Adımız tarih,
Tarihimiz Fatih.
Doğamız cennet,
Cennetimiz memleket.

Fatihiyiz Futbolun,
Futbolun şampiyonluğun.
Güvencimiz gençliğe,
Gençliğe geleceğe.

Okuyucularım bilirler, yazılarımda siyasete ve spora (futbol) yer vermemeye özen gösteririm. Ama bilirim ki Türk toplumu, siyaset ve futbol çarkında dalgalanmakta ve hatları keskin konumlar almaktadır.

Bu yapı Trabzon’da da benzer şekilde oluşmuştur. Ancak bu kentin diğer kentlerden belirgin bir farkı var: Kılcal damarları.

Bu kentin  kılcal damarları Trabzonspor tarafından oluşturulmuştur. Bu durum o kadar öyledir ki; Trabzon’da güneş; Trabzonspor’un başarı haberleriyle doğuyor, başarısızlık haberleriyle ise kent ölüm sessizliğine bürünüyor.

Ancak bilinmelidir ki Trabzonspor değerlendirmeleri şehre indirgenerek yapılamaz. Trabzonspor’un tarihi konusunda yapılacak çalışmalar gösterecektir ki, Futbol takımı kısa sürede çok büyük bir büyüme gösterek şehrin sınırlarını aşmış, sadece şehir halkının takımı olmaktan çoktan çıkmıştır.

Trabzonspor’u ulusal bağlamda ağırlığı olan cezbeli bir kurum durumuna getiren tarihi gerçeği aslında herkes biliyor.

Böyle olmakla birlikte konuyla ilgili ben de bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum.

             * O; taşranın merkeze başkıldırı hikayesinin bir kahramanıdır.

             * O; geride kalanın, unutulanın, dışlanmışın, zayıfın, hor görülenin, kısaca ötekileştirilen kesimin  kendini O’nda gördüğü bir kahramanıdır.

             *  O; ulaşılmaz gibi görülen egemen güçleri kendi alanında geride bırakarak, yol açan bir kahramandır.

              * O; şampiyonluklar elde ederek Anadolu’nun rol modeli olmuştur.

İlgisiz gibi görünen binlerce insanın Trabzonspor’a ilgisi buradan olsa gerek. Olmazı başarmak nice yüreklere kapı aralamış ve nice beyinlere şimşek çaktırmıştır.

Biz de varız, biz de burdayız, biz de bir Trabzonspor olma yolundayız...

O, bir ihtilalin ismi,  futbolun Kuva-yi Milliyesidir.

Bu açıdan bakıldığında, Trabzonspor hikayesinin sanırım uluslar arası etkisi de vardır, Trabzonsporun gelişimini örnek alan futbol takımları olduğunu biliyorum. Ayrıca Türk uyruklu olmayan birçok futbol meraklısının Trabzonspora ilgisinin küçümsenmeyecek boyutlarda olduğunu, futbol haberlerinden duyuyoruz.

Bu başarı hikayesinin ölümsüz kahramanları var, onlar türk futbol tarihinin de yüz aklarıdır. Ve onları herkes bilir.

Ve yine herkes bilir ki son dönemlerde yaşanan başarısız yönetim uygulamaları tarihimizle örtüşmemiş ve kurumda derin travmalar yaratmıştır. Umarım bu durum kısa sürede tedavi edilir,  ki o yola girildiğini ve doğru adımlar atıldığını hissediyorum.

Rol model olduğumuzu unutmadan doğuş kaynağımıza inmek, evrensel gelişmeleri izleme yeteneğimizi geliştirmek, aidiyet duygumuzu ve sabrımızı yüceltmek  gerekir.

Bu süreçte; Onur, Burak tartışmaları sanıyorum ne kurumun ne de bu iki sporcunun lehine olacaktır.

Trabzonspor’un kurumsal kimliği paranın konuşulmadığı, aidiyet  duygularının zirveye ulaştığı yıllarda oluştu. Cebindeki üç kuruşa bakmadan Akyazı’ya  gitmeyi ve şehre yürüyerek dönmeyi taraftarlık belleyen bu güzel insanlar, başkalarının milyon dolarları üzerinden bir Trabzonspor tartışması yaratmamaları gerekir.

Trabzonspor’un büyüklüğü; bünyesine katmayı, ya da ayırmayı düşündüğü futbolculara karşı takınacağı tavırlarla da ortaya konmalıdır.  Kendisine hizmet eden sporcuları,  toplumun önüne atmadan, etik değerlere uygun bir şekilde ayırabilmelidir.  Unutulmamalıdır ki bu konuda belirleyici olan yöneticilerin yaptığı başarılı ya da başarısız anlaşmalardır.

Trabzonspor’un tarihi bir misyonu vardır ve O gerçek “bir şehir efsanesidir “

O; başkaldırıdır,  bütünleştiricidir ve örnektir.