Türkiye neden nükleer santral kurmakta geç kaldı?

Özellikle çavreci sol grupların "istemezükçü" nümayişleri yüzünden tabi ki. Bu güruhları ayağa kaldıran başta ABD olmak üzere Batılı devletler, bu maşalarıyla Türk'ün böyle bir enerji gücüne kavuşmasını engellemek için nükleeri bize öcü gibi gösterdiler.

Oysaki dünya gerçekleri böyle söylemiyor.

Hangi ülkede kaç tane nükleer santral var?

Dünyada şu anda 31 ülkede aktif 437 nükleer reaktör bulunurken, 14 ülkede 68 reaktörün inşaatı devam ediyor, 2030 yılına kadar 164 reaktörün yapılması planlanıyor.

 Enerjiye olan talebin gün geçtikçe artması, ülkeleri alternatif kaynaklar üzerinde yoğunlaşmaya iterken, nükleer teknolojiler de tüm risklere karşı önemini koruyor. Dünyada şu anda 31 ülkede aktif 437 nükleer reaktör bulunurken, 14 ülkede 68 reaktörün inşaatı devam ediyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, 2035’e kadar dünyanın elektrik ihtiyacının yıllık ortalama yüzde 2,2, toplamda ise yüzde 70’e varan oranda artması bekleniyor.

Mevcut durumda dünyada elektrik üretiminde yüzde 40,6’lık payla kömür ilk sırada bulunurken, ikinci sırada ise yüzde 22,2 ile doğalgaz geliyor. Hidrolik enerji kaynakları yüzde 16’lık payla üçüncü olduğu listenin dördüncü sırasında ise yüzde 13’le nükleer yer alıyor.

Nükleer kaynaklı elektrik üretiminde kurulu güç olarak 2035’te yüzde 58 artış olacağı tahmin ediliyor.

– Zirvede ABD ve Fransa var

ABD, 104’le dünyada en çok nükleer reaktöre sahip ülkeyken, elektrik üretiminde nükleerin payı bakımından ise yüzde 78’le Fransa ilk sırada yer alıyor. ABD, bu yılın mart ayı itibariyle 3 nükleer reaktörün daha inşaatına başlarken, İngiltere ise 2025’e kadar yeni nükleer santrallerin kurulması için 8 saha belirledi.

Birleşik Arap Emirlikleri, 400 megavat gücünde bir nükleer reaktörü 2017’ye, 3 nükleer reaktörü de birer yıl arayla 2020’ye kadar işletmeye almayı planlıyor.

Nükleer santrale sahip 31 ülkeden 7’si net enerji ihracatçısı konumunda bulunuyor.

– Türkiye de nükleer lige giriyor

Türkiye’nin enerji kaynaklarına bakıldığında ise yüzde 72’lere yaklaşan enerji ithalat bağımlılığı ile karşı karşıya kalıyor.

Türkiye, mevcut şartlarda doğalgazın yüzde 98’ini, petrolün yüzde 92’sini, kömürün ise yüzde 30’unu ithal ediyor. Türkiye, elektrik talep artışında Avrupa’da birinci, dünyada ise Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Ülke, 2023’e kadar, elektrik üretiminde şu anda yüzde 43 olan doğalgazın payını yüzde 30’a çekmeyi, yenilenebilir enerjinin payını ise 30’a çıkarmayı hedefliyor.

Türkiye, nükleer enerji ile enerji ihtiyacındaki önemli bir açığı kapatmayı öngörüyor. Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri eğer bugün devreye alınmış olsaydı, mevcut elektrik tüketiminin yüzde 33’ü nükleer santrallerden karşılanıyor olacaktı. Sadece Akkuyu Nükleer Santrali devreye alınmış olsaydı elektrik tüketiminin yüzde 17’si buradan karşılanabilecekti.

Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santraller sayesinde Türkiye, doğalgaza yıllık 7 milyar dolar para ödemekten de kurtulmuş olacak.

Şimdi bizim eski tüfekler yanıbaşımızda pirifani bir teknolojiyle ağır aksak çalışan Ermenistan'daki Metzamor santralini görmeyip, Türkiyedeki santraller için yıllarca bize ket koymaktan geri durmadılar.

İyi ki Tayyip Erdoğan gibi ucuz kabadayılara papuç bırakmayan bir Cumhurbaşkanı var da bu şebekeyi dinlemeyerek Putin'le işi bitirdi.