Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’ün esnaf ziyareti esnasında Trabzonlu olduğunu öğrendiği bir kadına söylediği “Sizi biz Müslüman yaptık”, “Sor bakalım Trabzonluları kim Müslüman yaptı?” sözleri Trabzon basınında ve ulusal medyada geniş yer buldu ve büyük tepki topladı. Olayın farklı boyutlara gelmesiyle Başkan Güngör bir mesaj yayınlayarak cümlelerinin çarpıtıldığını ancak kastını da aştığını kabul edip Trabzonlulardan özür diledi.

Aslında Başkan Güngör’ün “Sizi biz Müslüman yaptık” cümlesiyle becerip de ifade edemediği konu 16. yüzyılda Maraş’ta birçok ulema yetiştiren Saçaklızâde ailesinden kişilerin Trabzon’a gelerek İslâmî faaliyetlerde bulunmasıdır. Saçaklızâdeler özellikle Of ve Çaykara yörelerinde İslâmiyet’in yayılması noktasında hizmet etmişlerdir. Bugün Of ve Çaykara’daki birçok aile de kökenini Saçaklızâdelere dolayısıyla Maraş’a bağlamaktadır. Bu vesileyle Trabzon ve Maraş arasında kardeşlik bağı kurulmuş ve en işlek caddelerine birbirlerinin adını vermişlerdir.

Ancak bizim dikkat çekmek istediğimiz asıl mesele Başkan Güngör’ün Trabzonlularla ilgili söylediklerinin bilinçaltında yatan nedenidir: Trabzonlular fetihten sonra Müslüman olmuş kişilerdir. Diğer bir deyişle İslâmlaştırılmış Rumlar/Pontoslulardır.

İşte Başkan Güngör’ün o cümleleri sarf etmesiyle kendisinin farkında dahi olmadığı mesele budur. Aynı bilinçaltı geçtiğimiz yerel seçimde yine bir belediye başkanının ağzından Trabzonlu adaya “Yunan” benzetmesiyle ortaya çıkmıştı.

Trabzonlulara zaman zaman yöneltilen Rum/Pontos söylemleri şehrin Osmanlı Devleti tarafından 15 Ağustos 1461 gibi geç bir tarihte fethedilmesiyle yakından ilgilidir. Bazı yabancı tarihçiler Hristiyan Kıpçak Türklerini dahi göz önünde tutmadan Türklerin şehre sonradan geldiğini hâlbuki o sırada şehirde yoğun Ortodoks Rum nüfus yaşadığını ve dolayısıyla bugünkü Trabzonluların da Türkleştirilmiş/İslâmlaştırılmış gayrimüslimler olduğunu iddia etmektedir. Demografik değişimi de geniş ihtida hareketleriyle, yani gayrimüslimlerin İslâm’ı kabul etmesiyle açıklamaktadırlar. Bu görüş aynı zamanda bugünkü “Siz Türk değil, Müslüman olmuş Rumlarsınız” ve “Kripto Rumlar” şeklindeki Pontos propagandalarına da altyapı hazırlamaktadır. İşin ilginç tarafıysa ABD’de ve Avrupa’da faaliyette bulunan Pontos derneklerinin on yıllardır çeşitli vasıtalarla Trabzonluları algı yönetimiyle inandırmaya çalıştıkları iddiaların bu şekilde yerel idarecilerimiz tarafından farkında olmadan dile getirilmesidir.

Trabzon’da fetihten sonra Müslüman gayrimüslim nüfus değişimini ihtida hareketiyle açıklamak doğru sonuca varmamaktadır. Zira ihtidaların devletin resmî kayıt defteri şer’iye sicillerine işlenmesi hukukî açıdan zorunludur. Ancak Trabzon şer’iye sicilleri üzerinde yapılan araştırmalarda büyük oranda nüfus değişimin sağlayacak bir ihtida gerçekleşmediği görülmektedir. İhtida eden gayrimüslimlerin sayısı ise nüfusun oranını değiştirecek düzeyde değildir. 1586 yılındaki Trabzon tahrir defterine göre de Müslüman nüfusun gayrimüslim nüfusu geçtiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla yüz yıla varmadan şehrin dinî yapısındaki değişim farklı kaynaktan ileri gelmektedir.

Bu ise Osmanlı Devleti’nin fethettiği her bölgede sistemli şekilde uyguladığı iskân hareketidir. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan’ın Trabzon üzerinde yaptığı çalışmalara göre şehre yönelik iç ve dış iskân çalışmalarıyla demografik yapı değişmiştir. Fatih Sultan Mehmed döneminde şehre Anadolu’dan ve hatta Balkanlardan dahi Müslüman nüfus getirilirken, gayrimüslim nüfusun bir kısmı başka bölgelere göç ettirilmiş, bir kısmı kendi istekleriyle göç etmiştir. Böylece şehrin kademeli şekilde Türkleşmesi sağlanmıştır. Göç hareketleri 19. yüzyılda dahi sürmüştür. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda Rusların ele geçirdiği Kafkaslardan ve Doğu Anadolu’dan Trabzon’a Müslüman nüfus gelirken şehirdeki gayrimüslimlerin bir kısmı Rusların hâkimiyetindeki topraklara göç etmiştir. Şehrin demografik değişimi Türkiye ile Yunanistan arasındaki mal ve nüfus mübadelesiyle 1923-1930 sürecinde tamamlanmıştır.

Netice itibariyle Başkan Güngör’ün Trabzonluları Müslüman yaptıkları söylemi tarih bilinçsizliğinin ifadesidir. Daha vahimi ise nereye gittiği düşünülmeden Trabzonlularla ilgili yapılan bu tür yakıştırmaların Pontos propagandasına hizmet etmesidir. Her zaman vurguladığımız gibi tarih bilinci ve bilgisi çok önemlidir. Görüleceği üzere bu bilinç ve bilgi en çok da siyasîler ve devlet idarecileri için gereklidir.