SONNOKTA MERYEM AKGÜN - Trabzon’da “Kıyı Bölgelerinde Mimarlık Karadeniz’in Doğa ve Kültür değerleri Risk altında” konulu panel düzenlendi. Mimarlar Odası Trabzon Şubesi’nin ev sahipliği yaptığı panele Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, Mimarlar Odası üyeleri, Öğretim üyeleri, STK temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. Panelin açılış konuşmalarını Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu ve Mimarlar Odası Trabzon Şube Başkanı Gürol Ustaömeroğlu yaptı.

YASALARI TARTIŞAMIYORUZ
Mimarlar Odası Trabzon Şubesi Başkanı Gürol Ustaömeroğlu, açılış konuşmasında, “Akçaabat Orta Mahalle korunması gereken, koruma altında olan bir mahalle. Bir yerde kent planın olması, korumanın dahi olması her zaman karşımıza doğru sonuçlar çıkarmıyor. Dolayısıyla bizlerin iş yaparken uymaya çalıştığımız yasalar demek ki her zaman doğru sonuç yaratmıyor. Yasaları çok tartışamıyoruz. Çünkü stratejik hedefleri belirlemede problem yaşıyoruz” dedi.

NE KENTİYİZ BELLİ DEĞİL?
Hedef belirleme de kafa karışıklığı yaşandığına vurgu yapan Ustaömeroğlu, “Biz içinde yaşadığımız bölgenin, kentin nasıl bir stratejik hedef taşıması doğrultusunda hala kafa karışıklığı yaşıyoruz. Biz turizm kenti miyiz? Sağlık kenti miyiz? Sağlık bölgesi mi yaratmaya çalışıyoruz? Lojistik bölgesi miyiz, eğitim merkezi miyiz? Kongre merkezi miyiz? Yani bir netlik kafamız da yok. Dolayısıyla netlik olamayınca biz yasaları mikro anlamda plancılar olarak bir yasal sorumluluk çerçevesinde ele alabiliriz. Bunu yaparken vicdani sorumluluğumuzu nereye koyacağız?” diye konuştu.

ÇAMBURNU’NA SEBEP KADİM YASA
 Muğla ormanları ile Çamburnu Ormanları’nın aynı yasa ile korunamayacağına değinen Ustaömeroğlu, “Mimar tamamen sistem dışına itilmiş vaziyettedir. Biz, Muğla ormanlarını koruyan ortak bir yasa ile Çamburnu ormanlarını koruyamayız. Yapı farklı, ortak bir yasa var diye bu yasaya uyarak adım atamayız. Biz bunun özel bir örneğini Çamburnu’nda yaşadık. Orada bağırdık çağırdık. Fakat orada atlanan bir şey var. Bu hadiseye sebep olan şey kadim bir yasa. Zamanın da Sümela Manastırı’nın altında ki ormana ait kamp yerlerini yapan yasa. Ama bir şekilde soğutulmuş unutulmuş. Günün birinde çok talihsiz bir zaman da yangından sonra ortaya çıkmış” söyledi.

SİZ ÇİVİ ÇAKAMAZSINIZ AMA DEVLET BULVAR GEÇİRİR
Ustaömeroğlu, Akçaabat Ortamahalle’ye değinerek, “Stratejik hedefler karışıklığında neler yaşıyoruz, Akçaabat Ortamahalle’ye çivi çakamazsınız ama devlet Ortamahalle’nin üzerinden otuz metrelik bulvar geçirir. Siz, Ortamahalle’ye sadece koruma amaçlı yaklaşırsınız ama bu kentin içerisine turizm ve ulaşım derdini sokarsanız Karayolları’da onun üzerinden otuz metrelik bulvarı geçirir” ifadelerine yer verdi.

TRABZON’UN BÖĞRÜNDEN KANUNİ GEÇİYOR
Ustaömeoğlu, “Çamburnu’na turist getirmek istiyoruz. Turizm adına doğayı korumak için yola çıkıyorsunuz ama oraya ahşap konutlar yapıyorsunuz. Bu da kafa karışıklığına neden oluyor. Stratejik hedefler arasına listeye turizm yazılan Trabzon’un böğründen Kanuni Bulvarı üst geçitle geçiyor. Yukarıda Kızlar Manastırı var, şimdi 5 yıldızlı bir otel yapılıyor. Çünkü stratejik hedef değişiyor. Antalya’da ki turizm anlayışını Trabzon’un ormanlarına, denizine getirdiğiniz de şehri Çamburnu gibi yaşamaya başlarız” diyerek sözlerini sonlandırdı.

KENTSEL DÖNÜŞÜM RANTTIR, TALANDIR
Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu ise açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Ülkemizde 1980 sonrası izlenen, kamuyu çökerten piyasayı kutsayan ve çevreye duyarsız politikalarla, kentsel ve kırsal alanların, tabiat varlıklarının, koruma alanlarının, ormanların, kıyıların, milli parkların doğal sit alanlarının rant alanı haline getirilmesi sonucu yaşam alanları yok olmakta çevre sorunları hızla artmakta. Bu anlayışın özellikle ‘kentsel dönüşüm’ adı altında kuralsız ve sınırsız bir şekilde uygulamaya konulduğu son 10 yılı aşkın süredir özellikle kıyı bölgelerine ve kıyı kentlerine yönelik yoğun yapılaşmalar gündeme getirilmektedir.”

KARADENİZ’DE TAHRİBAT BÜYÜMEKTEDİR
“2011 yılında çıkarılan KHK ve 2863 Sayılı Kültür ve tabiat varlıklarını Koruma Kanunu’nun değiştirilmesi ile koruma politikalarında var olan güvencelerde ortadan kaldırılarak yeni bir süreç başlamıştır. Karadeniz bu süreçten en çok etkilenen bölgeler arasında yer almaktadır. Bölgede yerleşim yerlerinin ve kentlerin deniz ile bağlantısını kesen sahil yolu, taşocakları, plansız yapılaşma, HES Projeleri ile çevre tahribatı büyümüştür. Yeşil Yol Projesi güzergahında ki ormanları ve yaylaların yok edileceğinden dolayı yaşayanlar tarafından tepki ile karşılanmakta ve iptali amacıyla davalar açılmaktadır.”

ÇAMBURNU’NA HİÇBİR YAPI YAPILAMAZ
“Bütün bu hatalı yatırımlar ile büyük afetlerin önü açılmaktadır. Karadeniz’de sürdürülen nükleer santral, hidroelektrik santral ve termik santral inşaatları yeşil alan ve milli parkların yapılaşmaya açılması, deniz dolgu alanlarının oluşturulması ile madencilik ve taşocağı faaliyetleri bölgede ki doğal ve kültürel değerlerin geri dönülemez biçimde tahrip olmasına sebep olmakta. Çamburnu ile ilgili bir kaç söz söylemek istiyorum. Kanun ve mevzuatta yetersizlikler, eksiklikler, yanlışlar var. Buna imza atıyoruz. Ancak var olan mevzuata dahil Çamburnu’na hiç bir yapı yapılamaz.”

YAĞMALAMA SUÇU İŞLENMİŞTİR
Burası milli park, korunması gereken bir doğa parçasıdır. Bu uzmanlar tarafından ortaya konmuştur. Burada kamu yönetimleri suç işlemiştir. Çamburnu’nda yağmalama suçu işlemişlerdir. Yasaların buna belli ölçüde cevaz verdiğini düşünelim. O takdirde meslek örgütleri yasaların arkasına sığınmaz. Anayasal görevleri, mesleki sorumluklarını yerine getirirken çevre ve yaşam değerlerini katleden yasalar ile ellerini bağlayamazsın. Meslek örgütlerinin kolları bağlı değildir, özgürdürler. Çamburnu’na sahip çıkmayı, orayı yapılaşmaya açan kamu yönetimlerine karşı açık davranmayı benimsemek durumundadırlar.”

Editör: Haber Merkezi