Lider Galatasaray,  Bursa ile berabere kalmış, Beşiktaş,  İzmir’de kaybetmiş, zaten Fener ununu elemiş eleğini duvara asmış, e o zaman Erzurum’u yeneceksin ve zirve için ateşi yakacaksın. Hepsi bu kadar basitti. Ama biz ne yaparız, hayal kurarız ama gerçekler yüzümüze yüzümüze tokat gibi çarpar acıyla yoğruluruz. Dün akşam ki Erzurumspor maçında olduğu gibi.

Oysa ki hafta içerisinde taraftarların kendilerini yalnız bırakmaması için çok zekice çağrılarda bulundu başkan Ahmet Ağaoğlu ve Pereira. Trabzonspor’a gönül verenler  bu çağrıya kulaklarını tıkamadı. Zirve heyecanını takımlarının yaşaması adına çorpa da benim de bir tuzum olsun misali Akyazı’ya koştu. Koşmasına koştular ama ne görsünler ortada maçı kazanma adına ne mücadele ne de ruh vardı. Herkes kendi havasında bir oyana, bir buyana  savrulup durdu. Trabzonspor’un gol ayağı Burak Yılmaz bırakın bu sezon belki de futbol kariyerinde böyle silik bir görüntü sergilediği bir maç yoktur herhalde. Sahada kaldığı 90 dakika boyunca Trabzonspor hep bir kişi eksik oynadı desek yanlış bir cümle kurmayız.  Teknik Direktör Ünal Karaman Burak’ın sahada uyur gezer haline nasıl tahammül etti, nasıl sabretti onu da anlamış değilim. Sadece Burak mı? Abdülkadir’e ne demeli. Genç oyuncu kendince bir şeyler ortaya koymanın savaşını veriyor ama bal yapmayan bir arıdan farksız bir görüntü ortaya koyduğunun herhalde farkında değil. Sosa kayıp, Amiri yok, Pereira, Novak geçmiş maçlara nazaran performans düşüklüğü yaşadığı bir maç bizim için kahır gecesi olarak notlarımıza düştü. Yiğidi öldürüp hakkını da teslim etmekte fayda var ki; bir tek Hugo Rodallega kazanmak için her şeyini ortaya koydu. Keşke diğer arkadaşları da onun ruhu gibi sahaya yüreğini, ağırlığını koyabilselerdi. O zaman çok farklı bir durum ortaya çıkardı.

Kabul ediyorum bu ligde hiçbir rakibi küçümsemeyeceksin.  Fakat kimsede kusura bakmasın Erzurumspor’un ismini Trabzonspor ile yan yana koyacak kadar da aklımı yitirmedim. Yani aradaki kalite ve hedef farkının olduğu bir noktada Bordo-Mavililer, Erzurumspor’u yenemiyorsa zirve hayali kurmasının hiçbir manası yok. Biz yine gerçeklerle yüzleşelim. Hayal peşinden koşmayalım.  Bırakalım sportif başarıyı, ekonomik başarının peşinden koşalım. Bence en hayırlısı bu…