Trabzonspor'un Brezilya ekibi Bahia'dan kadrosuna kattığı Flavio Medeiros kulüp dergisine açıklamalarda bulundu. 

Yaşam felsefesinden bahseden Flavio açıklamalarında şunları söyledi;

Seni tanıyabilir miyiz? Futbola nasıl başladın, futbolcu olmaya karar verdiğin anı bize anlatır mısın?
Flavio’yu yani kendimi en yalın haliyle tanımlamak gerekirse, rüyalarının peşinde koşan bir insanım. Beş yaşında Brezilya’nın Santos kulübünde futbola başladım. Santos’ta denemelere katıldım ve antrenmanlara çıktım. Ardından 18 yaşında Bahia ile antrenmanlara başladım. 2015 yılında ise ilk profesyonel kontratımı imzaladım ve profesyonel futbola adım attım. İlk yıllarda Bahia’da iyi işler yaptığımızı düşünüyorum. Bahia’yı Seire B’den üst lige çıkarmayı başardık. İyi maçlar oynadık, güzel galibiyetler aldık. Daha sonra takımda forma şansı bulamayınca Vitoria takımına transfer oldum. Portekiz’in Boavista kulübünde de 3 aylık bir maceram olmuştu. Oraya da futbol oynamak için gitmiştim fakat istediğim fırsatları bulamadım. Ardından “Bu macera benim için sona ermeli ve ülkeme geri dönmeliyim” diyerek Brezilya’ya döndüm. Bahia benim için çok özel bir yere sahip. Çünkü beni sevdiklerini biliyorum, ben de onları seviyorum. Orada olduğum sürece elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. 2018 – 2019 yıllarında yine Bahia’da başarılı sezonlar geçirdik. İyi sonuçlar aldık. Sonrasında Trabzonspor’un bana olan ilgisini öğrendim. Trabzonspor’da oynamak benim için bir rüya gibiydi. Bu hayalimin gerçekleşmesi için gece gündüz dua ettim. Trabzonspor adını duyduğunuzda Türkiye’nin en büyük kulüplerinden bir tanesinin adını duymuş oluyorsunuz. Tabii ki bu ilgiyi karşılıksız bırakmanız mümkün değil. Herkes buraya geldiğimde beni çok iyi karşıladı. Takım arkadaşlarım beni çok sıcak karşıladı ve her an bana yardımcı oluyorlar. Herkes bana bir ihtiyacımın olup olmadığını soruyor. Yolda beni durduran taraftarlarımız sevgilerini, samimiyetlerini gösteriyorlar. Dil engelimiz olsa bile ne kadar sevildiğimi anlıyorum. Onlara şunu söyleyebilirim, Flavio sahada Trabzonspor için canını verebilecek bir oyuncu. Sahada her zaman elinden gelenin en iyisini yapacak bir oyuncu. Umarım takım arkadaşlarımla beraber taraftarımızın beklediği başarıları elde edebiliriz.

İmza töreninde “Rüyalarımı, hayallerimi gerçekleştirdim” dedin. Bize biraz hayallerinden bahseder misin?
Ben hayatımı zor bir yolculuk olarak görüyorum. Henüz 16 yaşındayken çevremdeki birçok insan benim futbolcu olmak için çok geç kaldığımı, futbolcu olacak yeteneğe sahip olmadığımı, futbol oynasam bile Brezilya’daki yerel takımlarda forma giyebileceğimi düşünüyorlardı. Aslında bu beni negatif etkilemek yerine daha da hırslandırdı. Ben hayatım boyunca vazgeçen, pes eden biri olmadım. Bu anlamda Trabzonsporla kendimi bağdaştırıyorum. Çünkü; buradaki arkadaşlarımla konuşunca, Trabzonspor’un da misyonunun bu olduğunu gördüm. Her zaman Avrupa’da oynamayı ve büyük başarılar kazanmayı hayal ettim. Birçok insan bunu başaramayacağımı söylese de bunu yavaş yavaş gerçekleştirdiğime inanıyorum. Aslında onlara değil, bunu kendime kanıtlama ihtiyacı hissettim. Amacım, onların haksız olduğunu kanıtlamak değil, benim bunu başarabileceğimi gösterebilmekti. Bunu başarabildiğim için en azından şu an Trabzonspor’da olduğum için kendimi çok değerli hissediyorum. Trabzonsporla bu konuda kendimi çok özdeşleştiriyorum. Trabzonspor’a da zamanında başaramayacağını, zorluklara karşı gelemeyeceğini, var olan güçleri yıkamayacağını söylemişler. Fakat Trabzonspor bu bariyerleri yıkabilmiş bir takım. Bu hikâyeyi duyduktan sonra gerçekten Trabzonspor’a bağlılığım bir kat daha arttı. Formasını terlettiğim her kulübü yaşayan biriyim. Saha içinde takım için hayatını verebilecek, gereken her mücadeleyi verebilecek biriyim. Yaptığım hiçbir işte kaçan, geride kalan biri olmadım. Hep mücadele eden, mücadeleyi en önde sürdürmeye çalışan biri oldum. Taraftarlarımıza bir kez daha söz veriyorum, beni sahada her gördüklerinde mücadele edeceğimden emin olsunlar. Belki kötü sonuçlar alabiliriz veya istediğimiz sonuçları alamayabiliriz ama her zaman mücadele eden bir takım olacak sahada.

Trabzonspor’a gelme sürecinde neler yaşandı? Ailen Ne Trabzon’a gelişin hakkında ne düşünüyordu?
Transfer sürecimde aile içinde duyguların çok yoğun yaşandığı bir dönem oldu. Ailem fikir anlamında ikiye bölünmüştü. Bir kısmı kesinlikle Trabzon’a gelmemi, burada futbol oynamamı ve rüyalarımı gerçekleştirmemi isterken bir kısmı da kesinlikle gitmememi, Trabzon’un çok uzak olduğunu ve beni çok özleyeceklerini ifade ediyordu. Benim uzaklaşmamamı, hep onlara yakın olmamı isteseler bile hayallerimi gerçekleştirmemi istediklerini biliyordum. Zaten onlar bunu istediği için de karar almam zor olmadı. Bir yandan hayallerimi gerçekleştireceğim için çok mutlu oldular, diğer yandan ise onlardan uzak olacağım için üzgündüler. Dolayısıyla çok duygusal bir süreç yaşadık. Özellikle annem uzakta olmamı hiç istemiyordu. Ama eminim ki o da benim başarılı olmamı istedi. Eşim benimle birlikte Trabzon’a geldi. Onlardan çok fazla uzak olmamaya çalışıyorum. Mümkün olduğunca onları yanımda tutmaya çalışıyorum.

Hazırlık maçları ve Süper Lig maçlarında takımımızın formasını terlettin. Türkiye Ligi hakkında düşüncelerin neler?
Türkiye’ye futbol oynamaya başladıktan sonra beni en çok şaşırtan şeylerden bir tanesi buradaki sert futbol oldu. Brezilya’da da sert bir futbol var ancak bu kadar değil. Özellikle ilk maçta maruz kaldığım fauller sonrasında biraz canımın yandığını söylemem gerekiyor. Kolay değil, çünkü farklı bir ülkeye geliyorsunuz, farklı bir iklimde futbol oynamaya çalışıyorsunuz. Geldiğimden beri bir Trabzon’da geçirdiğim sürenin bana çok faydalı olduğunu ve artık adapte olduğumu söyleyebilirim. Hem takıma hem şehre hem de burada oynanan futbola adapte olmuş hissediyorum.

Trabzonspor’a gelmeden önce takımımızı araştırdın mı, hiç maçlarımızı izledin mi? Takımımız hakkında neler düşünüyordun?
Transfer haberleri medyada yer almaya başladıktan sonra taraftarlarımızın benimle Alanzinho’yu karşılaştıran videolar yaptıklarını gördüm. Kendisini çok tanımıyorum ama Trabzonspor’da oynadığını gördükten sonra internette onun hakkında biraz araştırma yaptım. Daha sonra Trabzon’da oynayan diğer arkadaşlarımla görüştüm. Messias, Marlon ve Guilherme ile temasa geçtim. Onların bana söyledikleri çok güzel şeyler vardı. Ancak ben buraya geldikten sonra onların söylediklerinden daha fazlasını gördüm. Çünkü Trabzon ve Trabzonspor bir oyuncunun beklentilerini fazlasıyla karşılayabilen, onların rahat etmesi için her şeyi yapan bir takım. Trabzonspor, futbolcuların sadece işlerine odaklanma konusunda bizlere fazlasıyla yardımcı olan bir kulüp. Geldiğimde beklediğimden çok daha fazlasını gördüm ve bu beni çok memnun etti. Brezilya kulüplerinin hiçbirine saygısızlık yapmak istemem ama Trabzon ve Trabzonspor gerçekten oyuncusuna değer veren, oyuncusunun sadece futbol oynamasına odaklanan bir takım. Dolayısıyla Trabzon’a gelmemde bu gibi nedenler çok etkili oldu.

Trabzon’a alışabildin mi? Şehir ve tesisler hakkında neler söylemek istersin?
Şehirde çok gezme fırsatı bulamadım fakat aslında tesislerimizi bir şehir olarak nitelendirebilirim. Çünkü bir oyuncunun ihtiyacı olan her şey burada hazırlanmış. Bahia’nın tesisleri de buna benzerdi ancak bu kadar imkânı yoktu. Burada eğer insanlardan uzak olmak isterseniz, sadece kafa dinlemek isterseniz hem siz hem aileniz buraya gelip denizi seyredebilirsiniz. Yeşillikler içinde ailenizle beraber vakit geçirebilirsiniz. Eğer çocuğunuz varsa benim şu an çocuğum yok ama olduğunda mutlaka getireceğim. Çocuğunuzu buraya getirebilirsiniz. Zaten bir oyuncunun ihtiyacı olan şey de tam olarak bu. Dünyadaki bütün futbol kulüplerinin de bunu takip etmesi gerekir. Çünkü oyuncuyu mutlu edebilirsiniz, kafasını rahatlatabilirsiniz performansını arttırırsınız. Oyuncunun eşi ve ailesi eğer mutlu değillerse, sıkıntıları varsa gerçekten oyuncunun saha içinde iyi bir performans göstermesi çok mümkün olmaz. Trabzonspor’un da bu felsefe ile hareket ettiğini görmek mümkün. Oyuncudan önce belki oyuncunun ailesini rahat ettirmeye çalışıyorlar. Oyuncu da sahaya çıktığı zaman ailesi için her şeyi yapan o kulübe elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyor.

Transfer sürecinde maçlarımızı takip etme fırsatı buldun mu?
Brezilya’da, Türkiye’deki maçları takip etmek çok kolay değil. Ancak takımın bana ilgisinden haberdar olduktan sonra YouTube ve sosyal medya üzerinden birçok platformdan, Trabzonspor’un oynadığı maçları, bazı duran topları ve takımın yaptığı aksiyonları takip etmeye çalıştım. Özellikle en çok ilgimi çeken şey belki de buraya gelmemde en çok etkili olan şeylerden bir tanesi de Sörloth’un deplasmandaki Beşiktaş’a karşı attığı beraberlik golüydü. O anda oyuncularımızın ve taraftarlarımızın hırsını gördükten sonra “İşte benim aradığım şey tam da bu!” dedim. O videoyu gördükten sonra ben de buranın bir parçası olduğumu hissetmeye başlamıştım. Dediğim gibi Brezilya’dan takip etmek çok kolay değildi. Bütün maçları izlediğimi söyleyemem ancak sadece Brezilyalı oyuncuları değil, diğer yabancı ve yerli oyuncularımızın da nasıl oyuncular olduklarını araştırmaya ve onlar hakkında fikirler edinmeye çalıştım.

Takıma dahil olduğunda ilk ilgini çeken özellik ne oldu. Takımımız ve takım arkadaşlarını bir cümle ile özetlemek istersen ne söylersin?
Bütün takımımızın çok yetenekli olduğunu düşünüyorum. Ancak Nwakaeme için ayrı bir parantez açmam gerekir. Sadece Denizlispor maçında gördüğüm örneği söylemem gerekirse penaltı pozisyonunda, önünde iki kişi vardı ve ben orada topu kaybettim. Muhtemelen rakip topu alacak ve hücum yapacak diye düşünürken bir anda iki kişiyi birden çalımlayıp penaltıyı kazandı. Sadece o pozisyon da değil. Kendisinin yaptığı diğer hareketleri, çalımları izlerseniz bunu bir kez yapacağını düşünebilirsiniz ancak bir sonraki maçta aynı hareketi tekrarlayabilir. Bu yüzden çok özel ve çok yetenekli bir oyuncu olduğunu düşünüyorum.

Orta sahada forma giyiyorsun. Oyun tarzını kime benzetiyorsun, dünya futbolundan örnek aldığın futbolcular var mı?
Kendimi örnek aldığım oyuncu Real Madrid’de oynayan Luka Modric. Onun tarzında bir oyuncu olmaya çalışıyorum. Beğendiğim orta saha oyuncusu tarzı tam olarak o. Modern orta saha bence öyle olmalı. Hücumda gol atan, asist yapabilen, defansta da aynı şekilde görev yapabilen bir oyuncu olmalı. Onun takip ettiği tarzı bende takip etmeye çalışıyorum. O tarzı beğeniyorum ve bende onun tarzında bir oyuncu olmaya çalışıyorum.

Brezilya’dan Türkiye’ye gelerek yeni bir kariyer planlaması yaptın. Gelecek için düşüncelerin neler? İleride kendini nerelerde görmeyi hedefliyorsun?
Uzun dönem planları yapan biri değilim. Bu planları da çok doğru bulmuyorum açıkçası. Hayat ve futbol çok dinamik şeyler. Bir anda değişebilen ve sizin bütün planlarınızı boşa çıkarabilen şeyler. Senelerce bir plan yapabilirsiniz, bir plan doğrultusunda çalışabilirsiniz ancak bir sakatlık, beklemediğiniz bir olay veya bir söz bütün hayatınızı kökten değiştirebilir. Benim buradaki tek beklentim insanların buradan ayrıldıktan sonra beni iyi hatırlaması. Trabzonspor ile başarılar kazanıp, şampiyonluklar yaşayıp, kupalar kaldırıp buradan ayrıldığım gün insanların “Flavio gerçekten iyi bir oyuncu ve iyi bir insandı” demelerini istiyorum. Tek beklentim bu. Uzun dönem planlarının genellikle boşa çıktığını düşünüyorum bu yüzden uzun dönem plan yapmamaya çalışıyorum. Hayatı günlük yaşamaya ancak Trabzonspor formasıyla başarılı olabilmek için kendimi adamaya çalışıyorum. Tek beklentim bu açıkçası.

Yavaş yavaş takım arkadaşlarına alışmaya başladın. Takımımızda en iyi anlaştığın isim kim?
Bütün takım arkadaşlarımı çok seviyorum. Buraya geldiğimde tüm arkadaşlarım takıma alışabilmem için çok yardımcı oldular. Özellikle Brezilyalı arkadaşlarımız ve Joao Pereira dil sebebiyle bana çok yardımcı oldular. İspanyolca konuşan diğer Latin Amerikalı arkadaşlarımız da bana çok yardımcı oldu. Tabii ki Türk arkadaşlarımızla iletişimimiz aynı şekilde olmuyor, çünkü dil engeli var. Ancak insanların yüzlerine baktığınızda ve niyetlerini gördüğünüzde size yardımcı olabilmeyi ve o niyeti taşıdığını görebiliyorsunuz. Bazen iletişim kurabilmeniz için dile gerek kalmıyor. Onlar da buraya geldiğim ilk andan itibaren beni sanki bir ailenin içine almış gibi, bu ailenin bir üyesiymişim gibi karşıladılar. Dolayısıyla onlara da çok minnettarım.

İstersen biraz da Teknik Direktörümüz Eddie Newton’dan bahsedelim. Yeni bir teknik adam, yeni bir futbol anlayışı var. Eddie Newton sana neler düşündürüyor? Futbol anlayışı, çalışma biçimi ve diğer konularda neler söylemek istersin?
Transferim gerçekleşmeden önce kendisi hakkında araştırmalar yaparak fikirler edinmeye çalıştım. Çok etkileyici bir özgeçmişi olduğunu söylemem gerekir. Çok uzun yıllar Chelsea’de oynamış, çalışmış ve burada kendisine yer bulabilmiş bir isim. Geldiğimden beri şunu gördüm hücumu çok seven bir teknik direktörümüz var. Topu kaybettiğimizde rakibi presle boğmaya çalışan bir futbol anlayışı var. Çok iyi çalışan, önemli detaylara dikkat eden bir insan. Bizimle iletişimi çok iyi. Özellikle kırmızı kart sonrasında beni yanına çağırıp, bu konu hakkında kesinlikle sıkıntı yaşamamamı, böyle şeylerin olabileceğini, böyle şeylerin özellikle Trabzonspor’a karşı yaşandığını ve buna hazırlıklı olmam gerektiğini bana anlattı. Antrenmanlarda hiç beklemediğim kadar fazla şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Bazen beklentileriniz hayal kırıklığına da dönüşebiliyor. Ancak benim beklentilerim kesinlikle karşılandı ve fazlasını da gördüğümü düşünüyorum burada. Özellikle antrenmanlarda ve saha dışında yaptığımız çalışmalarda kendimizi fazlasıyla geliştiriyoruz. Trabzonspor’un bu nedenle hem teknik direktör hem de etrafındaki insanlarla doğru isimlerle çalıştığını düşünüyorum.

Brezilya’da da çok ateşli bir taraftar kitlesi olduğunu biliyoruz. Trabzon da taraftarıyla ünlü bir şehir. Neler söylesin taraftarlarımız hakkında?
Maalesef Trabzonspor’un o meşhur taraftarını görme şansım çok olmadı. Geçen hafta Marlon ile konuşurken kendisine şunu söylemiştim; “O kadar şanssızız ki böyle bir takıma, böyle bir başarılı sezonun ardından geldik. Taraftarın her zaman destek olduğu ve arkasında durduğu bir takıma geldik. Ancak maalesef taraftarımızın o desteğinden mahrumuz.” Bu bizi çok üzen bir durum açıkçası, kolay bir durum değil. Bahia kulübü de Trabzonspor ile benzerlik gösteren bir kulüp. Taraftarlar orda da takımına çok aşık. Takımını her şartta destekleyen bir taraftar kitlesi var. Dolayısıyla Trabzonspor taraftarı da Bahia taraftarına çok benziyor. Henüz kendileriyle tanışamadım, kendileriyle statta henüz karşılaşamadım ama umuyorum o günlerde gelecek. O günler gelene kadar dünyanın şu an çilesini çektiği Koronavirüsün etkisi kaybolana kadar tek ricam maçları evlerinden takip etmeleri. Bize evlerinden destek olmaları. Biz o desteği zaten hissediyoruz ama önce sağlık ve önce insan hayatı. Bu virüs edeniyle Brezilya’da ve dünyanın her yerinde maalesef insanlar hayatlarını kaybediyor. Hiç beklediğimiz bir şey değildi bu. Hem kendi taraftarımıza hem de dünyada futbolu takip eden herkese tek bir mesajım var; lütfen bizi evlerinizden takip edin, lütfen insanlardan uzak durmaya çalışın. Kalabalıklarda kalmayın ve bütün önlemlerinizi almaya çalışın. Çünkü bu virüs bildiğimiz, tanıdığımız bir virüs değil. Görebildiğimiz bir şey değil, aşısını, ilacını bulabildiğimiz bir durum değil. Dolayısıyla bu durum geçene kadar onlardan tek ricam; biz onların desteklerini zaten hissediyoruz ve bize hissettiriyorlar lütfen bu süreçte bizleri evlerinden takip etsinler.

Süper Lig’de oynadığın ilk karşılaşmada kırmızı kart ile cezalandırıldın. Bu senin futbol kariyerinde gördüğün ilk kırmızı kart. Sert, hırçın bir oyuncu musundur?
İlk maçta olanlardan açıkçası çok üzgünüm. Çünkü beklediğim ve istediğim bir şey değildi. Penaltı kararının basit bir karar olduğunu düşünüyorum. Penaltı kararından birkaç dakika sonrasında Ekuban’a yapılan bir hareket vardı ve bu hareketi ne hakem ne de VAR değerlendirmedi. Çok fazla hakem konuşmayı seven biri değilim. Bu konu hakkında da daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Dediğim gibi beni çok üzen bir olay oldu. Kesinlikle istediğim ve beklediğim bir şey değildi.

Kırmızı kart sonrası bir müsabakayı evden takip ettin. Neler hissettin?
Televizyondan maç seyretmek çok zor. Çünkü arkadaşlarınız orada mücadele ederken, terlerken, faullere maruz kalırken, darbeler alırken sizin evde ayağınızı uzatıp maç izlemeniz benim çok sevdiğim bir durum değil. Maalesef bunu da yaşamak zorunda kaldım. Hatalar yapacağız belki ama önemli olan aynı hataları tekrarlamamak. Çünkü hata yapmayan insan yoktur dünyada. Ben de hatalar yapacağım ama dikkat ettiğim şey aynı hatayı tekrar yapmamak. Hatalardan öğrenebilmek ve dersler çıkarabilmek.

İstersen biraz da saha dışından bahsedelim. Futbol haricinde neler yaparsın. Mesela antrenmanlar ve maçlar haricinde nasıl zaman geçiriyor Flavio?
Yeni olan her şey benim ilgimi çekiyor. Basketbol oynamayı severim. Yeni insanlarla tanışmayı severim. Yeni şehirler tanımayı, yeni yerler görmeyi çok önemserim. Evde konsol oyunları oynamaya çalışıyorum. Özellikle Pandemide evde karantinada geçirdiğim süreçte film ve dizi izlemeyi kendime yeni bir gelenek haline getirmiştim. Her gün eşimle beraber film izledik ve kendimize vakit ayırdıkça kitap okuduk. Evde kaldığımız süre boyunca bir şeylerle ilgilenmeniz gerekir. Karantina sürecinin özellikle bu anlamda bana iyi geldiğini düşünüyorum. Kendimi ev ve aile insanı olarak tanımlayabilirim. Seyahati de çok seven biriyimdir ben aynı zamanda. Ancak bizim yaptığımız işte hayatınızın her anını kontrol etmeniz gerekiyor. Dolayısıyla kendimi ve vücudumu iyi hazırlamak durumundayım. Antrenmanlar harici kendimi çok fazla yormam. Bir sonraki antrenmana ve maç için kendimi hazır tutmaya çalışıyorum.

Takımımızın kampında seni şarkı söylerken gördük. Bir hayli eğlenceli anlar yaşandı. Müzikle ilgili misin?
Aslında müziği çok seviyorum ancak pek başarılı olduğumu söyleyemem. Duşta şarkı söylemeyi seven fakat aynı zamanda da çok kötü şarkı söyleyen biriyim. Hatta bazen duşta şarkı söylediğimde eşim bağırarak “Kes artık şu şarkıyı kulaklarımı kaybetmek istemiyorum” diye benimle dalga geçer. Çok fazla dans edebilen biri de değilim. Dans etmeyi severim ama onda da çok kötüyümdür. Bu işlerde çok başarılı olan biri değilimdir. Takıma yeni katıldığımızda hazırlık maçı öncesinde hocamız yeni katılan arkadaşlarımızın şarkı söylemesini istemişti. Orada hazırlık maçında mağlup olmuştuk. Sanırım mağlubiyetin sebeplerinden bir tanesi benim. Çünkü çok kötü şarkı söylemiştim. Arkadaşlarıma orada biraz hayal kırıklığına uğrattığımı düşünüyorum. Dediğim gibi şarkı ve dansta iyi değilimdir ama yapmaya çalışıyorum ve seviyorum.

Peki seni en çok kızdıran şey nedir? Şunu yapan insanlara dayanamıyorum, şu konularda çok öfkelenirim dediğin bir konu var mı?
Kaybetmek… Kaybetmekten gerçekten nefret ederim. Brezilya’da eşimle beraber yaşarken kendisi de artık bu duruma alıştı. Özellikle kaybettiğimiz veya berabere kaldığımız maçların sonrasında eve gittiğimde eşim benimle çok konuşmaz. Bir kenarda oturup düşünmeme izin verir. Beni yalnız bırakır açıkçası. Çünkü yalnız kaldığımda yeni savaşlara hazır olabilmek için düşünme anına ihtiyacım olur. Kaybetmeyi kesinlikle kabullenemiyorum. Konsol oyunları, kart oyunları veya futbol maçlarında kaybettiğim zaman gerçekten kendimi suçluyorum. Özellikle maç sonrasındaki birkaç günüm çok kötü geçiyor. Bu aslında iyi bir özellik gibi gözükebilir ama aynı zamanda size zarar veren bir özellik. Bunun faydasını da gördüm hayatımda. Kaybettiğiniz her mücadelenin sonunda bir sonrakine hazır olmaya çalışıyorsunuz.

Yemek yapar mısın? Mutfak ile aran nasıldır?
Yemek yapmayı seviyorum fakat bildiğim çok fazla yemek yok. Yaptığım temel yemekler pilav, tavuk ve Brezilya’ya özgü feijoada. Tek başıma kalırsam aç kalmam ama çokta iyi yemek yaptığımı söyleyemem.

Taraftarlarımız ilk günden beri sana yakın ilgi gösteriyor. Çok sıcak bir iletişiminiz var. Taraftarlarımız hakkında neler söylersin?
Şehri çok tanıma fırsatım olmadı açıkçası. İçinde bulunduğumuz süreci düşündüğünüzde çok fazla dışarı çıkmamaya çalışıyoruz ancak ne zaman dışarı çıksam otelde, süper marketlerde veya dışarıda vakit geçirdiğimde hep aynı ilgiyle karşılaşıyorum. Taraftarlarımız hep bir ihtiyacımın olup olmadığını, mutlu olup olmadığımı ya da yapacakları bir şeyin olup olmadığını soruyorlar. Daha dün markete gidip alışveriş yaparken herkes yaptığı alışverişi bırakıp benimle beraber fotoğraf çekilmeye başladı. Bana neler yapmam gerektiğini anlatmaya başladılar. Gerçekten çok büyük ilgi gösterdiler. Bu ilgi futbolcuları sahaya çıktığı zaman ekstra motive eden bir şey.

Bizim soracaklarımız bu kadar, senin eklemek istediğin bir şey var mı?
Röportajımızı bitirmeden önce taraftarlarımıza bir mesaj vermek istiyorum. Kendilerinin bana sosyal medya üzerinden gönderdikleri mesajların hepsini aldım. O desteği kesinlikle hissettim. Bütün bu destek için de minnettarım. Gücüm, yeteneğim yettiği ve elverdiği sürece ben bu forma için saha içinde her şeyi yapacağım. Bana gösterilen bu ilgiyi, sevgiyi, şefkati insanlara bir şekilde geri ödeyebilmeyi umuyorum. Büyük bir kulübün oyuncusuyum, bunun farkındayım. Trabzonspor’un kazanan bir kulüp olduğunu biliyorum. Başarılara aç ve her zaman daha iyisini yapmaya çalışan bir kulüp olduğumuzu biliyorum. Buna uygun hareket edeceğimi de mutlaka bilsinler. Ben bu forma için elimden gelen her şeyi her zaman yapacağım. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum.

Editör: Haber Merkezi