Doksanlı yıllardan sonra, Türkiye acayiplikler ülkesi oldu çıktı! Asırlardan beri bir şekilde insanların zihin arkasında biriktirip taşıdıkları bütün agresif fikirler, artık ülkemizi rahatlıkla uygulama alanı olarak kullanabilmektedirler.

Bir baktık; Beyoğlu’nda Kürtçe şarkı söyledikleri için sokak şarkıcıları polisler tarafından engelleniyor, diğer gün bakıyorsunuz, aynı şarkıcı gurubunu RTÜK denetimindeki bir televizyon kanalı programa çıkararak, sokakta söyleyemedikleri şarkı ve türküleri hem de Kürtçe olarak programda rahatça söyletebiliyor! Bir bakıyoruz; devlet yöneticileri Atatürk ile ilgili çok pozitif nutuklar irat ediyor, diğer gün bakıyorsunuz, Samsun da; Atatürk’ün sembol heykeline halat bağlayıp, halatı da aracına takarak heykeli yıkmaya çalışan insanlar ortaya çıkıyor! Bir gün bakıyorsun, küçük yaştaki çocuklarımıza dini eğitimin gerekli olduğunu söyleyenler oluyor ki doğru olan da budur, diğer gün bakıyorsunuz bu çocuklara karşı yapılan yanlışları “bir kereden bir şey olmaz” diyerek geçiştirmeye çalışanlar oluyor!

Bir baktık FETÖ ile ilgili methiyeler dizen sıra sıra insanların konuşmalarının videoları yayınlanıyor, diğer gün bakıyorsunuz, aynı kişiler sanki bu methiyeleri kendileri dizmemiş gibi başkalarını rahatlıkla FETÖ’cülükle suçlayıp bıyık altından gülüp günlük hayatlarına lüks ve şatafat içerisinde devam edebiliyorlar! Daha bu nasıl bir iştir demeye vakit bulamadan ömrü FETÖ ile mücadele ile geçmiş koca koca insanlar FETÖ’nün senaryosu ile kendisini, hapishanelerde buluyor!

Bir bakıyoruz; “Türkiye, şeyhler, müritler ülkesi olamaz, hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen Atatürk’ün aydınlık yolu yolumuzdur deniliyor, başka bir gün, büyük televizyon kanallarında konuşması sorgulanmayan insanların;  ilk emri “oku “olan bir dinin mensubu olarak, ”iyi ki okumamışım, iyi ki üniversiteye gitmemişim” demesini seyrederek cehaletin bir ödül olarak algılanmasını meşrulaştırmış yaklaşımlar yaşanıyor!

Bir baktık;  meclis kürsüsünden; Sayın milletvekilleri; bu FETÖ bir terör örgütüdür, bir gün hepimizin başını yakacak diye uyaranlar oluyor, aynı gün bakıyorsunuz; “muhterem hoca efendi” diyerek tehlikenin henüz farkına varamayanlar konuşuyor! Bir gün bakıyorsunuz FETÖ haininin devleti ele geçirme ihanet metotlarından bahsediliyor, başka bir gün ise, aynı metodu kullandıkları iddia edilen onlarca yapılanma ülke genelinde her gün güçlerini arttırarak mensup devşirme yarışına girdikleri iddia ediliyor!

Bu yapıların bu kadar denetimsiz bırakıldığı iddiası, tıpkı “başı secdeye gidenlerden zarar gelmez” yanılmasında olduğu gibi, muhtemel yeni bir yanılmanın yaşanabileceği endişesi insanımızı ürkütmektedir! Bir kere süte su karıştırılınca, bunu ayrıştırmak çok zordur, çünkü karışımın rengi süt rengi yani beyazdır!

Elbette ki devletin vatandaştan daha sağlıklı bilgileri vardır, kendine göre stratejileri vardır ama bizimde görüp, yaşayıp anlayamadıklarımız bunlardır!

Son yıllarda Türkiye “uçlarda yaşananların” rahat hareket edebildiği bir ülke haline getirildi! Toplumca; söylenmedik söz, hakaret edilmeyen devlet büyüğü, sahip çıkılmayan hain, eleştirilmeyen kahraman kalmadı! Biz böyle değildik, bize ne oldu diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor! Âdeta milletin temelleri sarsılıyor da biz hala başımızın döndüğünü zannediyorsak, bu çok endişe verici bir durumdur! Aklımızı hep beraber başımıza devşirme zamanıdır! Bu konuda mazeret ile ihanet ayni ödüle layık olacaktır, unutmayalım!