz çaya bağlı. Alternatif bir istihdam alanı yaratmak lazım, mesela bir zamanlar hayvancılık vardı. Ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplı ama Deniz Bakanlığımız yok, bu da saçma bir olay. Orman Yasası sıkıntısı var, bölge tamamen orman arazisi olmuş durumda. Nüfusa göre tarım arazisi açmak da bu yasalarla zor. Nüfusa göre ormanlık arazilerin tarıma döndürülmesi gerekli ama bu ille de çay olacak diye bir şey yok. Bölgede çayın haricinde meyve ve diğer tarım ürünleri ihtiyacı da var. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde tren yolu yapılmalı. Çünkü ürünü üretsek bile ulaşım maliyetini düşürmek gerekli. O kadar tüneller yapıldı ama baktığımızda demir yolu için çalışma yok. Bölgenin acilen tarım desteğine ihtiyacı var. Biz partimizi kurduğumuzdan bu yana işçimizin, çiftçimizin ve çalışanımızın yanında olduk. Parti programımız belli ve ayrıştırmadan, bölmeden bütünlük içerisinde adam kayırmadan hareket ediyoruz. Birlikte karar verip, ülkeyi birlikte kalkındıracağımıza dair söz verdik. Bu sözleri yerine getirmek için yaptığımız işleri de gören vatandaşımız bizi tercih ediyor.”

TENKiT EDiYORLAR AMA ÇAYI BiLMiYORLAR!
“Vekilimiz Hüsey in Örs çaydaki sorunu iki defa Meclis’e taşıdı. Açıklamalarını AK Parti tenkit etti. Hüseyin Örs buranın torunudur. Hüseyin Örs çayı bilir, çaylığa da girmiştir ama tenkit edenler eminim çayı görmemiştir ve bilmiyordur. Çay fabrikası boş yatarken, hiç bir iş yapmazken, 20 kilo kontenjan verilmesi insanların ekmeğiyle oynamaktır. Burada ki en büyük sorunumuz çay. Çaydan çok mustaribiz.”

SAHADAYIZ VE CESARETiMiZ VAR
“Cesaretimiz var, pandemi süreci içerisinde sahada olan tek lider ve ekip İYİ Parti. Türkiye’nin hemen hemen beşte üçünü Genel Merkez olarak dolaştık. Katılımlar gün geçtikçe artıyor. Bunu ilçemde de görüyorum, sabahları artık sisteme girdiğim de her gün başvuruların geldiğine şahitlik ediyorum.”

DÜZENLEME GETİRİLMELİ
Of İlçe Teşkilat Başkanı Engin Öztürk: “Ekonomik sorunlarımız var. En büyük ekonomik sorunumuz çay. Çaya destek bekliyoruz. Özel sektöre mecbur ediliyoruz, devletin buna bir düzenleme getirmesi lazım. Devlet 3,20 TL’ye çay alırken 1,90 TL’ye çay veriyoruz biz. En acil sorunlarımızdan bir tanesi bu konu ve çaya bir şey yapmamız gerekiyor. Hükümetten, yöneticilerden bu işe bir el atmasını bekliyoruz. İlçemizdeki insanlarımız bunu bekliyor, çünkü emeğin karşılığı alınamıyor.”

EN BÜYÜK MAĞDUR ESNAFTIR!
Avukat Nazım Sarıalioğlu: “İlçe çarşısındaki yıkımla ilgili Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile acele kamulaştırma kararı alındı. Bununla ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlandı. Biz de bundan itibaren esnaf ile beraber hareket ederek ilk başta toplu dava açtık. Danıştay tarafından parsel olarak dava açmamız söylendi, biz de bu sefer örnek olarak 8-9 tane dava açtık ve yürütmeyi durdurmayı da teklif ettik. Hakimler tarafından yürütmenin durdurulması gerektiği yönünde görüş bildirilmesine rağmen durdurulmadı, önü engellenemedi. Yarın bir gün çıkacak mağduriyetlerin de önünde set olamadı Danıştay. Şu aşamada dosya zaten baya gecikti, davaları açtığımız süre 1 yılı buldu, herhalde bir karar aşamasına gelindi şuanda. Bizim 3 tane dosyamız var. Danıştay Savcısı, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin iptalini istedi ama Danıştay’ın kararını değiştireceğini düşünmüyorum. Muhtemelen bizim davamızı reddedecektir. Bizim davamıza aksi yönde bir tane savcı fikir belirtti ama yine sonucu pek değiştireceğini zannetmiyorum. Buradaki en büyük mağduriyet esnaftadır. Burada mülk sahibi olan esnafın yüzde 70-80’i Of’ludur. Burada yıkım olduğu zaman Oflu esnaf azınlığa düşer, biz buna karşı çıkıyoruz. Dışarıdan zaten buraya çok esnaf geliyor ama burası eski yerleşim yeri olduğu için eski esnafları yok edecekler. Bu işin devlete çok büyük maliyeti var ve devlete olumlu tarafını da göremiyoruz. Belediye bazı düzenlemeler ile buradaki esnaf ve mülk sahipleriyle iletişime geçerek bu sorunu bir şekilde çözme aşamasına gidebilirdi ama gitmedi. Önce bunun denenmesi lazımdı. Bizim eleştirdiğimiz konular bunlar, inşallah düzelir.”

HUKUKA SAYGI DUYULMALI
“Ülkede ki hukukun üstünlüğünü hepimiz görüyoruz. Uluslararası sözleşmeyi savunuyorum, savunmuyorum demiyorum ama uluslararası sözleşmenin maddelerine çekince koyabilirsin, artısı olabilir eksisi olabilir. Eksi gördüğün yerlere çekince koyabilirsin ancak uluslararası sözleşme ne şekilde mevzuata giriyorsa o şekilde çıkmalı. Montrö Karadeniz’i koruyor, bugün savaş olmuyor, Karadeniz’de çatışma olmuyorsa ve barış ortamı varsa tek başına Montrö’nün ve Atatürk’ün başarısıdır. Hukukta vaziyet budur ve durum hiç iç açıcı değildir. Bunların düzenlenmesi lazım, hukuka saygı duyulmalı. Bütün kurumlar bakımından üstün görülmeli ve bu anlayışa sahip olunmalı.”

45 SENEYİ MHP’DE GEÇİRİP İSTİFA ETTİM
İYİ Parti Of İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Cemil Çakıroğlu: “66 yaşındayım, 45 seneyi MHP’de geçirdim. Geçen sene istifa edip İYİ Parti’ye geldim. İYİ Parti’ye geçiş nedenim Türkiye’nin şuanda anonim şirket gibi yönetilmesidir. Bir parti devleti yönetmek için, halkına hizmet etmek için kurulur. Uzun yıllar diğer partilerde bunun eğitimini de gördüm. Ama partiler iktidara geldiği zaman sanki babalarının çiftliği gibi ülke yönetiyorlar. Şuanda İYİ Parti’nin ve Meral Hanım’ın (Akşener) misyonu hoşuma gidiyor. İstifa ettiğim partinin kendi amacına hizmet etmediğine inandığım için İYİ Partiye geldim. İnşallah iktidar olursa bu söylediğim şeyler üzerinde beklentim var. Zamanında çok bedel ödedik. Daha fazla ödemeyelim. Devletimize vatanımıza sahip çıkalım. Her birimizin görevi var. Azerbaycan çay üretiminde 2 bin ton çay kullanıyor, 1 tonunu kendi üretiyor, 1 tonunu dışarıdan alıyor. Şimdi biz Azerbaycan’dan çay ithal ediyoruz. Türkiye’de bütün tarım hayvancılık neden kaldırılıyor bunu görmemiz lazım. Bizim ilk seçime kadar müthiş şekilde çalışmamız gerekiyor. Bu gidişe ancak böylelikle dur diyebiliriz.”

DENiZCiLiK BAKANLIĞI OLMALIDIR
İYİ Parti Kurucu Üyesi Mehmet Kazan: “Karadenizli olarak balığa düşkünüz. Bu yüzden Denizcilik Bakanlığı olmaması büyük eksiklik. Gece 12’den sonra hamsi tutmak tamam da Gürcistan, Rusya, Bulgaristan tutuyor. Bu hamsiyi sadece biz tutmayınca mı büyüyecek? Ben bunu merak ediyorum ve bunun bir oyun olduğunu, para kazanma planı yapıldığını düşünüyorum. Neremizi anlatsak bilmiyorum. Neyi anlatacağımız biz de şaşırdık, vatandaş da şaşırdı. Bu iktidarın sonunu getirecek olan bizleriz ve bu memleket o zaman refaha kavuşacaktır diye düşünüyorum.”

REFERANDUMDAN SONRA DESTEĞiMi GERi ÇEKTiM
İYİ Parti Kurucu Üyesi Mustafa Teklioğlu: “ÇAYKUR’dan emekliyim, 30 sene imalat ustabaşılığı yaptım, üretime katkım oldu, 3 tane yeni fabrikayı üretime açtım. Ben 2002’de Rize’de Sayın Cumhurbaşkanımızın peşindeydim. AK Parti’ye hizmet etmiş bir insanım ama ne zaman tek adam rejimine geçilmek istendi o referandumdan sonra AK Parti’den desteğimi çektim. Ailede bile iş birliği vardır o yüzden siyasi görüşümü ayırdım. Ben o zaman Sayın Cumhurbaşkanımızın, ‘Ey benim Rizeli kardeşim çay şuanda 2,5 TL olmalıdır.’ dediğini biliyorum şuan çay 3,20 kuruş o zaman 2,50 kuruşu zikrediyordu. 18 yıldır geldiğimiz yol belli, çaya katkı da ortada. Çayın geleceği Allah’a kalmış, insanlardan bir katkı olacağına inananlardan değilim. 300 bin ton çayımızın var olduğu bölgede 300 bin ton çay Azerbaycan’dan alınıp oraya katkıda bulunuluyor. Biz kendi halimizi Allah’a havale ettik. Bizim yapacak olduğumuz bir şey yok. Biz olayın temenni kısmını kullananlardanız. Onların bizden oy istediği gibi biz de başımızda ki idarecilerden yapılması gerekenleri isteriz. Bu bizim en tabi hakkımız, vatandaş oy verdiği zaman istekleri o l a - caktır. Çayda taban fiyat uygulanması gerekiyor. Nasıl benzinde yaptılar, çayda da yapılmalı.”

BAŞKANI SOKAKTA DAHİ GÖRMEDİM
“Belediye Başkanı’nı sokakta dâhil görmedim. Herhangi bir maruzatımızı Belediye’ye getirip karşılığını almışlığımız yok. Bazı bölgelerin yolları duvarları yapıldı ama kimin duvarları yapıldı ortada. Siyasi kuruluş olduğumuz için bunu açıklasak altında siyaset var derler. On senedir siyasette verilen sözlerin yüzde70’inin yerine ulaşmadığını görüyoruz. Emekliye müjde diye her akşam bir açıklama yapılıyor. Evet, maaşımda aşağı yukarı bir oynama var ama benim her akşam doğal gazıma, elektriğime de zam yapılıyor. Belediye Başkanı gidip, halkını vatandaşını savunmasına gerekir. Bizimle dertleşmesi lazım. Vatandaş başkasını tanımaz, oy verdiği Belediye Başkanı’nı, muhtarı tanır. Biz Of’ta bunlardan yoksun olarak yaşıyoruz.”

Editör: Haber Merkezi