Trabzonspor bu hafta, bundan önceki 11 haftanın en önemli eşiğini zor da olsa geçti.

Atanın ve tutanın performansları devam etti. 18 kişiyle gücünü 45 artılara, 90 artılara yaymaya, eforunu tasarruflu kullanmaya özen gösterdi. Rakiplerin sabrını iyi ölçtü, zaafını iyi tespit etti. A,B,C planlarını maçın gidişat bölümlerinde denemeyi bildi. Kimlerin, hangi pozisyonda daha iyi oynayacağını, hangilerinden daha doğru yararlanacağını bildi. Oyuncu değişikliklerini zamanında yapmayı öğrendi. Trabzon kökenli alt yapı oyuncularını, yabancılarla iyi harmanlayıp, başarı için kenetlendirdi. Bunda başkanın prim verirken oynayan oynamayan herkese prim vermesinin de payı var.

Peki, neden her maçta puan alıyor takım?

Kazanmayı düşünen ama rakibe bunda çok hevesli olmadığı izlenimini veren oyun tarzı tuzağın başlangıcı. Yenilmeyen lider bir görüntü rakipleri iştahlandırıp, hırslandırdığını unutmayalım. Trabzonspor bu baskıyı geriye düşse de soğukkanlı olarak halletmeye çalıştı. Hoca sonuç almak için cesur hamleler yapmaktan geri kalmadı. Her oyuncuyu rakibe göre kullanmayı sevdi. Duyguyla aklı iyi ayarlayıp oyuncularını maça iyi bir şekilde motive edebildi. Her maçı ayrı ayrı düşünüp, puan farkına bakmadan oyuncu konsantrasyonu sağladı. Oyuncuların saha dışında da birlikte olmalarını istedi ve bunu başardı.

Velhasıl Abdullah Avcı bu bölgenin çocuğu olması neticesinde, şehrin kültürüne alışmada zorluk çekmedi. Takımın eksiklerini iyi tespit etti. Transfer döneminde bu eksiklikler giderilip yoluna devam etme gayretinde. Gelişime açık bir hoca. Bu da başarı için önemli bir faktör!

Ve milli ara. Sakatların iyileşmesi için önemli bir fırsat. Forma şansı bulamayan oyuncular için de hazırlık maçı yapılabilir.