‘Trabzonspor penaltıyı atıp kazansaydı böyle yazılıp çizilmeyecekti’ diyecek bir çok kişinin sitemleri kulaklarımıza kadar geliyor olacaktı. Bu neye çıkıyor, skor tabelasında yazan sonuca. Yani kötü futbolun ne önemi var. Önemli olan kazanmaktı. Evet öyle ama dün akşamı kazanırsınız ama geleceği hayır. Biz yine bildiğimiz doğrulardan vazgeçmeyelim. Gerçeklerle birilerinin sitemlerine rağmen yüzleşmeye, yüzleştirmeye devam edelim. Çünkü bizim derdimiz Trabzonspor’un başarılı olması.

Kim ne hesap yapar, yapmaz oda bizi ilgilendirmez.

Neyse biz Sivasspor maçına dönelim. Trabzonspor bu kadro yapısı, ne olduğu belirsiz oyun tarzıyla Sivasspor maçını kazanma ihtimali çok uzak duruyordu. Çünkü orta alanda bir tek Abdülkadir’in gayreti yeterli olmayacağı gün gibi ortadaydı. Sosa’nın son haftalardaki verimsizliği Sivasspor maçında da devam etti. Sosa’nın formsuzluğu Trabzonspor için negatif bir değerdi. Birde buna Nwakaeme’nın kayıplarda oluşu eklenince Bordo-Mavililer’in iki önemli silahı Sivasspor karşında devre dışı kaldı. Rakip takımın cesareti yerine geldi. Halbuki iyi bir Sosa ve Nwakaeme Sivasspor’u kendi yarı sahasına hapsederdi. Mikel her zamanki gibi basit oyunu seçmesi de Trabzonspor’un en büyük handikaplarından bir tanesiydi.

Allah aşkına Donis Avdijaj’ın gol dışında birisi çıkıp bana anlatsın ne yaptığını. Ünal Karaman hala bu oyuncuda neden ısrar ettiğini de anlamış değilim. Sörloth’un işi gol atmak. Bunun içinde golü iyi koklaması lazım. Penaltı kaçırmasını bir kenara bırakıyorum. Eğer tek forvet olarak ileri uçta görev yapıyorsan sağ kanatta veya sol kanatta senin işin olmayacak. Ama Norveçli oyuncu nedense durması ve olması gereken yerde ne yazık ki göremiyoruz. Buda Trabzonspor’un hücum zenginliğini tamamen daraltmış oluyor. Novak’ı değilde Pereira’yı nedense isteksiz gördüm. Portekizli oyuncu Abdülkadir Ömür’ün olmayışının zorluğunu yaşamaya devam ediyor. Çünkü Abdülkadir Ömür ile kurduğu iyi iletişimi ne yazık ki Donis Avdijaj ile sağlayamıyor. Trabzonspor’un kalesinde gördüğü ikinci gol evlere şenlikti. Büyük hedefler kendine belirleyen büyük takımlar böyle acemice bir gol yemez.

Sonuçta Trabzonspor yine kötü oynadığı maçı kazanacak şansı eline geçirdi ama 3 puanı Sivasspor’a hediye etti. Şimdi diyeceğimiz tek şey bu yenilgiden gerekli derslerin çıkarılması. Ama görünen köyde kılavuz istemiyor. Gerçeklerle önce teknik direktör Ünal Karaman sonra oyuncular, ve en son olarak bu takıma gönül veren bizler yüzleşmeliyiz. Çünkü bu oyun tarzı, bu isteksizlikle Trabzonspor’un işi zor.