Brigitte Bardot'nun başrolünü oynadığı, 1956 Fransa-İtalya ortak yapımı, Bardot'u ünlü yapan ve onun “sex kitten” olarak tanınmasını sağlayan film. “Kadın” denildiğinde akla gelen ve kadını “sığlaştıran” tespitlerden biridir bence cinsellik. Kadına biçilmiş, “izin verilen” rollerden biri sadece.

Kadın eş olabilir, anne olur. Çalışacaksa hemşire, öğretmen olur. Dünyayı sırtlayabilecek, değiştiğinde suya atılan taşın yarattığı etki gibi etrafını etkileyecek kadar güçlü bir yaratılmışa, kullar tarafından yapılan haksızlıktır bu roller.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile Yomra'da ilk kez düzenlenen bir dizi etkinliğe katkı koymaya çalıştım. İlçede yaşayan kadınların konuşmacı olduğu İlham Veren Kadınlar Söyleşisi’nde 18 yıllık ticaret hayatını paylaşan kadını dinlerken yanımdaki hanımefendi bana doğru eğildi, “Bir aileyi kalkındırdı. Kendisinden sonra kardeşleri de meslek sahibi oldu” dedi. O sırada katılımcı, babasından gizli olarak işe başladığını, uzun yol şoförü olan babasının evde olduğu günlerde işe gitmeyerek evde kaldığını anlatıyordu. Şimdilerde üç çocuk annesi, istihdam sağlayan, vergisini veren bir kadın olan kızına gururla bakan babası, “Kadının çalışması uygun değildir” diyen yüzde 21,9 oranındaki erkeğe örnek olsun. Kadın değişir ve değiştirir!

Cinsiyet Eşitliğini İzleme Derneği (CEİD)'in Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi Projesi nedeniyle dokuz ilin temsilcileri Ankara'da bir araya geldik. Her il kendi belirlediği tematik alan ve başlıklarda izleme yapacak. Trabzon diğer sekiz ilden farklı olarak izlediği, din, yoksulluk ve medya gibi başlıklarla hem özelde hem de genelde çalışmaya ciddi bir katkı sağlayacak. Trabzon'da Valilik ve Büyükşehir Belediyesi'nin de katkılarıyla bazı başlıklarda yıllardır devam eden izlemeler sayesinde Trabzon’da, önümüzdeki yıllara aktarılacak bir toplumsal hafıza oluşturulacak.

Yanlış Reklam Trabzon'u Markadan Eder

Önceki hafta İslam alemi için mübarek gecelerden birini yaşadık. Hz. Muhammed'in Allah'ın huzuruna yükselmesi mucizesinin yaşandığı Miraç Kandili sebebi ile pek çok kişi sosyal medyada paylaşım yaptı. Bu kişiler arasında şehrimizin ileri gelenleri ile kanaat önderleri de vardı. Herkesin dileklerine katılmakla birlikte paylaşımlarındaki bir unsura da çok takıldım. Bir kişi manevi anlamı çok büyük bir gecede cami görseli kullanmak isteyebilir, belki de ilk akla gelen, kolay ve etkili bir tercih. Ama Trabzon'da yaşayan biri neden İstanbul camilerini görsel olarak paylaşır? Biz İstanbul'un reklamını yaparak mı marka şehir olacağız? Ben son dört yıldır Trabzon'da yaşıyorum ama bu bakış açısıyla buradan hatırlatmak isterim, tarihe tanıklık eden Gülbahar Hatun Camii, muntazam taş işçiliği ile Çarşı Camii, 914 yılından bu yana ayakta duran Ortahisar Fatih Camii, kalem işi süslemeleri ile Yeni Cuma Camii.

Trabzon tarihi ve doğasıyla bir başyapıt gibi, günümüz imkanları ile de birleştiğinde Türkiye denildiğinde sayılabilecek ilkler arasında olmayı da, markalaşma yolunda daha fazla hassasiyeti de hak ediyor!