SONNOKTA İSMAİL DÜZGÜN - İstanbul’da yaşayan hasta Trabzonsporlu işadamı Recep Yılmaz, Bordo-Mavili takımın hiçbir maçını kaçırmayarak büyük bir taraftarlık ve takımına bağlılık örneği sergiliyor. Yılmaz, son olarak Trabzonspor taraftarına kapalı olarak oynayan Fenerbahçe-Trabzonspor maçını, Fenerbahçeli bir arkadaşının locasını günlüğünü 15 bin liraya kiralayarak bu karşılaşmayı da izledi. Yılmaz bununla da kalmayıp o gün İstanbul’daki TS Club mağazasından 4 bin lira civarında bir alışveriş yaparak hemşerilerine dağıttı. Trabzonspor söz konusu olunca söyleyecek çok şeyi olan Yılmaz’la Trabzonspor üzerine bir söyleşi yaptık. İlginç ve gerçekçi tespitlerde bulunan işadamıyla sizleri baş başa bırakıyoruz:

TRABZONSPORLULUK LAFTA OLMAZ
Bizim bir kimliğimiz var. Benim çocukluğum Vakfıkebir’de geçtiği için tek sevdamız Trabzonspor’du. Onunla eğleniyorduk, onunla gülüyor, onunla üzülüyorduk. İnşaatlarda çalışıp maçlara kaçıp gidiyorduk. O zamanlardan beri bu sevgimiz devam ediyor. Hiç azalmadı. Elimizdeki imkanlar doğrultusunda Trabzonspor’a katkı sağlamaya çalışıyoruz. Her zaman da feda etmeye hazırız. Son oynanan Fenerbahçe maçını da Trabzonspor’un diğer maçlarını izlediğim gibi izledim. Bizim taraftar alınmadı ancak ben Fenerbahçeli bir arkadaşımın locasını 15 bin lira vererek bir maçlığına kiraladım. Bununla da yetinmeyip TS Club’den 4 bin liraya yakın alışveriş yaptım. Çünkü Trabzonsporluluk lafla olunmaz. İmkanı olan imkanları ölçüsünde icraatta da bulunacak.

BAŞKAN USTA’YI SEVİYORUZ AMA…
Trabzonspor’un yönetiminde olan her kişi bizim için değerlidir. Ta ilk kurulduğundan bugüne kadar. Şu andaki yönetimimiz bizim izim desteklediğimiz bir yönetimdi. İçinde çok samimi olduğumuz arkadaşlarımız var. Başkan Muharrem Usta’yı seviyoruz. Ama bunların sıkıntısı şu. Bunların futbol bilgileriyle Trabzonspor örtüşmüyor. Şimdi biz yönetime destek verdik. Sabahlara kadar çalıştık. Ama şu anda Trabzonspor yönetimi bölünmüş. Bizim yöneticimiz Gökhan Saral kardeşimiz bir programa katıldı. Adamın sarhoşluğundan bahsediyor, ters baktı, düz baktı diyor. Bizim şu anda tartışacak zamanımız yok. Biz Trabzonspor’un sıkıntılarıyla, eksikleriyle uğraşmamız lazım. Şimdi sen çıkıyorsun oraya Aziz Yıldırım’ın aleyhine konuşuyoruz. Öbürüyle ilgili konuşuyoruz. Bunların aleyhinde konuşalım diye insanlar oy vermediler. Şu anda Trabzonspor’u bir yere getirelim diye uğraşıyoruz. Maalesef bizim verdiğimiz emekler, maddi ve manevi destek hep havada kalıyor. 

İYİ NİYETLİ AMA KAPASİTELERİ YETERSİZ
Biz yönetimi kötülemiyoruz. Yönetimin beceriksizliğini söylüyoruz. Ben kötü adamdırlar demiyorum ki, hepsi iyi adamdır. Ama sonuçta Trabzonspor’u yönetecek kapasiteye sahip olmadıklarını hissettim ben. Her yönetici benim için değerlidir ama bu yönetimle başarılı olacağımıza inanmıyorum. Ya bunlar giderler, ya hoca gider. Gitmezse, hepsi beraber gider. Ben taraftarım, üzülüyorum. Takımın gidişatı iyi değil.  Biz Sosa’yı değil, 10 tane daha topçu alalım, bu zihniyetle bir yere varamayız. Önemli olan şu; Gökhan kardeşimiz telefonla bir programa katılıyor. ‘Kardeşim Sosa’yı alabildik mi’ diye soru geliyor. ‘3-4 oyuncuyla görüşüyoruz. Bunların bir tanesi de Sosa’dır. Hayırlısı neyse bizim için o olacak inşallah.’ Yani bunu söylemen lazımken; ‘Onun şifresi başkanda’ diyorsun. Burada, başkanın yönetime güvenmediği ortaya çıkıyor.

HOCA NE YAPTIĞINI BİLMİYOR!
Hocayı kötülüyor musun? Evet kötülüyorum. Hoca istediği topçuyu aldıramıyorsa, ‘bana eyvallah’ diyecek. Suçlu olmayacak. Aldığın futbolcuyu oynatmıyorsun. Oynatmayacaksın neden aldın? Yusuf Erdoğan’ı gönder gitsin. Oynatmayacaksın neden tutuyorsun? Ersun Hoca idmanda Yusuf’un yüzüne bakmıyor. Sen bu adamı elinde tutuyorsun. N’Doye için 2-3 senedir uğraşıyorsun. Baktın olmuyor, zorlama. Gönder gitsin. Yatabare’yi gönderdin. N’Doye’dan daha mı kötüydü de yolladın.? Trabzonspor geçen seneden bu zamana kadar 4 tane transfer yaptı. Halen daha Ersun Yanal çıkıp açıklamasında söylüyor ki, ‘Biz daha yeni takımız, takım oluşumunu sağlıyoruz.’ Sen ikinci ligden bir üst lige çıkmadın ki. Uzun zamandır sen bu takımdasın. Hala ‘oluşumu sağlıyoruz’ diyorsun. Ne oluşumundan bahsediyorsun. Bu Trabzonspor, sıradan bir takım değildir, bu liglerin değerli bir markasıdır.

TARAFTAR DEĞİL MENFAAT DERNEĞİ
Aleyhimize oluyor, zarar veriyor. Nasıl zarar veriyor? Şimdi Trabzon’da bir seçim oluyor. Adam diyor ki sen bana çalış, benim 30 tane oyum var. Öbürü diyor ki sen bana çalış 20 tane oyum var. Herkes bir menfaat peşinde. Ve işte bana şunu alır mısın, bunu alır mısın? Aidatlar yatırılıyor. Ondan sonra kardeşim ben para verdim herhalde kullanacağım bu koltuğu diyor. Bende şöyle söylüyorum. Eskiden beri gelen yönetimin tavrı bu taraftarlarımızı bu hale soktu. Abi ben yönetim şeklinde şunu istiyorum; Trabzonspor taraftarıysan maça biletini alarak geleceksin. Ben protokolde ismim yazsa dahi Trabzonspor’un hiç bir maçına biletsiz gitmedim. Mutlaka 5-10 kişiye bilet almışımdır. O protokolde otururken vicdanım rahat olması gerekiyor. İnsanlar şunu dememesi lazım, ‘Recep Yılmaz geliyor, adamları var protokolde oturuyor’.

ADAMLAR 45 BİN YENİ FORMAYLA MAÇA GELDİ
Fenerbahçe maçına gittim. Binlerce taraftar maça akın etmiş. 45 bin kişi formalı, hepsi de bu senenin formasını almış. Yani geçen sezonun değil. Bakın burası çok önemli. Taraftarımız takımımıza sahip çıkamıyor. Forma bile almaktan aciz. 15-20 dakika tezahürat yapıyor. Çünkü taraftarı da heyecanlandıran bir futbol oynayamıyoruz. Takım taraftarı heyecanlandırırsa, zaten o taraftar heyecandan yerinde oturamaz. Ama böyle bir görüntü söz konusu değil. Zaten Konya maçını hakemler aldı verdi bize. Bu hafta da alacağımız bir maçı Ersun Yanal’ın egolarını tatmin etmek için berabere kaldık, sevindik. 5 dakikada daha olsaydı o takım bizi yenerdi.  Hikayeye gerek yok. Adam diyor ki ben Trabzonspor’a 15 tane oy verdim. Bana hastanenin kantinini vermesi lazım. Vermese ne olacak? Bir daha ki sefer, giderim başkasını desteklerim. Böyle bir şey olur mu? Zihniyetimiz kötü. Böyle olmaz.

BİR ARKADAŞIMIZI TRABZONSPOR İÇİN FEDA EDECEĞİZ
Ben şöyle bir çalışmam var. Büyükliman bölgesindeki abilerimiz oradaki taraftarı toplayacak. İçimizden bir tane fedai çıkaracağız. Trabzonspor’a kendini feda edebilecek. Ve çok büyük paralar veremeyecek ama çok büyük işler yapması için yönetime baskı kurabilecek. Böyle bir oluşum içindeyiz. O adam nasıl evindeki hanımına çocuğuna çoluğuna sahip çıkıyorsa, onların namusunu şerefini koruyorsa, yemin ant edecek Trabzonspor’un namusunu şerefiniz geleceğini savunabilecek bir fedai çıkacak. Bu Recep Yılmaz olur, Coşkun Bülbül olur, Hasan Bahadır olur… Ben Trabzonspor yönetimine gireyim bir şirketim var bir şirket daha kurayım diye düşünmeyecek. Bu benim gözümde namussuzluktur. İş adamı Trabzonspor’a neden girer? Trabzonspor’u iyi yerlere getirmek için girer? Kendini kurtarmak için değil. Bir tane yönetimiz şehirde yok şu anda. Garibanın yanında yok. Nerede TV programı, nerede reklam var oradalar. Benim yönetici arkadaşım gelecek Vakfıkebir’e, gidecek Maçka’ya diyecek ki, ‘Biz nerede hata yapıyoruz?’ Bizi göreve getirdiniz ama bizden memnun musunuz?’ diyecek. Ancak bu şekilde bir şeyler yapabiliriz.

Editör: Haber Merkezi