Cennet’in annelerin ayakları altında olduğunu söyleyenler, - ki öyledir- onu toplumsal yaşamda, iş dünyasında pek görmek istemiyor nedense. Şöyle, hep başköşede otursun; elini, soğuktan sıcağa sokmasın mı isteniyor dersiniz, yoksa?

Keşke öyle olsa da, onların “bir dediğini iki etmesek...”

Oysa, kadın elinin uzandığı /değdiği her alanda aydınlık, sevgi ve başarı olduğunu, huzur geldiğini, verimliliğin arttığını, güzellikler getirdiğini biliriz de...

Yine de kadınlarla iş yaşamını/hayatını paylaşmak aklımıza gelmez, hoşumuza gitmez.

Yoksa, kadın elinin bereketli olduğunu bilmediğimizden mi dersiniz?

Ben söylemiyorum; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, “Kadın çalışırsa, Türkiye’nin daha hızlı ve güçlü şekilde geleceğe emin adımlarla yürüyeceğine yürekten inanıyoruz” diyor.

Keşke bu “hakbilir sözü” siyasete yön veren erkeklerden biri söylemiş olsaydı.

Çok daha sevinç duyar, mutlu olurduk.

Kadın olmadan gerçek kalkınmanın gerçekleşemeyeceğini ve güçlü toplumun oluşamayacağını biliriz de; bu konuda hep kıskançlığı tutar erkek siyasetçilerin nedense...

Kapılar kadınlara kapalı tutulur, “eli hamurlu” olarak görülüp, evde beklemesi yeğlenir.

Oysa Atatürk, Cumhuriyet kadınının her alanda erkekle yarışmasını, işbirliği içinde olmasını düşünmüş/istemişti, daha kuruluşun ilk yıllarında...

Kadının bilgisinden, zekasından, düşüncesinden yararlanmayı toplumsal kalkınma için ön koşul gören Atatürk’ün; bu öğretisini zamanla unutmuş olmanın ayıbını yıllarca yaşadık. Yaşıyoruz da...

Şimdi, bu olumsuz manzarayı silmek için yeni yeni çalışılıyor. Ama, yine geleceğe yönelik vaatlerle umut dağıtma gibi bu...

Bakan Sarıeroğlu, kadınlar konusunda; “Daha çok çalışacağız, kadınlar için daha çok alternatifler ortaya koyacağız, daha iyi istihdam imkânları ortaya koyacağız. Kadın çalışırsa Türkiye’nin daha hızlı ve güçlü şekilde geleceğe emin adımlarla yürüyeceğine yürekten inanıyoruz” diyor.

Biz de söylediklerini onaylıyoruz. Ve bunun için de; önce TBMM’de kadınların temsili konusundan en az yüzde 35-40; hatta 50 oranının yasalaştırılmasının Seçim Yasası ile gerçekleşmesini ülke demokrasisinin işlerliği açısından zorunlu görüyoruz.

Kadınların önündeki bu engel, sadece TBMM’de temsil açısından olup; diğer alanlarda kadınlar başarılarıyla dikkat çekiyorlar zaten...

Güzel ülkemin dört köşesinden, ilinden ilçesinden yüzlerce gazete dergi gelir adresime. Onlarda hep kadınların sosyal yaşamdaki başarılarından söz edilir. Bir mutlu oluyorum ki... Kadının eli, yüreği duyarlı ve şefkatlidir, sevgi doludur her zaman.

Güzel ülkemi, -bırakalım biz erkekler- kadınlar sevgi dolu yürekleriyle daha çok sarılıp sahiplensinler istiyorum.