İnsanlık var olduğu andan itibaren ömrünün son anına kadar zorluklarla mücadele etmek zorunda. Bu zorlukları aşmak için hayatımızın bir köşesinden hep tavizler verdik. Kiminde zaman kiminde para kiminde sağlık, zorluklar öyle yada böyle hayatımızdan mutlak suretle birşeyler alıyor.

                Zorluklar sadece çevresel faktörler ile çıkmıyor karşımıza. Kimi zaman insana en büyük engelleri çıkartan yine insanın ta kendisi oluyor. Dışarıdan gelen bütün olumsuzluklara karşı insan çeşitli savunma mekanizmaları bulmuş zamanla. Hasta olduğumuzda ilaç içmek , plajda yanmamak için güneş kremi sürmek, yada çok daha basit haliyle asansöre binmek bile yaşanan ve yaşanabilecek kötü durumlara,engellere bir çözüm olarak ortaya çıkmış. Görüldüğü gibi insanoğlu çevresel faktörlerin tamamına zamanla bir çare zorluklara bir kolaylık oluşturmuş. Peki içsel ve psikolojik faktörlere karşı tutumumuz ne?

                Hayat bize verdiği son saniyeye kadar beynimiz ile kalbimiz arasında bir karar vermemiz için bizi zorlar. Önümüze seçenekler sunar. Bu kararları kimisi kalbi ile kimisi de fikrine göre verir. Evet bahsettiğim şey duygularımız ve bunun insan beyninde yarattığı içsel zorluklar. Aslına bakacak olursak duygularda yine beynimizin oluşturduğu zihinsel olgular. Duygu dediğimiz bu olgular çoğunlukla insanı yanlış kararlar vermesine sebep olur.

İnsan hedefleri  kadar büyüktür. Hedef kişinin kendini bulacağı ve kendini en mutlu hissedeceği noktadır. Adı üstünde kendini en mutlu hissedebilmek için gitmeyi istedğin ulaşmayı istediğin yer. Alınan her yanlış karar hedeften şaşmaya hayatımızdan çalmaya neden olur. Hedefimize doğru ilerlerken duygularımız yüzünden yanlış kararlar vererek zayıflık göstermemiz pek olağan. Hedefe giderken yaralar almamız hatta düşmemiz bile olağan.Anca unutulmaması gereken bir şey varki yere düşsek bile ileri doğru sürünebiliriz. İçinde bulunduğumuz psikolojik buhranlardan ve zorluklardan çıkmak ve hedefimize adım adım yanaşmak için duygulardan azade bir sistem kurmak pek tabi mümkün.  Mantığımızı dinlemek.

Beyin vücudumuzdaki en kusursuz ve en yararlı organımız. Bizim için en doğru kararı yine mantığımızın vereceği çok aşikar. Zaten bu durumdan dolayıdır ki mantığının sesini dinleyen insanlar herzaman hedefine daha hızlı ulaşmıştır. Buna yüzlerce örnek verilebilir. Şimdi burada size örnekler vererek yazımı uzatıp sıkıcı bir hale getirmek istemiyorum. Sözün özüne gelecek olursak kişinin kendine verdiği zararı başka birinin vermesine ihtimal yok. Çevresel zorlukların tamamına bir çözüm bulabilen insanoğlu kendine karşı olan savaşı kazanmak için duygularla değil mantığıyla hareket etmek zorunda. Harici bir yaklaşımla hedefinden şaşabilir.

                Duygularınızın mantığınızı ele geçirmesine izin vermediğiniz ve hedefinize koşar adımlarla gidebileceğiniz bir hayat diliyorum.