Bence yaşamın bize sunduğu en büyük ödüldür dost… Tınısı bile bir hoş eder yüreğimizi, sanırsınız  “… Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe…”olur da,  alır götürür dalgalandırır mavi yosunlu sularda.
Hayat bazen insana o kadar ağır gelir ki, tüm moral değerlerinin dibe vurup artık her şeyin sonlandığını düşündüğün anlarda… sıcak, sımsıcak şefkatli bir el uzanır apansız. Alır ve çıkartır seni düzlüğe! her şeyin, herkesin arasından… Bil ki işte o senin dostundur.
 Aslında bu yazıyı kaleme alırken “gerçek dostluk” diye başlayacaktım sonra düşündüm ki, gerçek dostluk demek; herkese dost diyenler içindir… Dost dediğin tek anlam içerir zaten, o da çok yalın ve gerçek olandır, o yüzden gerçek dost demeye gerek yoktur zira bu söylem sahici olmayan dostluğun varlığını ifade eder ki, bu da dostlukla ilintili olmayan bir büyük sahteciliğin ifadesi olur. Dolayısıyla seçici ol ve gerçek dostluğa önem veriyorsan herkese dostum deme ve o kavramın içini boşaltma.
Yaş ilerledikçe daha bir düşünmeye, öğrendikçe daha bir özenli seçmeye başlar insan yanındakileri. Ne çocuk acemiliği kalmıştır artık, ne gençliğin körpe heyecanı… Artık kavramış olursunuz gerçek dostluğun anlamını ve ruhunuzu sarıp sarmalayan sıcaklığını!.. Genellemek istemiyorum ancak; hayatımızın olmazsa olmazı… yaşadığımız Yüzyılda sahip olabileceğimiz en büyük lükstür dostluk. En zor koşullarda ulaşılan, özellikle aramakla hiç bulunmayan olsa da. O en umarsız anınızda size ulaşıp, tüm içtenliğiyle yaralarınızı sarabilendir…
Ama gerçekten o içtenlikli samimiyeti hissettiğinizde onu kaybetmekten korkmalısınız!. Ya da düşündüm de neden korkacakmışsınız ki? Söz konusu olan dost ve dostluk ise, kaybetme korkusu onda son bulmalıdır. Ağzımıza her geleni söylesek, moralini bozup demediğimizi bırakmasak bile… dost bu, ruh halimizi pekala bildiğinden yaptığımız aymazlık umurunda bile olmayacaktır. Dost dediğin, en çekilmez halini bilip de kabullenen kişidir. Bir insanı her haliyle en iyi gününde olduğu gibi, en kötü anında da kabul etmek herkesin yapabileceği bir şey değildir. İşte bunun içindir ki dostların sayısı az ama özü fazladır… Hiçbir zaman ön kabulle; işte benim 3-5 dostum var diye söylenmemelidir. Bu yanılgıya düşmemeli insan, bazı dost yüzlü, dost görünümlü insanlar olsa olsa, geçici körlüğümüzün ürünü olmaktan başka bir şey değillerdir!..
Dost sıfatını öyle her tanıştığımız insana yakıştırıp, sonrada kendimizi bu sayının çokluğu ölçüsünde değerli sayma yanılsamasına saplanabiliyoruz bazen. Oysa onlarla yaşadıklarımız salt, ortak yaşantıların bir araya getirdiği insanlar olarak, zamanın ve koşulların gerektirdiklerini yapmaktan öteye geçmeyen sıradan ilişkiden başka bir şey değildir.
Bazen canın sıkkın, moralin olabildiğince bozuk olur ya hani… herkes sorar “nasılsın” diye,  “iyiyim yok bir şeyim” der, ardından az bir tebessüm edersin geçer gider. Ama dost öyle değildir sevgili okurlar, onunla konuşurken bir şeyler anlatma gayretine girmen bile beyhude olur, çünkü gözlerinden anlayabiliyor. Ses tonundan ne demek istediğini, hangi ruh hali içinde olduğunu o kadar iyi anlayabiliyor ki… iyiyim, hem de çok iyiyim deyip kahkahalar bile atsan, biliyor içinde esen fırtınaları, gamı, kederi…İyi olmadığını biliyor.
Hasılı, sadece iyi gününde yanında mutluluğunu paylaştığın insanlar gibi değiller işte. Asıl yüreğin paramparça kan ağlarken yanında olup tüm derdini, tasanı paylaşır, acını gerçekten hissedebilir. Öyle bir güvenle temellenmiştir ki dostluk, bu güven duygusu ufacıkta olsa (dostun attığı gül misali) yara alırsa, tehlikeye girer ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. 
Dost ya hani bu, her dem yanınızda olsun istiyorsunuz ama her zaman yanınızda olmayabiliyor. Belki haftada bir, belki ayda bir görüşüyor olabilirsiniz. Her gün konuşup görüşmeseniz de varlığıyla huzur ve güven veriyor ve siz her zaman var olduğunu biliyorsunuz. Arkadaşlarınız gibi belki dostunuzla gülüp eğlenemiyor olabilirsiniz, bu sizi tedirgin etmemelidir zira arkadaşlarınızla geçirdiğiniz zamanın binde birini bile dostunuzla geçirmeniz onun için hiçbir sorun teşkil etmeyecektir. O yanınızda olmasa bile,  bir biçimiyle hissettirebiliyor size her zaman yanınızda olduğunu.
Hasılı kelam; her insana nasip olmayan nadide hazinelerdir dostlar… Her insanın hayatında en azından bir, olmadı 2-3 tane olması dileğimdir. Fazla olmasına gerek yoktur, hem zaten olamaz da!..
Varlıklarıyla hayatımı renklendirip, bana değerli olduğumu, ben olduğumu… ne yaparsam yapayım, bu durumun asla değişmeyeceğini unutturmayan dostlarıma en kalbi duygularımla…