Mermiyi namluya sürenle tetiği düşüreni artık net biliyoruz. Sadece bu mu? Silahı vereni de donatanı da tanıyoruz. Asıl bu bilgilerin ötesindeki “karakutuyu” bulup bu millete okumalıyız.

Sinsilerin sesini ve nefesini deşifre etmeden bu şer odaklarla mücadele edemeyiz.

Mesela sahada hiç görünmeyen İngiltere sizce kendini menfaat dünyasından çekti mi?

Asla...

Nüfusça küçük nüfuzca ise belki de tek etkili güç olan İngiltere ortalıkta görünmüyor.

Hep var olup görünmeyen üç harflilerin sureti gibidir aslında o!

Yazının tam da bu bölümünde tarihten ilham alma zamanının geldiğine inanıyorum.

İngiltere eski Başbakanı Winston Churchill’in tarihi kayıtlara geçen bazı sözlerini hatırlamak bize gerçekleri idrak noktasında ışık tutabilir.

1915 yılında, Deniz Kuvvetleri komutanıyken Anzakları, İngiliz’in seçkin askerleriyle karıştırıp bunlara biraz da Hindistanlı ekleyen ve bu kuvvetlerle Osmanlı’nın karşısına çıkaran, bir güzel benzetildikten sonra geri çekilme emri veren, yenilmenin acı sonuyla yüzleştikten sonra da görevinden azat edilen azılı Türk düşmanı o değil miydi!

Churchill yediği dayağın tesirini unutamadığını, savaştan bir zaman sonra Avam Kamarasında ayağa kalkarak yaptığı şu insanlık dışı değerlendirmeden anlıyoruz.

“Savaş hukukuna göre zehirli gaz kullanmak yasaktır; biliyorum. Amma zehirli gazı insanlara karşı kullanmak yasaktır! Türkler Müslüman’dır. Dolayısıyla da insan sayılmaz hiçbiri! Yani, Türklere karşı rahatça zehirli gaz kullanabiliriz!”

Zehirli gaz kullanmak denince Saddam’ın, Esad’ın ve kayıtlı lâin İsrail’in İngilizlerden beslenen bakayalar olduğunu kim yadsıyabilir!

Karakutunun faili belli.

Sahaya sürdüğü şahı da fili de piyonu da belli artık.

Türk milleti, içinde bulunduğu koşulların zorluğuna rağmen yine de gardını alabilecek kudrete sahiptir.

Çanakkale'de gösterdiğimiz kararlılığı sonuna kadar sürdürmek durumundayız.

Şayet dirayetimizi sürdürürsek Ortadoğu’daki yangın yerine dönmüş ülkeler için uluslararası masa kurulduğunda şimdiye dek piyasada görülmeyen karakutu ortaya çıkacaktır.

Parsa toplama zamanında hep aktör olmuş İngilizler yine bu tavrını gösterecektir.

Sahada kazandıklarımızı ne edip edip artık bu şeytanlara peşkeş çekmeyelim.

Rehavet yok, nöbetteyiz...