İçimiz yandı.

Uykularımız kaçtı.

Levent gibi yavrularımıza mezar oldun İdlib!

Kaç ocağa ateş düştü?

9, 22, 36…..?

Bilmiyoruz!

Neden?

ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Ortadoğu’ da yirmi iki ülkenin sınırları değişecek bunların içinde Türkiye de var demişti. Lanet olsun sizin bu bölgede ne işiniz var?

Kaç asker ağır yaralı sevenleri yangınlar içinde! Sahi bizim İdlib’de işimiz ne?

Kaç ana babanın kapısı, telefonu çaldığında yürekleri yerinden fırlıyor!

Bütün bunların yanıtını neden bilmiyoruz?

Çok üzgünüz hem de çok!

Sakın kimse biliyoruz demesin. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor.

Yok yok her ananın, her babanın, her sevgilinin yüreğini yakan ateş bizi de yakıyor.

Kaç ocağa daha ateş düşecek?

Yetmedi mi?

Artık bu acılar son bulsun, bulmalı! Yas tutacağımız yerde kahkahalarla gülmek bizlere yakışır mı? Daha şehitlerimiz toprağa verilmeden neyin kahkahasıdır diyor Kılıçdaroğlu! Ama biz yanıtını bulamadık. Yoksa anlamıyor muyuz acaba? Yavuz Ağıralioğlu, şehitlerimiz var. Biz cümle kurmakta zorlanıyoruz diyor. Bizler mi anlamadık?

Bizler her zaman ordumuzun ve devletimizin yanındayız. Ama emperyalistlerin değil! Emperyalistler bizi ezer. Evlere ve gönüllere ateş düşürür.

Düşürdüler!

Sadece evlere mi?

Şehitlerim yolunuz açık olsun! Bizler hakkımızı helal ediyoruz ama sizler hakkınızı helal ediyor musunuz? Ona da yanıt bulamıyoruz.