Konuk  Bursaspor’un “Sağlam oynayayım bir puanı kurtarayım”.. 

Trabzonspor’un da “Sürpriz bir golle yenik duruma düşüp işi  iyice zora  sokmadan gidişata bir bakalım, golü nasıl olsa atarım” mantığıyla oynadıkları  temposuz ilk yarıda akıllarda iki şey kaldı.

Biri Burak Yılmaz’ın penaltı verilse bizim de içimize sinmeyecek  pozisyonu ile Yusuf Yazıcı’nın serbest atıştan kale önüne gönderdiği topun yere çarpıp Bursa kalesinin 90’ından dönmesi ..

**

İkinci yarıda tempo yükselten  Bordo-Mavililer, Yusuf Yazıcı-Abdülkadir işbirliğiyle etkili olmaya başlamıştı ki, böyle bir paslaşma sonucu topu önünde bulan Yusuf, sustalı bıçak misali bir gol attı.

Bu golle yenik duruma düşen Bursaspor  gol için açılınca geride bıraktığı boşluklara iyi sızan ancak son pas tercihlerindeki yanlışlar ve de direkler izin vermeyince maçı kopartacak ikinci golü bulup rahatlayamadı Trabzonspor.

**

“Peki bunda hakemlerin bir rolü olmadı mı “ dediğinizi duyar gibiyim..

Bu yüzden onu araya sıkıştırmadım, ayrı bir paragraf açtım.

Olmaz olur mu..

Özkahya ile birinci yardımcısı Kemal Yılmaz, yılmaz bir biçimde Trabzonspor’un ikinci golü bulmaması için mücadele ettiler.

Önce Burak Yılmaz’ın açık ve net bir şekilde biçilmesine ‘devam’ dediler , sonra da Pereira’nın pasında  topun elle kesilmesini es geçerek  Portekizli’nin aklını yediler!

Hubocan’a ise faul bile olmayan pozisyonda sarı kart gösterdiler.

Ancak kahyaların bu gayreti ağalara bir yarar sağlamadı.

Tek golle de olsa üç puanı alan Trabzonspor  “ Yok öyle beleş, yaptım beşte beş” diyerek hakemleri de sallamadı.

**

Şimdi diyorum ki bu bir erken uyarıdır.

Çünkü Trabzonspor fırtınası fincancı katırlarını ürkütmüştür.

Ve de zirveleri babasının malı sanıp O’nu hesaba katmayanlar, artık hesap kitaba başlamıştır.

Bugün kahya, yarın çırak, öbür gün kaytanbıyık.

Yetmedi kalkanıvar, ya da baydunus bulurlar birini..

Bu yüzden, artık hakem faktörünü de dikkate almakta yarar var.

İtirazlar uygun, rakibe yapılacak fauller düzgün, ve de tüm futbolcular hakemlere karşı süzgün olmalı.

Biliriz ki su uyur birileri hiç uyamaz.

Çünkü  onlar hacıyatmazdır!

Hele  de Fenerbahçe maçları öncesi..

**

Bu arada haklı olarak “ Bir tek Burak’la olmaz, onun dışında da gol atan oyuncularımız olmalı” diyen Rıza Hoca’mıza, Rodallega gibi golcünün kralını oyuna sokmak için son dakikaları bekleme,

gireceği dakikayı beğenmeyin size saat gösteren Onazi’yi de birkaç maç listeye ekleme..diyelim.

Çocuğa da yazık!

Çıksın tribüne daha rahat izlesin maçı.