Türk boksunu, çağdaş, bilimseliğe tecrübeleri de katarak tekniğin tam anlamıyla kullanıldığı bir spor yapılmasına götürmek, ve seyirci potansiyelini eskiden olduğu gibi yüksek düzeye getirmek biz spor adamları olarak ülkemiz adına buna mecburiyetimiz vardır.

                Bir bakıyorsunuz, öğle yada böyle boks yapan kişi milli olursa, antrenör olmak için hiç okur yazar olmamasına rağmen kendisinden tahsil şartı aranmıyor. Mantaliteye bakın, kişi okur yazar değil bu nasıl eğitim verecek ve daha önemlisi boks eğitimi verecek kişi boksorü şampiyon yapmanın yanında eğitimi de tam olmalı ki elindeki gençlere hem boksu hem de hayatta karşılaşacağı güçlükleri yenebilmesi için öncülük yapacak bir kişi olmalı.

                Diğer bir konuda boks federasyonu başkanlığına aday olacak kişiler boksun kalkınması için değil yani ileriye dönük projeler geliştirmediklerinde hileli yollara baş vurarak, mevcut antrenörlük yapan kişilerin oylarını nasıl alacağının derdine düşmektedirler. Tabi ki buda boksun kalitesini düşürdüğü gibi dünya şampiyonluk maçları da olsa seyircisiz yapılmaktadır.

                Boks federasyonu başkanlığına aday olacak kişi o başkanlığın kendisine bir şey kazandırmak için değil ülke gençlerine daha kolay spor yapmalarına imkan sağlamak olmalıdır. Ama bakıyorsunuz sürekli bu başkanlık sıçrama merdiveni olarak kullanılmaktadır.

                Yıllar yılı boksun içinde olan bir kişi olarak şunu müşade ettim. Hiç bir şana şöhrete maddiyata yurtdışı seyahate kullanmayacak bir şahsiyet olarak Sayın Suat Hekimoğlu 'nu görüyorum. Daha açık söylüyorum Sayın Hekimoğlu yukarıda saydığım hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Sırf bir boks sevdalısı, ülkesine karşılıksız hizmet vermek için Federasyon başkanlığına talim olmuştur. Bence de boksun geleceği için çok isabetli karar vermiştir. Kendisini tebrik ediyorum.

                Türk boksunu bakanlık ve genel müdürlük olarak tamamen başı boş bırakılarak kişilere rant kapısı, yukarıda da belirttiğim gibi, sıçrama tahtası olarak da kullanmak için adeta serbest bırakmışlardır. Düşünebiliyor musunuz, boks federasyonu yapılanmasında federasyon başkanı dışında genel sekreter federasyonun olmazsa olmazlarından olmasına rağmen, federasyon başkanı kendisine şoförlük yapan kişiye federasyonu yönettirmektedir. Böyle bir şey olur mu ? Sayın bakan sayın genel müdür anladık, boks federasyonu özerktir. Ama o demek değildir ki orayı bir şoför idare edecek.

                Bir defa ahlak dürüstlük arasında kurulması gereken doğru ilişkiyi kurmaya mevcut yönetim hiç yanaşmamaktadır. Dünya devletleri dürüst sistemli, bilimsellik ve emaneti eline vererek başarıyı yakalamak ve sporun sorunlarını çözmektedirler. Türk boks federasyonuna bakıyorsunuz, yöneticilik makamında olan sorumlu kişilerde belirsizlik, keyfililik, adam gayırmacılık, torpil, ahbap-çavuş ilişkileri ön planda tutulduğu görülmektedir. Bunun örneğini dünyanın hiç bir yerinde göremezsiniz. İstanbul'da yapılan kadınlar dünya şampiyonasında takım halinde birinci olan kadınları tebrik ediyorum.