Muhterem ustanın başından geçmiş bir nakil meselesi ile alakalı bir yazı yazmıştım. Efsane Başkan Mehmet Ali Yılmaz’ın kurduğu bağ ile Ali Şen’i tanıyan Muhterem ustanın eski bakan Faruk Özak’ın çözemediği meseleyi tereyağından kıl çeker gibi çözmesini anlatmıştım.

Aynı Muhterem usta bugün gazetemizde manşet oldu. Asıl adı Rüstem Şal olan Muhterem usta yeni kimlik kartı almak için Trabzon Nüfus Müdürlüğü’ne gitmiş. Müdürlüğün giriş kısmında görevli olan memur kadın, Muhterem ustanın bir suratına bir de kimlikteki suretine bakmış ve “bu sen değilsin” damgasını yapıştırıvermiş. 65’lik tanıdığımız Muhterem usta meğerse sanalmış.

“Nasıl olur, ben bu kimlikle İsrail’e gittim, Mescidü’l- Aksa’yı ziyaret ettim. İsrail askeri bu sen değilsin demedi de sen mi farkına vardın” diye kızgınca sorup meseleyi müdüre intikal ettirmek için bölmesinde kuruntuyla oturan müdürün yanına varmış. Meseleyi müdüre nakletmiş. Müdür de memurunu ezmeyecek alicenaplıkla Muhterem ustaya “Sen bu değilsin” demez mi?

Bizim Muhterem usta yani Rüstem Şal bir anda oldu yel. Adamı kimlik verenler kimliksizleştirdiler. Hani Trabzon’da az çok titri de var Muhterem’in. ANAP’ta, DSP’de, AK Parti’de üye, delege, bazı görevler de almış. Hadi siyasi kimliğinden bilinmese de şu an Elektrikçiler ve Radyocular Odası Başkanlığını fiilen yürütüyor. Böyle bir adama eski kimliğini kaplatmışsın, kimlikteki adam sen değilsin iftirasını atmak Allah aşkına mürekkep yalamış bir koltuklunun yapacağı iş mi?

Muhterem yırtına yırtına vergi mükellefi olduğunu, bu kimlikle ruhsatlı silah aldığını, hacca gittiğini, Trabzonspor Divan Üyesi olduğunu saymış da saymış ama bizim müdür olmuş hıdır.

“Çözüm ne” diye sorunca sevgili müdür pardon hıdır “Bütün çocukların gelecek ve bu adam bizim babamızdır diyecek ki yeni kimlik verelim” demiş,

Adamın İzmir’de, Almanya’da değişik yerlerde evlatları var. Onları arayacak, onlara “Babanız kayıp gelin teşhis edin” diyecek.

Müdür talimatı çıkarıp sallamış. Yani benim elimden bir şey gelmez demek istemiş.

Bir hiçin koltukta oturduğunu anlamasını istemiş. Beri taraftan Cumhurbaşkanımız bürokratlara seslenerek “vatandaşa zorluk çıkarmayın” diyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bırakın bazı müdürlerin zorluk çıkarmasını bunlar morluk bile çıkarıyorlar.

“Hoca hoca dedikleri hırka ile taç değil/ Gönlün hoca eyleyen hırkaya muhtaç değil” demiş Yunus Emre. Güzel demiş de şu koltukzadelere de bir şey deseydi.