Kirli, yüzü kızarmadan ne kadar da pak konuşuyor. Sanki sicillerinde UEFA’nın “organizasyonlarıma sizi üç yıl almıyorum” kararı yok! Sanki zincirleme cezalar uzaylı bir takım için verilmiş! FETÖ Afrika'dan özel hediye olarak sanki “ananası, bananayı” bize göndermiş!

Sanki benim otelimde kotarılmış “gezi” kalkışması.

Sanki milli tankı yapamama beceriksizliğini ben yaşatmışım bu memlekete.

İyi ki bir babayiğit çıkmış da Alman’a rağmen bu projeyi “ben yürütürüm” demiş.

Neyse biz hakiki mevzumuza dönelim...

Kirli, papazın vaftiz suyuyla aklandığını(!) unutmuş gibi sözün namusuna hakaret ederek kelamı mealinden çürütebiliyor.

“Trabzonspor'a devletin bakanı özel tahsisat çıkarmış da batmış bir takımı refaha kavuşturmuş” iftirasının koçbaşlığını yapanlar, kendilerine elli yıldır altın tepside sunulan haram dağını görmezden gelebiliyor. Oysaki “yapılandırma” eyleminde bir el atılmış. Size de aynı şartlar sağlanmış. Bu aymazlığa “pes” demekle iktifa edelim. Zira bu iftiralara karşı sözün içini hakikatle doldurarak açıkça konuşursak “pes” kelimesi “inci dilli” bir cevap olur.   

Kıbrıs'ta kotarılan süreçle yenilen herzeyi sebzeleştirenler “biraz edep takınsılar” da bu millete yaşattıkları utancı biraz külleyebilelim. Şaibenin şakirti olanlar bari malum savcılarla halı saha maçında attıkları kahkahaları unutmasınlar. İşledikleri cürum öyle büyüktü ki devletimiz bu suça ceza verse yüzyıllık bir tarihi çöpe atma mecburiyetiyle karşı karşıya kalacaktı. Devletin bunu göze alamadığını bildikleri için bu iyi niyetten yararlanıp hala kir dilini bu millete dayatabiliyorlar.

Yargıtay “usulden bozmuş, asıldan bozmamış” gerçeğini yüzleri pancarlaşmadan “sevinme azığı” yapabilenlerden her naneyi yemeleri beklenir aslında.

Sen hem ecnebi yargısından hem de yerel yargıdan verebildikleri ölçüde “şılbırı” yemişsin, hala utanmadan temizlik şarkıları mırıldanabiliyorsun! Buna da en hafif tabirle “pes” diyelim.

Trabzon insanı, kirle vaftiz suyunu şayet birbirine karıştırsaydı size ticari olarak öyle darbeler indirirdi ki o dev tröst bir anda no fröst olurdu. Karadeniz insanı elmayla armudu ayırt edebildiği için şanslısınız. Yoksa yandı gülüm keten helva halvetine düşerdiniz.

Mazisi sadece alınterinden neşet etmiş bir takımı, kendi çıkmazlarınıza meze yapmak ayıptır, günahtır.

Biliyorum taraftarınızdan korktuğunuzdan açıktan değil de el altından yetmiş tövbe, yediyüz özür dileyerek “yanlış anlaşıldım” deme durumunda kalacaksınız.

Sizi milyarlarca batıran kişiye, açıktan bir sözünüz yokken size “daha da batmayın” diyenlere böyle fütursuzca söz söyleme cüreti nereden üflendi?

Anlaşıldı; sizi formatlamadan bu memlekette gerçek futbol usûlden de asıldan da oynanamayacak.

“Her türlü” kazanma alışkanlığı olanlara usûllere uygun kazanma önerisi dar gelir. Ama artık dar da gelse bol da gelse kurallara uyacaksınızzz!

Çareniz yok!