Beşiktaş karşısında kazanıp, Avrupa yarışında ‘ben de varım’ demek isteyen Trabzonspor’un bu isteği ne yazık ki gerçekleşmedi.

Bu maç öncesinde bir çok şey yazıldı çizildi. En çok da, ‘Beşiktaş yorgun, önemli oyuncuları yok, Trabzonspor kazanır’ gibi yorumları yapıldı.

20 Şubat’ta Bayern Münih ile Şampiyonlar Ligi maçına çıkan,

25 Şubat’ta ligde Fenerbahçe ile derbide karşılaşan,

1 Mart’ta ise kupada yine Fenerbahçe’yle oynayan Beşiktaş…

Yani kısacası 9 günde 3 zorlu maça çıkan bir takım, 4 gün sonra Trabzon’da Trabzonspor’a konuk oluyor. Herkesin yorgun beklediği Kartal, ne hikmetse hazır (!) Trabzonspor’dan daha iyi bir görüntü veriyor. 7 dakika içinde bulduğu iki golle de 3 puanı alıp gidiyor.

Yorgun (!) denilen Beşiktaş 14 kez kaleyi yoklarken, Bordo-Mavililer 12 kez şut atabildi. En üzüntü verici tablo ise Bordo-Mavili ekip, 90 dakika boyunca, sadece iki kez kaleyi tutturabildi, onlar da çok cılız şutlardı…

Şimdi soruyorum!

9 günde bir şampiyonlar ligi, bir lig, bir de kupa maçına çıkan Beşiktaş mı, yoksa Beşiktaş’tan önce son maçını 24 Şubat’ta Alanyaspor ile oynayan yani 9 gün dinlenen Trabzonspor mu yorgundu?

Şimdi bana kimse penaltı vardı, gol verilmedi demesin. Ben de bunlardan bahsetmek isterdim ama ortada futbol yoktu. Bir penaltıyla, golle kimse kimseyi kandırmasın. Bu takım futbol oynamıyor. İyi oynarsın 10 maçta 2 kez kaybedersin, kötü oynarsın 10 maçta iki kez kazanırsın. Bu böyledir.

Günü kurtarma değil, geleceği kurtarma planları yapın. Bugün bitsin de yarına bakarız diye düşünmeye devam edildiği sürece şampiyonluğu bırak Avrupa bile hayal olur…