Bu şehirde en büyük sorunu istihdamdır. İstihdam sağlayacak iş yerlerinin olmaması, büyük çapta işçi çalıştıran kurumların tek tek kapanmasıdır.
İşsizliktir.
İş kurumu yoluyla 6 aylık geçici işçi alımıyla işsizliği çözemezsiniz veya işsizlik maaşı vererek, kömür odun dağıtarak bu sorunu çözemez, bu  şehirden göçü önleyemezsiniz,
1975 yılında bu şehrin toplam nüfusu 730.000 iken tam 38 sene sonra bu  nüfus yine 730.000 dur.
Bu süre zarfında İstanbul’un nüfusu ikiye, İzmir’in üçe Antalya’nın dörde katlamış; 2002 ve 2007’ye TBMM 8 milletvekili gönderen Trabzon, 2011 de 6 milletvekili gönderebilmiştir.
Şimdi bu ilin kalkınması için demiryolu şart diyen bu şehrin önde gelen STÖ başkanları, tam 10 yıldır tren bekliyor.
Hatta İstanbul’dan Trabzon’a tren bileti alıyor, aylardır bu bileti cebin de saklıyor. Ancak yanı başımızda Samsun Büyükşehir’e tren ne getirip ne götürüyor hiç orayı inceletmiyor.
Tren Samsun’da gemilerle limana gelen kömürü iç Anadolu ya taşıyor.
Biz  Samsun’da bazı yerel gazetelere ve internet sitelerine köşe yazısı yazdığımız için iş adamlarına sorduk. 'Neden trene yük vermiyorsunuz?'
Aynen şöyle cevap verdiler..
'Biz yükü İstanbul’dan veya İzmit’ten fabrikadan TIR’a yükleyeceğiz, gara boşaltacak, tren alıp Samsun’a getirecek, gardan TIR alıp tesisime getirecek. Bu bir zaman kaybıdır ve  ek masraf getirir. Ben TIR’a İstanbul’dan malımı yükledim mi fabrikadan sigortamı yapıyorum. Kırmadan dökmeden gelip kapıma yıkıyor. Bir de tren ile memur zihniyetiyle mi uğraşacağım. Tren bu ülkede zaman kaybının tek adresidir, onun için kimse trene rağbet etmiyor. Onun için Devlet Demir Yolları  sürekli zarar ediyor. Kar etseydi özelleştirilirdi.'
Cevaplar böyle..
Samsun Limanı’ndan TIR ve kamyonlarla hatta paletler üzerinden sebze ve meyve taşımacılığı yapılıyor ancak zamanla yarışıldığı için trenle taşımacılık asla deniyor.                 
Peki niye yolcu yok diyoruz.
Ankara'dan Samsun'a  yolcu yok.
Turist'ler bir de nostalji amaçlı binenler için yük treninin arkasına birkaç tane yolcu vagonu takılıyor.                                         
Amasya Samsun arası  rampa, Samsun’dan bir motor gidip gelen treni arkadan destekliyor. İki motorla samsuna geliyor diyorlar.
Ancak ne  hikmetse Trabzon’a gelirse bu şehir kalkınacakmış !
Bırakın beyler..
Yıllardır bizi trenle oyaladılar.
Ulaştırma Bakanlığı yetkililerini rica minnet bu şehre getirdiler. Lüks otellerin salonlarında konuşturdular sonra da yedirip içirip gönderdiler.
Sonuç alamayınca 'tershane' dediler. Yapıp bitirip patates ve mısırı diktiler bir tek kişi çalışmadı.
Buraya 'lojistik bölge' dediler. 'Of’a getirip kuracağız' dediler ortada ot yok ocak yok.
Şimdi de Arsin'e  'yatırım adası' diye bizi avutuyorlar .
Peki bu ülkede örneği var mı?
Yok!
Ama Arsin Belediye Başkanı Erdem Şen öyle bir atıyor ki  ufak at da civcivler yesin başkan!
'Başbakan’ın emriyle 10.000 kişi iş buldu' diyor.
Trabzon Valisi Abdul Celil Öz, DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım, TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu Dubai’de yatırım adalarını inceliyor.
Bize de sabırla beklemek kalıyor!
Ya sabır..