Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Trabzon’daki koronavirüs vakalarının bir hafta içerisinde yüzde 50’nin üzerine çıktığını söylemesinin ardından Sonnokta Gazetesi olarak vatandaşlara mikrofon uzattık. Vatandaşlar konu ile ilgili fikirlerini belirtirken alınmasını istedikleri tedbirler hakkında da şöyle konuştu.

Koronavirüsün hızla yayılmasına ilişkin konuşan Dilek Alevoğlu, “İnsanlarımız dikkat etmiyor, dikkatli olursak her şey daha iyi olur. Bütün şehirlerde olduğu gibi bizim şehrimizde de vakalar artıyor. Kurallara uymuyoruz, temizliğe, sosyal mesafeye dikkat edilmiyor bunlara eğer uyulursa daha iyi olacağını düşünüyorum. Alınan tedbirlere ve uyarılara dikkat edilmesi gerekiyor yoksa bu salgının, önüne geçemeyiz.” dedi.

Trabzon’da kurallara yeterince riayet edilmediği değerlendirmesinde bulunan Adem Soylu ise,“Maskenin tek başına bir işe yaradığını düşünmüyorum, yasakların bir an önce arttırılması gerektiğine inanıyorum yoksa bu hastalık senelerce devam eder aşı bulunmadığı sürece buna engel olamayız. Trabzon vatandaşı tedbirlere uymuyor, her yer çok kalabalık insanlar yan yana, kol kola yürüyorlar. Mesafe yok, dikkat etmiyorlar.” diye konuştu. Ayla Demircan, “Tabi ki insanların daha duyarlı olmasını istiyoruz. Her yer kalabalık, mecbur kalmadıkça çıkmamalarını istiyoruz. Ben de önemli işim olduğunda çıkıyorum. Yasakların fazla olması gerekiyor.” dedi.

MEYVELERiNi ŞiMDi TOPLUYORUZ
Ekonomik tedbirlerin koronavirüsün yayılımı açısından belirleyici olduğundan söz eden Lokman Küçük, “Aslında bir hafta önce artmaya başlamadı, daha önce olan şeyler bunlar. Bizi yönetenlerde bu var baskıyı yiyince zor olsa da açıklamaya başlıyorlar. Okulları açıyorsunuz, özel işyerlerini açıyorsunuz belli bir ekonomik güç yok eğer olsaydı kapat bu iş yerlerini destek ol salgını bastır ondan sonra tekrar normal hayata dön. Bu durum Nisan-Mart aylarının başında böyleydi ama bazı sektörleri kurtarmak ve ekonominin kötü olmasından dolayı bunu yansıtmadılar, başarı olarak gösterdiler aslında başarı değildi ve meyvelerini şimdi topluyoruz. Her yer dolu, hastaneler dolu. Vatandaş olarak da dikkat etmiyoruz. Bunu sadece vatandaşa yüklemek de doğru değil malum ekonomik sıkıntılar var. Asgari ücretle çalışan binlerce insan var. Çay ocakları, restoranlar hepsi kapalı, büyükler her zaman kurtarıyor burada olan esnafa, asgari ücretliye, dar gelirliye oluyor. Rakamlar baştan beri açıklansaydı belki de bu kadar artmazdı ve toplum olarak sadece el yıkamakla bireysel olarak önüne geçebileceğimizi düşünmüyorum.” ifadelerini kullandı.

SALGINI BELİRSİZ YAŞIYORUZ
Toplumun hastalık konusunda bilinçsiz olsuğunu söyleyen Orhan Tonyalı, “Bu hastalık sadece bizde değil dünya da tedavisi ve bileni yok. En azından şuan da yorum yapılabilecek herhangi bir bulgu yok belirsiz bir şekilde bu salgını yaşıyoruz. Bilinmeyen bir şey için teşhis koymak, konuşmak ya da şu gün bitecek demek yanlış olur. Bu hastalık şuan mevsim geçişindeyiz kış geliyor, grip salgını da var yaygınlaştı. Bizim toplumumuz bilinçsiz, tedbirsiz bu şekilde devam ederse karanlık günler bekliyor bizi. Yasak getirseniz toplum, yaşantı, iş gibi etmenler buna el vermiyor.” dedi.

Dilek Ayvaz ise, “Böyle giderse vakalar artar. Bu kalabalığı görüyoruz durum vahim. Dükkanlar mı kapatılacak ne yapılacaksa biran önce yapılması lazım. Türkiye bence iyi durumda, biz Almanya’dan geliyoruz orada durumlar daha kötü, tedbirler sıkı değil burada alınan tedbirler benim daha çok hoşuma gitti.” şeklinde konuştu.

Hastalığı yenmenin tek yolunun tedbirlere uymak olduğunu aktaran Mustafa Sabri Kartbağ, “Sağlık kurulunun dediği tedbirleri alacaksın, maske diyor maskeyi takacaksın, mesafe diyor mesafene dikkat edeceksin, hijyen diyor hijyene uyacaksın. İlk başlarda bir sıkıntı yoktu vakalar aşağıya düşüyordu. Ölüm sayıları 9- 10’du millet bir anda tedbirleri elden bıraktı. Kabahatin en büyüğü bizim. Biz tedbirlere uyar, önlemimizi alırsak bu beladan ancak o zaman kurtuluruz.” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi