Derinliğini bilmediğin sularda yüzmeyeceksin... Isırmanın adı üstünde,  seni ısıracak adamdan uzak duracaksın... Selam almaya hazır olmayana  bakmayacaksın. Fırtınalı havada yağan yağmurun da yararını düşüneceksin... Pekmezi ekşitmeden tüketmeye bakacaksın... Rakibin koşuyorsa sen oturup seyretmeyeceksin... Rızık kaynağının tükenmeyeceğini bilerek hep temiz kalple yalvararak isteyeceksin...

Daha neler... Neler...

Kulaklara küpe sözler bunlar... Hiç eksiği yok, öğretisi pek çok...

Eskilerimiz/Atalarımız söyleyip, göçüp gitmişler bu dünyadan.

Ders alalım...  Düşünelim diye...

***

Günlük yaşamımızda ağzımızdan çıkanı kulağımız duyuyor mu? Her ağzı olan konuştuğuna göre bu laf kalabalığında her söyleneni zaman bulup yorumlayabiliyor muyuz?

Ucuz yaşamanın örneğidir böylesi  durumlar...

Eğer siz, çevrenizde seri şekilde olagelen olaylara yorum yapamıyorsanız...

Eğer siz, söz hakkınızı kullanmada acizlik yaşıyorsanız, kendinizi ifade edemiyorsanız...

Eğer siz, doğru bildiğiniz konularda önemsemiyorsanız...

- Kendiniz size yeter... Esirsiniz çünkü...

Eğer siz, düşünce, davranış ve söyleminizle insani duygularla, demokrat düşüncelerle ülkenizi, insanını/insanları her şeyden önde görüyor, tutuyor, benimsiyor/seviyor, söylüyor ve kutsal biliyorsanız...

- KORKMAYINIZ!.. Siz herşeye bedelsiniz... Bil ki; saygınlığınızdan ötürü size saygı duyanlar, korkanlar var...

***

Özgür düşüncenin söyleme dönüşüp; hedef olan gerçeği bulmasıdır her kişinin yaşam felsefesi...

Yaşamın önemi, anlamı da burada zaten...

Yoksa, hiç bilmediği konularda bile karşısındakinin  söylemlerini bir tutsak, bir köle gibi  "evet" zincirine bağlayıp  yaşamını " kapı kulu" durumuna düşürmüş olanlardır toplumların kenesi/güvesi...

Kişiliksizleri...

Görünmeden kemirirler...

***

Ama, düşüncenin/söylemin " Taşı gediğine koymak..." türünden yeri ve zamanı var yaşamda elbet...

"Zamansız öten horoz" olmanın önemi ve anlamı yok hiç bir zaman...

Buna karşın bir de,konuşmuş olmanın erdemi var tabii ki böyle durumlarda...

Bu noktada, "Açıkta kalıp" üşümenin, yalnızlığı yaşamanın da anlamı yok tabii ki...

"Olur olmaz yerde boşuna konuşma" demiş eskiler... Haksız da değiller...

Konuşmanın adabı, yerini ve zamanını iyi seçmek gerek...

***

"Koşuntuya gitme!.." diye  kulaklara küpe Atalar sözümüz  varken,  başkalarının  söylemlerine "balıklama atlamak" akıl denen nimeti enflasyon rüzgarına kaptırmak değil de ne?

Manzara bu...

- Yüce Allah her kuluna akıl ihsan eylesin... Amin.

***

Bu siyasal manzarada başka tür dua nasıl yapılır bilemem...