Lafı hiç evirmeden çevirmeden ortaya koyalım. Zorluoğlu bizi tanımaz ancak biz onun projeci yönünü Ankara’dan epey biliriz. Projecilik yönüyle Trabzon’a dokunarak değişim yaratmak istediğini gazetelere verdiği mülakatlardan bir kez daha fark ediyoruz. Zira ara sıra Hanımefendi Zorluoğlu ile Uzunsokak’ta yürümesi bunun temel bir yansıması. Başkanın bu yaklaşımına tüm Trabzon bürokrasisi, yöneticiler, tüccarlar ve oda başkanları destek olmalı. 

Zorluoğlu’nun önünü Trabzon bürokrasisi ne kadar açar, müteahhit dünyası ile süreci nasıl yönetir bilmiyorum. Zira Trabzon’da bu ilişkileri yönetmek inanılmaz zor, talepler çoğunlukla ağır ve taraflı.

Seyyahların hayallerini süsleyen Trabzon şehrine bu talepleri karşılayacağız diye o kadar hainlik yaptık ki, seyyahalar uyanıp Trabzon’a gelse “Siz bu şehre ne yaptınız?” diye başta yöneticileri, sonra biz Trabzonluları lobut ile kovalarlar. 

Trabzon’un kültürünün eskiye kıyasla geriye gittiği malum. Kimse inkâr etmesin, 40 tane gerekçe ve sebep ortaya koyarım.  Elbette yeniden yükselecek ama çok zaman lazım.

Bunu hızlandıracak şeylerden biri kütüphanedir. Trabzon’un şimdiki merkezi ve kalbi konumundaki Meydan’a herkesin göreceği ve herkesin uğrayacağı şekilde dikerim şahane Trabzon kütüphanesini. Yer için gerekirse en uygun yeri kamulaştırırım. Kütüphanede kitaplar, süreli yayınlar, her dilde dil kursları, küçük atölye çalışmaları, etkinlikler, konuşmacılar, gençler, kadınlar vb. hayal etmesi bile güzel. Çalışmaya ve okumaya niyeti olmayanı bile çeken bir kütüphane.

Zorluoğlu’nun vizyoner karakteri, oldukça geç kalmış bu eseri hayata geçirmek olsun. Kütüphane belki rey getirmez ama iki lobut az yememize ve Trabzon kültürünün yeniden yükselmesine vesile olur. 

Hani vardı ya THY önünde buluşalım. THY gitti. Kütüphane önünde buluşalım yeni adresimiz olsun.