Bu başlığı okuyunca  çoğunluk diyebilir ki, “ Yok daha neler”..

Liderin 23 puanı var sen hala 12’desin..

“Bir Galatasaray galibiyetiyle havaya girdin, neredeyse Trabzonspor’u  şampiyonluğa oynatacaksın!”

Evet aynen öyle diyorum.

Bu galibiyet, Trabzonspor’un kaybolan zirve umudunu çok ciddi manada geri getirdi…

Ve sadece 3 maçlık bir  galibiyet serisi , bu takımı en az İstanbul takımları kadar yarışa ortak edecek.

Çünkü pazar akşamı Medical Park’ta kazanılan sadece 3 puan değil..

Öyle şeyler kazandı ki Trabzonspor, 3 puan onların sadakası bile olamaz..

*

Öncelikle taraftar takımıyla barıştı.

Çünkü Trabzonsporlu olmak, ne zamandır bir ıstırap kaynağı haline gelmişti.

Özellikle çocuklar ve gençler  o yaşta  dert sahibi olmuştu.

Sonra  ruh geri geldi ruh..

Hani  o hep  kaybolduğundan  yakındığımız, artık göremediğimizden şikayet ettiğimiz..

“Tekmeye kafa uzatan oyuncuları” özlemle andığımız günlerdeki gibi..

Değil  tekmeye kafa uzatmak, vücudunu  kamyona takoz yaparcasına fedakarca oynadı sonunda bizim futbolcularımız da.

Sonra   herkes  anladı bir kez daha Trabzonspor’un ne olduğunu.

Yabıncılar başta olmak üzere  futbolcular da ,“9 puanla 14’üncü sıradayken bile  35 bin seyirci 90 dakika kendisini paralıyorsa, bir de şampiyonluğa oynasak ne olur acaba?” diye düşünmeye başladılar bile..

***

Böyle bir maçın teknik analizini çeşitli yönlerden yapmak mümkün de, bütün bunların  özeti   bence şu;

Önce  teknik adamlar rakibi iyi analiz edecek..

Sonra da  formayı hak edene verecek.

Bu hak edişte de maliyet ! kriter olmayacak..

Ve o formayı giyenler  de, antrenmanlar da hocasına gösterdiklerini  sahada  da  herkese gösterecek

Bunun için de öncelikle yürekten oynayacak.

Eğer böyle bir mücadeleden sonra Galatasaray  maçı kaybedilseydi  bile  bu taraftar böylesine oynayan takımı yine bağrına basardı.

Bizim başlığımız da “Canınız sağolsun” olurdu.

**

Teknik analiz yapmayacağız dedik ama Ersun Yanal’ın gözden çıkardığı  Onizi’ye “Onasi futbol” deyip hep böyle isteriz diyelim..

Halkan Çalhanoğlu Milan’da oynayabildiğine göre..

Bizim Yusuf Yazıcı’yı da Real Madrit’e  layık görelim.

Tabi 8 sene sonra!

Çünkü burada yapacak daha çok işi var.

**

Ve tabi  havasız, kasıntısız..

Samimi, dürüst , çalışkan..

Ve de  Trabzonspor’da   teknik adam olmanın bir antrenör için ne demek olduğunu..

Hayallerini gerçekleştirmek için nasıl bir fırsat yakaladığını, ve bunun kıymetini bilmek gerektiğini iyi bilen  Rıza Hoca’mızı da kutlayalım ve dediği gibi devamını beklediğimizi de ifade edelim..

**

Trabzonspor’u diğer takımlardan farklı kılan..

O’nu  kutsal bir değer olarak bilip , her şartta bağrına basan,  şartlar ne olursa olsun umudunu hiç yitirmeyen  muhteşem taraftara da yıldızlı 10 verip  yazıyı noktalayalım.