Rizespor’a konuk olan Trabzonspor, türlü türlü handikaplara ve de oyuncu grubundaki eksikliklerine rağmen rakibi Rizespor karşısında ilk yarıda dengeli ve de kontrollü bir mücadele içerisindeydi.

Gözle görünen bir baskı kuramasa da Galatasaray maçındaki savruk oyununun daha uzağındaydı.

Sahadaki ilk on bir ne olursa olsun rakibini kontrol altında tutarken, önceki maça kıyasla kazanma arzusunu sahaya yansıtabildi.

Hani adı futbol derdik ya o misal. Şu futbolun işine bakın ki derebeyi Trabzonspor, Rizespor karşısında pozisyon bulmakta zorlanır haldeydi. Eski misyonunu arar gibiydi. Her şeye rağmen sahada Trabzonspor formasıyla mücadele eden bir takım vardı.

Başa baş ilk yarı bitmiş olsa da, ikinci yarının ne olacağını kestirmek bence hayli zordu.

Elindeki kadronun eksikliği o kadar üst sevideydi. Rakibin kulübe dahil sahadaki on birin renkleri ortadayken Trabzonspor’un  ne yazıkki bu maçtaki rengi tek renk görünümündeydi.

Bir Afrika kupası takımın dengesini her yönü ile erozyona uğrattı. Sahadaki kadroya da bir şey diyemeyiz. Her futbolcu takımının kazanmasını istediğine göre sahadaki arkadaşlarda ellerinden geleni yapma uyarısı içindeydiler.

İkinci yarının başlarında iki kez rakip kalede nefesimizi hissettirsekte rakibi hataya zorlayamadık. Hakeme söylenecek bir şeyimiz olmadığını belirtmek isterim. Edin Visca’nın pozisyonu hariç. Her maçın kaderi orta alanda yazılırken Trabzonspor’un orta alan futbolcuları biraz daha saldırgan oyunla oyuna dahil olabilmeliydiler.

Ne defansımız bu denli rakip atağına maruz kalır nede rakibe bu denli pozisyon verirdi. Ne de Enis Destan kendi kalemize top karşılamaya gelirdi. Böylesine basit bir gol bu macın kaderini değiştirmesi içimi sızlatsa da, yine de bu maç böyle bitmemeliydi. Zor günlerden geciyoruz. Tek derdimiz kadro derinliği. Bu kadro ile de ancak bu kadar.

Ben Sayın Abdullah Avcı gibi düşünmüyorum. Daha fazla çalışacağız.

Bu söylemin ışığında oyuncu grubunun dirençi buysa ne kadar çalışırsan çalışın hocam. Bu kadro takım yenmez. Yenemez.