Dün gazeteleri okurken gördüm; Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu  (BDDK) Başkanı M. Ali Akben, "Türk bankalarının sırtı yere gelmez" diye açıklama yaptı.

Bu görüşünün gerekçelerini de sıralarken; Türk bankacılık sektörünün Şubat 2018 ayında özkaynak karşılığının yüzde 14,5’e yükseldiğine işaret etti.

Bankaların karlılık oranlarının, özkaynaklarının yükselmesini kim istemez?

Ama bu oranın, yükselmenin mudi yurttaşların sızlanmalarına yol açacak yöntemlerle sağlanmaması ve müşterilerin bu olumlu gelişmeden pay almaları gerekmez mi?

Bankalar otomasyona geçerek; kurumsal anlamda personel istihdamında, dolayısıyla personel masraflarında önemli kısıtlama yaptığı bir gerçek.

Yani, personel tasarruf yapılarak karlılık oranı artırıldı.

Bu finans sektörü için sevindirici bir gelişme...

Ama otomasyonu ön plana çıkarıp mudilerin/müşterilerimin işlemlerini çabuk görmelerine ATM cihazlarıyla sağlayan kimi bankaların; bu işlemler için yılsonunda hesaplara ücret yansıttığı yakınmaları işitiyoruz. Bu doğrumu?

Bu konuda bizzat yaşadığım "kredi kartı" ücretinin mudinin hiç haberi olmadan ekstresine yansıtıldığını daha önce bu köşede belirtmiştim.

Tabii ki, böyle işlemlerden ötürü bankaların karlılıkları artar.

BDDK Başkanı M. Ali Akben, "Vatandaşlarımız çok lüks olan banka şubelerinden içeri girmek istemiyor" diye de açıklamasına ek yapıyor.

Bu üzülünecek bir durum...

Çünkü yurttaş bankayı kendisinin göremediği için böyle uzakta durmayı yeğliyor. Demek ki bir kuşkusu, bir endişesi var.

Bu kuşku/endişe bugünden değil dünden gelen bir durum.

Basın sektöründe iş bulamadığım bir dönemde devlet bankalarından birinde görev alıp müdürlük yaptım. Karadeniz'in iç kesimindeki bir şubede; mudimizin biri sorununu bizzat benimle görmek için çamurlu ayakkabılarını müdür odasının dışında çıkarıp içeri girdiğine tanık oldum.

Aradan yarım yüzyıl geçti. Demek ki, BDDK Başkanı Akben'in ifadesine göre mudiler hala finans dünyasına hala uzak duruyor.

Bu acı bir manzara, dahası acı bir gerçek...

Bugün banka şubeleri; dış gösteriş, iç düzen uygulamalarıyla yarış yapıp masraf kapılarını açacak yerde, mudilere/müşterilere daha ucuz hizmet vermenin yol ve yöntemini aramalılar. Kredi faiz oranlarının yüksekliği ise finans dünyasıyla ilişkili herkesin yakındığı bir konu...

Bir başka konu da; karlılıkta yarış yapan bankaların Türk Milli Eğitimine, kültür/sanata da zorunlu destek yapmaları uygulaması getirilmeli.

Öyle, Özkaynak şöyle oldu, karlılık böyle oldu şeklinde övünmekle olmuyor.