Bir general eskisinin bir televizyon programında Zeytin Dalı operasyonuna giden askerlerimizin "bozkurt" işareti yapmasından rahatsız olduğunu belirtmesi içimi acıttı. Böylesine şuursuz, böylesine meczup bir söz nasıl söylenildi anlayan beri gelsin.

Elalem Atatürk'ü anlattığı kitabına "Bozkurt" adını verirken Türk'ün genetiğine nasıl hakim olduğunu gösterebiliyor da bizim ordumuzda görev yapmış eski bir genereal kadim geçmişimizden bihaber.

Ona derlediğim bilgilerle kime Türk deniri bir anlatayım mı ne dersiniz? Şayet alzaymır değilse hem "kızıl elma" hem de "bozkurt" mitinin bit olmadığını öğretmiş olurum.

Önce sol terminolojinin içinden gelen büyük gazeteci rahmetli Uğur Mumcu’ ya göre TÜRK kime denir ona bir bakalım?

"İsviçre Medeni Kanununa göre evlenen, İtalyan Ceza Yasasına göre cezalandırılan, Alman Ceza Muhakemeleri Usulüne göre yargılanan, Fransız İdare Hukukuna göre idare edilen, İslam hukukuna göre gömülen kişidir.

İronik bir yaklaşımla Uğur Mumcu bir dergide okuduğu TÜRK tanımını bir toplantıda durum tesbiti olarak ifade etmiş. Mumcu diğer eserlerinde Türk milletini "yeniliğe en açık, kendi geçmişiyle barışık, tarihi birikimleri olan, destanlardan süzülüp gelen" bir kimlik olarak algılar ve anlatır. Şimdi bu zevat, destanlar denince bunlar arasında "Bozkurt Destanı, Türeyiş Destanı" gibi destanlarda "bozkurt" var diye rahmetli Mumcu'ya da diş biler. Kim bilir.

Şair İsmet Özel’e göre TÜRK kimdir?

İsmet Özel “TÜRK diye bir ırk yoktur. Müslüman olup kafire kılıç sallayan TÜRK’tür.

TÜRK islamın kendisidir” diyor.

Kendince Türk'e dini bir elbise giydirmiş amenna ama sembollere bir laf da etmemiş sevgili Özel.

Sen, bu milletin damarında dolaşan bir kurumdan çıkarak "bozkurt"tan rahatsız oluyorsun.

Biz görüşlere saygılıyız.

Herkesin kendisine göre bir TÜRK tanımı ve algısı tabii ki var bize göre ise TÜRK  İslam’ın simgeleşmiş halidir. TÜRK, zalime başkaldırıştır. TÜRK, zalime karşı duruştur.

TÜRK, El-Bap ve Afrin örneğinde görüldüğü üzere adalet sağlayışın adıdır.

TÜRK gönlündeki sınırlar zapdedilip bu coğrafyaya sıkıştırıldığı için içi acıyan kişidir. Yani Bozkurt gibi daha geniş coğrafyalarda yaşamaya alışmış bir özlemin çelikleşmiş adıdır.

TÜRK, bana ne mevcut sınırlardan ben gönlümün sınırlarına bakarım der. Bu sınırlar çizilirken bize mi soruldu, ya da yerleşik yaşayan halka mı soruldu? Süleymaniye, Musul, Kerkük, Erbil, Halep, Hama, Humus hatta Şam bile gönül olarak aynıyken emperyalistlerin hesabı için Türkiye’den ayrı düşürülmüş vatan toprağıdır diye düşünüp onun için hayal kuran, onun için kafa yoran kişidir TÜRK.

Tüm "bozkurtlar da böyle düşünür" böyle yaşar.

Bizden sonra huzurun kaybolduğu bu coğrafyaya yeniden huzurun getirilebilmesi için çalışmak, kafa yormak ve o insanların huzura ermesini istemektir TÜRK olmaktır, "bozkurt" olmaktır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içinde yaşayan herkesin eşit vatandaş, ortak paydaş olduğunu düşünmektir TÜRK olmak.

Öz yurdunda garip olmayı, öz yurdunda parya olmayı içine sindiremeyendir TÜRK.

Bu milletin destansı bir sembolünden rahatsız olanlar kendine hem bir sembol hem de bir milliyet tercihi yapmasına saygımız vardır. Biz Türk milletinden bir rahatsızlık emaresi duymadık. Siyasetin her yelpazesi "bozkurt" işareti yaparken bu hazımsızlık niye? Yani Rus'un ayı, Fransızın Horoz sembolü varsa bizim de "bozkurt"umuz var.