"Etel-Etil" soyadını vermeye yeltendiler, olmadı...

"Etealp" olsun dediler, kimse itibar etmedi.

"Korkut" osun dediler, düşmanlar zaten korkmuş, kaçmıştı. Onu da mantıklı bulmadılar.

"Araz" olsun önerisiyle adeta arıza çıkarmaya kalktılar.

"Ulaş, Yazır, Emen" olsun teklifi de karşılık bulmadı..

"Çogaş, Salır, Begit" dediler, yani her naneyi yediler, onlar da yakışmadı.

"Ergin, Tokuş, Beşe" teklifiyle son bir şey yapmak arzusu taşıdılar, uygun soyadı bir türlü bulamadılar. 

Yıl 1934...

2525 Sayılı Kanun'la düzenlendi her bir Türk'ün bir soyadı taşıması mecburiyeti...

İnsanlara soyadlar dağıtılmaya başlandı...

Devlet dairelerine korka korka giden kişileri gören Ali okulu mezunu memurlar, kimine Çakal dedi kimine Tilki.

Kimine Yosma, kimine Kusma taktı.

Topal, Çolak, Solak da bol kepçe dağıtıldı.

Yasak savmaktı sanki maksat. Oysaki soy sop, cibiliyet isimlendiriliyordu.

Cehaletin rezaleti bir tarafa...

Güzel soyadlar da verildi...

Mesela Konyalı vekil  Naim Hazım Onat, farkı fark ettiren bir soyad buldu.

"Türkata" , "Türkatası" gibi gayet makul iki öneriye karşılık söz istemiş, Mustafa Kemal de, "arkadaşlar lütfen hocamızı dinleyelim", diyerek sözü Onat'a bırakmıştı.

Onat Bey , "Türkata, Türkatası gerek yazılışta, gerek söylenişte bana biraz tuhaf geliyor. Arkadaşlar biliyorsunuz tarihimizde bir 'Atabey' sözü ünvanı vardır. Anlamı da, yine biliyorsunuz: Beyin, emirin, şehzadenin, hatta hükümdarın ilimde, idarede, askerlikte mürebbisi, müşaviri, hocası demektir. Atabey, kullanılmış, tarihe geçmiş bir ünvan-ı resmidir. Bu ünvanı taşıyan bir çok Türk büyüğü vardır. Binaenaleyh biz de Türk'e her alanda atalık etmiş, Türklüğü kurtarmış, istiklaline kavuşturmuş olan büyük Gazimize 'ATATÜRK' diyelim, bu soyadını verelim. Bu bana şivemize de daha munis , daha uygun gibi geliyor." deyince...

Bir alkış tufanı koptu...

Gazi, Onat'ın açıklamasını yerinde bulmuş, hatta ona teşekkür etmiş, böylece "ATATÜRK" soyadı üzerinde oy birliği ile durulmuştur. Bundan sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na şu üç maddelik kanun teklifi verilmiştir.

Madde 1. Kemal öz adlı Cumhurreisimize "ATATÜRK" soyadı verilmiştir.

Madde 2. Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 3. Bu kanun , Büyük Millet Meclisi tarafından icra olunur. "

TBMM'nin 24 kasım 1934 tarihli oturumunda Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal'e Atatürk soyadının verilmesi hakkında üç maddelik bu kanun çıkarılmış...

Böylece Gazi Mustafa Kemal artık soyadına kavuşmuştu. İyi ki Naim Hazım varmış..

Ona da Onat soyadı verilmiş. "İyi, güzel, düzgün. İyi yaradılışlı" anlamında bir soyad Onat...

Atatürk'le Atatürk'ü buluşturan insana da böyle bir soyad yakışırdı.

O da yakışan soyadı aldı.

Şimdi bizim akil insanlara, Ali okulu mezunlarının yarattığı soyadı mezarlığındaki ölü soyadlar  yeniden doğru bir hayata uyandırılmalıdır.