Bugün Ortadoğu’da yaşanan ve ülkemizi de içine almaya çalışan kan ve gözyaşı, küresel güçlerin uzun yıllardır biçtikleri modelin uygulamaya konulmasıdır..
Irak’ta başlayan kan ve gözyaşının nasıl bir bir diğer Ortadoğu ülkelerini sardığını görüyor ve izliyoruz..
Hani diyoruz ya..
ABD Irak’a demokrasiyi getirmek için girdi ama başaramadı. Arkasında bitmeyen bir kaos, kan ve gözyaşı bıraktı..
Hayır..
ABD böyle istedi..
O nedenle bugün böyle...
Çünkü bu kaosun, bu kan ve gözyaşının üzerinden o hayal ettiği Türkiye’yi de içine almaya çalıştığı BOP projesini hayata geçirmeye çalışıyor..
Bugün Irak Saddam’ı dahi arıyorsa nedendir acaba!
ABD’ye karşı bugün direnen tek güç Türkiye’dir..
Bilinmeli ki 15 Temmuz darbe girişimi de ABD’nin BOP projesinin bir ayağıdır..
Ama başaramadılar..
Fakat teslim olmadılar..
Türkiye Fetö ile uğraşırken, bir yandan PKK, bir yandan Işid, bir yandan PYD terörü sarmalının içine sokulmak istenmesinin, yabancı büyükelçilerin terör korkusu bahanesi ile okullarını, elçiliklerini bir bir kapatıp dünyaya mesaj vermeleri, Uluslararası Para Fonu’nun Türkiye’nin puanını düşürmesi nedendir acaba?
Hedef Türkiyedir..
Türkiye’yi driz çöktürme oyunu bitmemiştir..
BOP dedik ya..
Prof. Dr. Cihan Duru’nun bu yönde önemli bir analizi var.
Okuyunca onu da sizlerle paylaşmak istedim..
Bakın nediyor..
***
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) dev ulus-ötesi şirketlerin eseri olan küreselleşmenin doğal bir sonucudur, küreselleşmenin Ortadoğu’da uygulanmasıdır. BOP küresel şirketlerin eseridir ve elbette Ortadoğu’nun kan ve ateş içinde kalması da!
Orta ve Yakın Doğu; petrol, doğalgaz ve diğer enerji kaynakları ile hammaddeler ve madenler bakımından dünyanın en zengin bölgesidir, aynı zamanda büyük bir pazardır. Ortadoğu, ABD ve Batı için olağanüstü stratejik bir öneme sahiptir. ABD ekonomisi için en önemli bir hammadde yatağı ve pazardır.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ABD’nin 20 yıla yakın bir süredir üzerinde çalıştığı bir projedir. Hemen tamamı Müslüman olan 27 ülke, bu proje kapsamında operasyona tabi tutulmaktadır. Bu ülkelerden biri de Türkiye’dir.
Proje ‘küreselleşme’ denilen büyük sürecin bir uygulaması olarak, değişen şartlara göre güncellenerek kuşaklar boyu devam edecektir. Projenin görünürdeki gerekçesi “terörle mücadele”dir. Bunun için de “bölge ülkelerinin demokratik bir yapıya kavuşturulması” gerekmektedir. Ne var ki bu, bir kamuflajdır: ABD bölgeye özgürlük ve demokrasi götürme söyleminde samimî değildir.
*
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ekonomik anlamda ABD’nin -Kuzey Afrika’dan Çin sınırına uzanan- geniş bir coğrafyada kaynaklara ve pazarlara ulaşma projesinden ibarettir. Dev küresel şirketler arasındaki, “silah üreticileri, petrol devleri ve finansal şirketler arasındaki bir koalisyonun eseri”dir.
Projenin uygulayıcısı olarak gördüğümüz ABD hükümetinin bu proje ile güttüğü hedef ikidir:  Bir, hâkim olmayı planladığı bu bölgelerin doğal kaynaklarını -küresel şirketlerin hesabına- emniyet altına almak; iki, IMF ve Dünya Bankası’nın desteğiyle liberal politikalar uygulatarak proje kapsamındaki ekonomileri, yine ABD kaynaklı küresel şirketlerin istifadesine açmak. Proje kapsamında Fas’tan Çin sınırına kadar uzanan geniş bir coğrafi alan, “özelleştirme operasyonu” ile tek pazar haline getirilecektir. Ulus-devletler dağıtılacak, parçalanacaktır. Bu sayede pazarlık güçleri kırılmış ülkelerde, doğal kaynaklar üzerinde daha zahmetsizce dev şirketlerin küresel egemenlikleri kurulmuş olacaktır.
*
BOP aynı zamanda ABD’nin, arkasındaki küresel şirketlerin, rakip güçlerin petrol kaynaklarını kontrol altına alma projesidir. Şöyle ki, stratejik bir madde olan petrol ile bu kaynağa ulaşım yolları üzerinde egemenlik kurarak, rakip güçler karşısında stratejik üstünlük elde edilecektir. Bu yoldan, ABD; “rakip ekonomiler” durumunda olan AB ülkelerinin, Japonya, Çin ve Avrasya Birliği ülkelerinin ekonomik büyümelerini denetim altına almış, Euro veya başka bir para biriminin dünya ticaretine hâkim konuma gelmesini önlemiş olacaktır. Bu sayededir ki, altın karşılığı tam olmayan, sadece ABD’nin baskısı ve askerî gücü ile ayakta durabilen ABD Doları dünya ekonomisine hâkim olmaya devam edecektir. Neticede enerji kaynaklarının kontrolü için sürekli olarak askerî güç kullanma ihtiyacı da ortadan kalkmış, askerî harcamalar ciddi ölçüde azaltılmış olacaktır. Daha da önemlisi küresel Amerikan şirketlerine yeni ve geniş iş ve kâr alanları açılacaktır.
Şu yadsınmaz bir gerçektir ki, Büyük Ortadoğu Projesi’nin arkasında dev küresel şirketler vardır ve yalnızca onların çıkarları ve büyüme planlarının bir aracı olarak uygulamaya konulmuştur.
*
Çok şey değişti 1970’lerin sonlarından bu yana. Yeni güçler oluştu: ulusötesi şirketler!
Bu şirketlerin önemli bir etkileri Türkiye gibi ulus-devletler üzerinde oldu: Bu devletler artık eskisi gibi değiller, küresel şirketlerin saldırısı altındalar ve giderek geriliyorlar. Çünkü yasaları, oyunun kurallarını daha güçlü olanlar, küresel şirketler koyuyor. Araç olarak da bağlı oldukları ana ülkeyi, ABD, İngiltere gibi büyük devletleri kullanıyorlar. Dünyayı kendi çıkar ve ihtiraslarına göre yeniden biçimlendiriliyorlar. İşte, BOP uygulaması da bunlardan biridir.
Türkiye’de olup bitenler de öyle.. Bugün koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin parçalanmasından söz ediliyorsa, bütün bir Ortadoğu kan ve ateşe boğuluyorsa, bu, küresel şirketler böyle istediği için, böyle buyurduğu için!
***
Evet sevgili okurlar..
BOP işte bu..
Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni dizleri üzerine çöktürmek, Türkiye’yi bölmek isteyen küresel güçlere karşı vatan savunması kaçınılmazdır?
Türkiye Cumhuriyeti içeriden ve dışarıdan tarihinin en kritik, en zor günlerinden geçiyor..
15 Temmuz darbe girişiminin yeni versiyonlarının olmayacağını söylemek zor değil.
Her yolu deniyorlar..
Tek hesaplayamadıkları Allah’ın Türk milletinin üzerindeki eli..
15 Temmuz gecesi olduğu gibi..
Bu ülkede insanlar tehlikenin geçmediğini görerek hangi görüşten olursa olsun vatan savunmasını yapmaya devam etmeli..
Yani..
Ya işgal ya istiklal..