Hatıratında yazdığı üzere İttihâd ve Terakki Cemiyeti üyelerinden Muhittin Birgen Cemiyet’in Cağaloğlu Şeref Efendi sokaktaki ünlü merkez-i umumî binasında bir gün Ziyâ Gökalp’a “İttihâd ve Terakki nedir?” diye sormuş. Gökalp bir süre düşündükten sonra şöyle demiş: “İttihâd ve Terakki, Türk milletinin ruhundan kopmuş bir mefkûre hamlesidir.”

Evet, İttihâdcılık dinamiklerini bu milletin içinden almış ve bu vatan için mücadele etmiş bir fikir hareketedir. 

İttihâdcılık, Şanzelize Meydanı’nda gezip, Café Volter’de Fransız şarabı içerek II. Abdülhamid aleyhinde propagandadan ibaret gazete çıkarmak değildir. İttihâdcılık, Times nehri kenarında güneşin batışını izleyip, İngilizlerin desteğine güvenerek Osmanlı Devleti’ni uluslararası siyasette zor durumda bırakacak risaleler yazmak değildir. İttihâdcılık, Arnavutların ve Arapların Osmanlı’dan ayrılışına hizmet etmek de değildir.

İttihâdcılık Manastır’da, Selânik’te Kosova’da, Üsküp’te at sırtında Bulgar çetelerini kovalamak, din ü devlet mülk ü millet için savaşmaktır. 

İttihâdcı, kafasında 40 tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden gezdiren teşkilatçı Talât Paşa’dır. 

Emrindeki 15. Kolordu’yla birlikte silâhını düşmana teslim etmeyen Kazım Karabekir Paşa’dır.

Çöllerde İngilizlerle ve onlarla bir olan Araplara karşı savaşan Cemâl Paşa’dır. 

Kut’ül Amare’de İngiliz generallerini esir eden Halil Paşa’dır. 

Medine’yi İngiliz birliklerine ve isyancı Arap aşiretlerine karşı günlerce müdafaa eden Fahreddin Paşa’dır. 

Bakü’yü Ruslardan ve Ermenilerden kurtaran Nuri Paşa’dır. 

Belindeki revolverle attığını vuran, kendi ölüm emrini verecek kadar yiğit fedai Yakup Cemil’dir.

İttihâdcı Giresun’da Topal Osman, Trabzon’da Kâhya Yahya, Meclis’te Ali Şükrü Bey’dir.

Türkçülüğün bayraktarlığını yapan Ziyâ Gökalp’tır. 

Bir devlet adamının aynı zamanda fikir adamı olması gerektiğinin örneğini veren Sa’id Halim Paşa’dır.

İman dolu göğsüyle bu millete güç veren Mehmed Âkif’tir. 

İttihâdcı, bu milletin onurunu ve namusunu kurtarmak için millî bir mücadelenin fitilini ateşleyen Mustafa Kemâl Paşa’dır. 

Ve İttihâdcı, Türkistan bozkırlarında Rus mitralyözlerine karşı atını şaha kaldıran Enver Paşa’dır. 
Evet, İttihâdcılık millî bir ruhtur. Zaman içerisinde muhalifleri tarafından simgeleri yok edilmeye, anıları silinmeye çalışılsa da İttihâdcılık ruhu dün olduğu gibi bugün de yarın da yaşayacaktır. Bu devlet ne zaman dara düşse, bu millet ne zaman acı çekse İttihâdcılar bilfiil harekete geçecek; vatan ve millet aleyhine çalışanlar Kur’an’a, al bayrağa ve silâha yemin edenler tarafından yok edilecektir. 

Nâmık Kemâl’ın dediği gibi: 

“Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-u cihandır
Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır.”