“Dünyada en güzel şey

Adalet, hürriyettir,

Hep ayağa kalkınız

Adı Cumhuriyettir.”

Yukarıdaki şiir, Behçet Kemal Çağlar’ın Atatürk’ün huzurunda-doğaçlama olarak- okuduğu çok güzel bir şiirin son dörtlüğüdür.

Yahya Kemal, Fransız büyük elçiliğinden azledildikten sonra maddi sıkıntılara düşmüş. Koca devletin elçisi haftalarca beş parasız kalmış. Meclis Başkanı Hamdullah Suphi Tanrıöver bu duruma çok üzülmüş. Birkaç kez durumu Atatürk’e anlatmak istemişse de etkili olamamış. Nihayet kendi cebinden bir miktar para göndererek şairin İstanbul’a gelmesini sağlamış. Şimdi sıra O’nu Atatürk’ün akşam yemeklerine davet etmeye; eski saygınlığını o’na kazandırmaya gelmişti.

Tanrıöver, “birkaç kez Şair-i Azam-ı Ankara’ya davet etsek” demişse de Atatürk duymazlıktan gelmiş. Meclis başkanı ısrar edince, Atatürk: “Peki buyursunlar” demiş. O akşam yemekte her şey güzelmiş. Söz alan tüm konuşmacılar, büyük şairin aralarında olmasından mutlu olduklarını dile getirmişler.

Şair-i Azam şöyle, Şair-i Azam böyle diyenler olmuş. Atatürk bu çeşit övgüleri pek sevmezmiş. Hatta kendisini bile övenlere pirim vermezmiş. Bir ara Hamdullah Suphi Tanrıöver’e seslenmiş: “Başkan şu senin şaire söyle de, kalksın Cumhuriyetle ilgili bir şiirini okusun” demiş. Salondan çıt çıkmaz olmuş.

Zira Yahya Kemal’in Cumhuriyetle ilgili şiiri yok. “Paşam, Akıncıları okusun, diyenler olmuş. Atatürk “Hayır hayır, bugün Cumhuriyet Bayramı. Başka şiir olmaz” Derin bir sessizlik. “Behçet sen kalk, Cumhuriyetle ilgili bir şiir oku” demiş. Behçet Kemal, Atatürk’ün çok sevdiği genç bir şair, öğrenci aynı zamanda…

Ayağa kalkan genç şair birkaç tane şiir okumuş, En sonunda da: “Hep ayağa kalkınız, adı Cumhuriyettir” diye biten o meşhur şiiri okumuş. Başta Atatürk olmak üzere tüm salon ayağa kalkmışlar. Salon alkıştan inliyormuş.

“Ben işte büyük şair buna derim. Şairlerin Azam-ı işte burada” demiş. Sonra da Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e dönmüş: “Yarından tezi yok, bu delikanlıyı Avrupa’ya yüksek tahsile gönder. Tüm masrafları benim Cumhur maaşımdan karşıla” emrini vermiş.

İşte Cumhuriyet aşığı bir lider ve O’nun ışığı ile yetişen bir Cumhuriyet şairi. O günden beri Behçet Kemal Çağlar’a Atatürk’ün manevi oğlu derler. Ne diyelim darısı günümüz gençlerinin başına.