Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Akçaabat İlçe Temsilciliği’ndeki konferans salonunda konuşan Vehbi Koç, Kanal İstanbul’a sadece Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını, dünya ticareti için de gerekli olduğundan bahsetti. Konferansa, TÜGVA Trabzon İl Temsilcisi Hakan Özgören, TÜGVA Akçaabat İlçe Temsilcisi Emrullah Şahin ve TÜGVA üyeleri katıldı.

-Boğaz trafiği tehlike altında
Konuşmasında, Kanal İstanbul’un Türkiye için kaçınılmaz olduğunu söyleyen Koç, “Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı doğal su geçişleridir. Konumu itibariyle İstanbul Boğazı gemi trafiğinin oldukça yoğun yaşandığı bir geçiş güzergahıdır. Sadece ticaret gemilerinin değil, toplu taşıma, balıkçılık ve kruvaziyer gibi her çeşit geminin yoğun şekilde seyrettiği İstanbul Boğazı ihtiyacı karşılayamaz noktaya gelmiştir. 2005’te bakanlık, boğazların ciddi tehlike altında olduğunu göz önünde bulundurarak Boğaz trafiğini çift yönden tek yöne düşürdü. Kazaların azalması ve önlenmesi noktasında işe yaradı. Ama trafiği yüzde elli yavaşlattı… Gemi sayısı arttı, trafik arttı. Sonrasında büyük tankerlerin gece geçişine müsaade edilmedi. 200 metrelik gemilere römork alma zorunluluğu getirildi.” dedi.

-Önce İstanbullunun hakkı
Deniz ulaşımının İstanbul’da her geçen yıl hızla arttığına vurgu yapan Koç, “İstanbul’un şehir içi trafiği arttı. Günlük yolcu taşımacılığında deniz yolu bir vazgeçilmez oldu. Deniz taşımacılığında artık iki yaka birleşti. Vapur ve feribot hatları kuruldu, seferler arttı. Balıkçılık, turizm ve spor amaçlı kullanımlar da oldukça fazla. İstanbullu ‘Boğaz önce benimdir’ diyor. Karayı nasıl kullanıyorsa, İstanbul Boğazı’nı da öyle kullanmak İstanbulluların en tabii hakkıdır.” şeklinde konuştu.

-Süveyş Kanalı’ndaki kazanın faturası herkesi etkiledi
Deniz taşımacılığının en avantajlı ulaşım sektörü olduğunun altını çizerek Süveyş Kanalı’nda geçtiğimiz yıl yaşanan kazanın üretim ve tüketim maliyetlerine etki ettiğine değinen Koç, “Ticari gemilerin ulaşımında yaşanacak gecikmeler tüm dünyaya fazladan maliyet yükü bindirir. Hammadde talebinde yaşanacak gecikmeler ürün arzının düşmesine ve doğal olarak fiyatların artmasına neden olur. Süveyş Kanalı’nda geminin çamura saplanıp kanalın 10 gün boyunca kapanmasına sebep olması tüm dünya ticaretini olumsuz etkiledi. Kanalın kapalı olmasından dolayı ticaret durdu. Hammadde ihtiyacı karşılanamaz noktaya geldi ve mevcut ürünlerin maliyeti ve satış fiyatları arttı. Gemi beklediği zaman tüccar zarar yazar. Deniz ticaretinde malı en kısa sürede teslim etmek önemlidir. Teslim edeceksin ve bir sonraki navluna bakacaksın. Hiç kimse yolda izde para harcamak istemez. Saatlerin  hesabı yapılır. İstanbul Boğazı’nda bir hengame var ve hiçbir tüccar Marmara’dan Karadeniz’e geçerken bu hengameden gemi geçirmek istemez.” diye konuştu.

-“İstanbul Boğazı riski taşıyamaz halde”
İstanbul Boğazı’nın mevcut ihtiyacı karşılamadığını ve bu sebeple Kanal İstanbul’un deniz ticareti ve insan canının güvenliği için elzem duruma geldiğini vurgulayan Koç, sözlerine şöyle devam etti: “Boğaz’da her gün ‘ramak kala’ denilen risklerle karşı karşıya geliniyor. Zaman zaman yaşanan kazalarda ne yazık ki can kayıplarımız oluyor. Büyük geminin manevra kabiliyeti yoktur. Yarın öbür gün, Allah göstermesin bir yolcu gemisinin çarpışmaya karıştığını ve onlarca insanın hayatını kaybettiğini düşünsenize… İstanbul Boğazı artık bu riski ve yükü taşıyamayacak noktaya gelmiştir. Büyük devletler büyük adımlar atar. Türkiye Cumhuriyeti güçlü ve büyük bir devlettir. Hem insan canının güvenliği hem ticaretin aksamaması için Kanal İstanbul’un yapılması elzemdir. Kanal İstanbul’un yüzde 75’i doğal olarak zaten hazırdır ve uzunluğu 45 km’dir. 20 milyon İstanbullunun İstanbul Boğazı’na, dünya ticaretinin Kanal İstanbul’a ihtiyacı vardır.”

Koç, konuşmasının ardından programa katılanlarla soru-cevap şeklinde devam etti. Program, çekilen hatıra fotoğrafı ile son buldu.

Editör: Haber Merkezi