Maça her iki takım da süratli ve tempolu başladı. Bunun mükafatını oyun başlarında attığımız golle lehimize çevirdik. Önceki haftalara nazaran istekli olan Bordo-Mavililer, gelen golle de bunun semeresini gördü.

İkinci yarıya 1- 0’ın vermiş olduğu moralle başlayan Fırtına bunu iyi değerlendirip Okay’ın attığı füzeyle durumu 2-0 yaptı. Golden sonra geçen haftaki Mersin maçının sorumsuz kahramanı Cavanda sahneye çıktı. İyi oynayan takımını dışarı atılarak demoralize etti. Allah’tan Sivas’tan da Boye’nin atılmasıyla 10’a 10 mücadele etmeye başladık. Ne yazık ki bu mücadele Trabzonspor’un defansa çekilip rakibin bütün baskısını üzerine çekmesine sebep oldu.

Artık sahada Trabzonspor’un defansif  konumda olduğunu gördük. Rakip kalemizde pozisyon üstüne pozisyon yakaladı fakat gününde olan Esteban bunlara imkân vermedi. Bunda biraz da Sivasspor forvetin beceriksizliği ve şanssızlığı da bizim lehimize oldu. Böyle sorumsuz futbolcuların takımda olmaları hem arkadaşlarına hem de teknik heyete büyük zarar veriyor. Bunlara tedbir alınmazsa ilerde çok canımız yanar.

İyi futbolcu olmak başkadır. Takıma faydalı olmak bambaşkadır. Ne yazık ki iyi futbolcu dediklerimiz takımımıza bazı maçlarda çok zarar veriyor.

 Bordo Mavililerde başta kalecimiz olmak üzere Okay, Marin sahanın iyileriydi. Fakat şu bir gerçek ki 10’a 10 kaldığımız zamanlarda kulübenin taktiksel anlayışı bence kötüydü. Her zaman şans ve rakibin beceriksizliği kendi lehimize olmaz.
Yine de kötü giden gidişatımıza bu hafta dur dediğimiz için mutlu olmamız gerekir. İnşallah bundan sonraki haftalarda takım içerisindeki arkadaşlık ve samimiyet en üst düzeye gelir. Ligin başındaki havamızı yakalarız.