Değişik fikirlerin sarmaş-dolaş olduğu müthiş bir siyaset buluşmasıydı. Mekan; Borçka-Güreşen, Yusuf Okutur'un evi...

Eski MHP'li şimdi AK Partili Nurettin Okuyan, çizgisini hep muhafaza etmiş Zafer Kurtuluş ve Osman Kurtuluş, Gaz'ların yönünü bulmada ilk işaret fişeğini ateşleyen Muhammet (Tosi) Gaz yine sivri, yine delici ifadelerle sahne aldı.

Toplantının yoklama kaçağı Mehmet Kar, bedenen olmasa da ruhen oluşan cemin öznesi gibiydi. Ülkücü duayenler Habip ve Muharrem Okutur kardeşler, ayrıca eğitimci kardeşler olarak Turgut, Turan ve ocak bekçisi namıyla temayüz etmiş Yusuf Okutur ve birçok arkadaş daha bu buluşmada en cevval yanlarıyla değerlendirme yarışındaydılar.

Meral Akşener'in başını çektiği yeni oluşum Türk siyasi hayatında bir deprem etkisi yaratır mı konusu toplantının en odak noktasını oluşturuyordu. Cemiyeti oluşturan insanlar; Türkiye'nin güçlü bir Türkiye olması, kişisel kinlerin memleketin ufkunu daraltacak bir mahiyet arz etmemesi nokta-i nazarında hemfikirdiler.

Kişileri konuşmak yerine fikirleri büyütmenin önemi üstünde duran Turan (Murat) Okutur sohbetdaşlara milli-manevi değerler üzerinden altı çizilecek çıkarımlar yaptı.

Nurettin Okuyan ise; dinimizin ilk emri olan 'oku' mesajını yüzyıllardır rafa kaldırışımızdan kaynaklanan problemler yaşadığımızı bir dizi misaller vererek anlattı.

Habip Okutur ise 'adalet' duygusunun sarsılan terazisinin mutlaka tekrar ihyası noktasında herkese vazifeler düştüğü üzerinde durdu.

Tosi ise, toplumsal yaramız olan ırkçılığın siyasi tercihlerde savmaz bir yara haline geldiğini, hatta bir cerahata sebebiyet verdiğinin altını üstünü önemle çizdi.

Muharrem Okutur ise geçmişteki maceralardan bahsetti. "Bugün insanlar, özgürce nefes alıyorsa bunu o kadim ülkücü mücadeleye borçlu olduklarını unutmasınlar" dedi.

Zafer Kurtuluş ise somut bir örnekle hiç iltisaklı olmadığı halde mağdur edilen bir eğitimcinin ihracını geri çevirmek için verdiği mücadeleden hala bir netice alamayışının dayanılmaz ıstırabının bir travmaya sebebiyet verdiğini kaynak-bilgi-belge üçgeniyle izah etti.

Nice şeyler konuşuldu.

Osman, ilginç bir dilekçe yazdığını ama henüz yanıt alamadığını sitayişle anlattı. Müftülüğe başvurduğu dilekçeyle zabıtalıktan imamlığa geçmek isteğine yanıt alamadığından bahsetti. "İmamlar kurumları işgal etmişken neden biz de onların geldiği kuruma geçmeyelim ki" ifadesi her şeyi özetliyordu.

Ev sahibi Yusuf iyi bir ev sahibi ama kötü bir sosyal medya fenomeni. Sevgisini ve nefretini açıkça ortaya koyan yanıyla ve özellikle Bahçeli'yi çizmiş tavrıyla dikkat çekti.

Saat iki...

Herkes ilk fikrinde sabitti.

Geldikleri gibi gittiler...