Şarkıcı, besteci ve söz yazarı İbrahim Can ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İsterseniz röportajımıza geçmeden önce değerli sanatçımız Can’ı kısaca tanıyalım. Can, 1979 yılında KTÜ Fatih Egitim Fakültesi'nden mezun oldu. Beşikdüzü lisesinde Sosyal Bilgiler öğretmeni olarak göreve başladı. Can ayrıca 1980 yılında Trabzon Liselerinde Yetişenler Cemiyeti'nde Yurttan Sesler adı altında müzik eğitimi aldı. Ancak müzik tutkusu ağır geldi. 1980 yılında TRT'nin açtığı sınavı kazanarak 1984 yılında öğretmenliği bırakarak müzik hayatına atıldı. 1985 yılında çıkardığı ilk Karadeniz albümü Atmacayı Vurdular ile isim yaptı. Daha sonra müzik hayatına daha başka albümlerle devam etti. Karadeniz müziğinde önemli bir isim oldu. Can ayrıca horon dalında da uluslararası yarışmalarda birincilik ödülüne de sahiptir. İşte Can ile yaptığımız o keyifli röportaj:

TRT’YE STAJYER OLARAK GİRDİM

Sayın Can; en başından beri sanatsal çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

Biz sanatçı aileden gelen birisiyim. Ailemizde herkes sanatın bir köşesinde yer alır.  Gençlik yıllarım Trabzon Merkez’de geçti. Trabzon Merkezde bulunan müzik derneklerinde sahne aldım. 1975’ten sonra Trabzon Liselerinden Yetişenler Cemiyetinde çalıştım. Necdet Murathanoğlu, Ünal Özel, Ahmet Özdemir, Mehmet Sonat, İhsan Eyüboğlu gibi değerlerle koro ve solo çalışmaları yaparak düzenli olarak müziğe başladım. Ancak bunun öncesinde geleneksel olarak bağlama çalar türkü söylerdim. Kısacası meşk ortamında türküler söyleyip büyüdük. Beşikdüzü Öğretmen Okulu korosu elemanıydım. Koroda dört sesli kanon eserler seslendirir, flüt çalar, klasik eserler dinlerdik. Öğretmen okulu köy enstitüsünün birikimini devam ettiriyordu. Ailem Beşikdüzü’nden Trabzon’a taşınınca Trabzon Liselerinden Yetişenler Cemiyeti’nde kendimi geliştirdim. TRT’ye yetiştirilmek üzere stajyer sanatçı olarak girdim.

“ATMACA’YI VURDULAR” İLE ŞÖHRETİ YAKALADIM                                    

Kadrolu sanatçı, hakkını kazandıktan sonra, tek kanallı televizyon devrinden başlayarak günümüze kadar pek çok programda ekranlara çıktım. Radyo ve televizyon programları yaptım. Buralarda “ Ne İşlerin var idi Sis Dağın Başlarında”, Atmacayı vurdular” türküleriyle şöhreti yakaladım. O yıllarda “Atmacayı Vurdular” türküsüne kasette yaptık. Bu kasetim uzun dönem çok satanlar listesinde yer aldı. Mesleğimle ilgili sanatsal çalışmalarda bulundum. Yurtdışında yabancılara ülkemin ve yöremin müziğini, folklorunu tanıttım Bugüne kadar onbeş kişisel albümüm mevcuttur. Ayrıca başka sanatçı arkadaşlarla da ortak albüm çalışmalarım bulundum.  TRT televizyonlarında yüzlerce türkü okudum. TV için kendim hazırlayıp sunduğum “ Türkülerin Dilinden”, Canlı Türküler, radyo sanatçıları ve radyo için Aysun Gültekin’le “Türkü Saati”,  programını gerçekleştirdim. Müzik çalışmalarımı halen sürdürüyorum.

DÜNYA KARADENİZ KEMENÇESİNE HAYRAN

Dünyadaki milli müzikler arasında Türk Halk Müziğinin yeri hakkında görüşleriniz nedir?

Dünya genelinde ama özellikle Avrupa’da Türk folkloruna çok büyük saygı duyuluyor. Özellikle 1970’den sonra yurt dışındaki organizasyonlara katılan folklor ekiplerimiz dünya birincilikleriyle döndüler. Bulunduğumuz coğrafyada Anadolu kadar kültürel zenginliği olan yer yok. Avrupa’ya konser için giden sanatçı arkadaşlarımızın anlattıklarına göre söyledikleri ezgilere batı insanının ilgisi yüksek. Özellikle Karadeniz kemençesine ve folkloruna hayran kalıyorlar. Macaristan’dan Kanada’ya kadar her yerde böyle. Oralardan araştırmacılar ülkemize gelip müziğimizi araştırıyorlar. Ali Ekber Çicek’in “Haydar Haydar” deyişi kırk yıldır batıda ilgiyle dinleniyor. Son yıllarda bağlamamızın tınısından yararlandıklarına şahit oluyoruz. Genç sanatçılar Anadolu ezgilerini dünyaya tanıtıyor.

ŞİVEMİZ TÜRKÜLERİMİZE İLGİYİ ARTTIRDI

Türk Halk Müziği içinde Karadeniz Müziği’nin yerini tanımlamak isterseniz ne söylersiniz?

Karadeniz Müziği diye bir müzik ayrımı yapmıyorum. Türk Halk Müziği içinde Karadeniz Yöresi vardır. Kendine has tınısı ve yapısı mevcuttur. Bu mevcut yapısı korunmalıdır. Dıştan bakıldığında Karadeniz Yöresi tek bir şekil gibi görünse de içersine girdiğinizde Hopa’dan Zonguldak’a kadar il, ilçe, köy, mahalle bağlamında yerel farklılıklar içerir. Bu yörede farklı ezgi, melodi, oyunlar görürsünüz. Artvin Atabarı, Rize üç ayak, Sürmene Sallaması, Maçka, Akçaabat ,Çaykara Ağasar, Görele yöreleri horonları, Giresun karşılaması, Tüfekli çandır, Fingil havası, Kastamonu Amani oyun havaları birbirlerinden farklılıklar gösterir. Karadeniz şivesine toplum çok ilgi duyuyor. Bundan dolayı olacak ki son zamanlarda Karadeniz türkülerine ilgi daha da arttı. Canlı, sıcak ve samimi buluyorlar.

DERLEMELERİ TOPLUMA YANSITMALIYIM

Bundan sonra sanatsal çalışmalarınızda neler yapmayı planlıyorsunuz?

Bundan sonra ki hedefim biriktirdiğim derlemeleri, besteleri ölmeden önce topluma yansıtmaktır. Bu birikimlerimden ben öldükten sonra da insanların yararlanmasını istiyorum. Gençlerimizin bunları kullanmalarını istiyorum. Milletin hafızasındaki kütüphanede yer almayı amaçlıyorum. Bir anlamda gençlerimize liderlik yapmak hedefimdir. Bizden önceki sanatçılarımız için vefa konserleri düzenleme düşüncesindeyim.

YERELLİKTEN ORTAK AĞZA GİDİLİYOR

Size göre Karadeniz Müziği nereye doğru gidiyor?

Geleceğe  bugünden hüküm verilemez. Geçmişten beri süregelen folklorik yapısında kent, ilçeler ve köyler şeklinde farklılık arz eden yapıya sahipti. Son yıllarda bu yapı bütünleşmeye başladı. Yerellikten ortak bir ağıza doğru gidiyor. Yöre dışından ezgileri monte ederek yeni bir müzikal yapıya doğru gidiş var. Klasik çalım ve ezgilerden çok bu şekle yöneliş ortama hakim. Çalma tekniğinde de değişimler gözlemliyorum. Burada KTÜ Konservatuarı yöneticilerine büyük görev düşüyor.

CEVHER’İN İSMİ KİKÜLTÜR MERKEZİ’NE VERİLMELİ

Yöremizin müziğinde anı değeri bırakmış kişilerden bahsetmek isterseniz çalışmalarıyla birlikte anlatabilir misiniz?

Yöremizin ezgilerini ilk olarak TRT Yurttan Sesler Korosu’nda Cemile Cevher ustamız okumuştur. Geçtiğimiz günlerde bu değerimizin anısını yaşatmak için bir gece düzenledik. İsminin bu şehirde yaşatılmasını istiyorum. Cevher’in kendisi Maçka’nın Sevinç Mahallesindendir. Duyduğuma göre Maçka’da bir Kültür merkezi yapılmaktadır. Sayın Maçka Belediye başkanı Koray Koçhan’dan buraya Cemile Cevher’in ismini vermesi dileğimdir. Çünkü Cevher bir Cumhuriyet kadınıdır. O’nun açtığı yoldan yürüyoruz. Hasan Sözeri’de duayenlerimizdendir. Yıldıray çınar, Kamil Sönmez, Erkan Ocaklı geçmişteki birikimlerimizdir.

İNSANLARIN RUHUNA HİTAP ETMELİYİZ          

Karadeniz müziğini bilimsel anlamda geliştirmek için neler yapılabilir, kimlere görev düşer?

Her yörenin kendine has birikimi mevcuttur. Bu ezgileri büyük orkestralarla icra edebilirsiniz. Tınılarını farklı icralarla dile getirebilirsiniz. Hamsiyi farklı tabaklarda sunmak gibi diyebiliriz. Karadeniz’in ezgilerini geliştirmek için büyük organizasyonlar yapılabilir. Müziğimizi orkestraya adapte edecek büyük üstatlarımız bulunmaktadır. Bunu meydanlarda dev organizasyonlarda gerçekleştirmeliyiz. Buna bütçe ayrılmalıdır. Bunları gerçekleştirmede belediyeler, devlet kurumları, işadamları sorumluluk almalıdır. Gelişmiş toplumlarda müziğin ön planda tutulduğunu hatırlatmak isterim. Şu unutulmamalıdır müzik matematiğin temelidir. İnsanların ruhuna hitap etmeliyiz. Güzel sanatları olmayan toplumların sağlıklı geleceklere sahip olmaları mümkün değildir.

DERLEME ÇOK DEĞERLİDİR

Karadeniz müziğinde beste formu mu yoksa derlemeler mi öne çıkar. Size göre Karadeniz müziğinin gelişmesi için hangi dalda ilerlemelidir?

Derleme insanların tarihsel birikimlerinin süzülmesidir. Onun için çok değerlidir. Derleme dağın eteğinden çıkan göze suyu gibi durudur. Beste de bu suyu yakalamaya çalışma becerisidir. Toplumsal yapının değişmesi köy hayatının bitmesi insanların apartmanlarda yaşaması nedeniyle besteler daha ağırlıklı olacak gibi görünüyor.

YÖRESEL TINI BOZULMAMALI

Yöremiz müziğinde birkaç ana estrüman var. Akardeon, tulum, kemençe, bağlama gibi. Bunlar özgün olarak mı kalsa daha iyi olur, yoksa bunların yanında org, gitar, bas, gitar gibi estrümanlar eklenirse mi daha güzel olur, ne dersiniz?

Zaten ekleniyor. Günümüzde artık evrensel kabul edilen sazlar var. O enstrümanları gençlerde, bizlerde kullanıyoruz. Önemli olan hangi estrümanı kullanırsan kullan yöresel tavrı ve tınıyı bozmamak önemli olandır. Bu arada şunu da eklemek isterim Trabzon’daki medya gruplarından sanatsal faaliyetleri daha çok takip etmelerini istiyorum. Cemile Cevher’in anma etkinliğinde hiçbir yerel medya kuruluşundan temsilci olmayışı dikkat çekiciydi.

Karadenizde sonnokta özel haber /Sönmez ÇAK

Editör: Haber Merkezi